Pişman olursun перевод на английский
498 параллельный перевод
Anlatmazsan, ölene kadar pişman olursun.
If you don't, you'll be sorry as long as you live.
Umarım çok pişman olursun.
I hope you'll be very sorry.
Onun yanına gittiğini öğrenirsem, buna pişman olursun.
If I find you going near her, you'll regret it.
Aklında tut, Ayah, Eğer sorun çıkarırsan, pişman olursun.
Now remember, Ayah, if you give any trouble, you will be sorry.
Bunu yaparsan pişman olursun!
You'll be sorry if you do that!
Yoksa pişman olursun.
Be yourself. Or you'll regret it.
Sana söz veriyorum, ömrün boyunca çok pişman olursun.
I promise you now you'll be sorry for it as long as you live.
Yoksa çok pişman olursun!
Or you'll regret it!
- Güvenirsen pişman olursun.
- He'll be sorry.
Çıkmazsan pişman olursun.
You'll be sorry if you don't.
Yoksa pişman olursun.
Or you'll be sorry!
Bir tane daha yazarsan, burada olduğun sürece buna pişman olursun.
You bring me one more and you'll regret it the rest of your days.
Sözünü tutmazsan pişman olursun.
If you don't, you'll be sorry.
Bu isteğini yap yoksa sonra çok pişman olursun.
You should do it. If you don't, you'll regret it afterwards.
O buraya geldi mi? Yalan söylersen pişman olursun!
Did that two-bit samurai come here?
Sırf kör olduğu için onu hafife alma. Yoksa pişman olursun.
But don't underestimate him just because he's blind, or you'll be sorry.
Sakın ola aklından bir şey geçireyim deme. Yoksa buna pişman olursun.
And don't get any ideas, or you'll regret it.
Bu kafayla her zaman pişman olursun, dostum.
Poor friend, you'll never make it.
Bir şey yokmuş gibi konuş yoksa çok pişman olursun.
Speak normally or you'll regret it
Bir gün bu kararından pişman olursun.
You'll regret it.
Rüyanı gerçekleştirdiğinde, beni unutma, yoksa pişman olursun.
When you realise your dream, don't forget me, or you'll regret it.
Eğer olursam, sen daha çok pişman olursun.
If I am, I promise you, you'll be a lot more sorry.
Kes şunu, yoksa pişman olursun.
Stop it right now, or you'll regret it.
Sakın bir şeyler yapabileceğimi söylemeye kalkma yoksa doğduğuna bin pişman olursun.
Just don't try and say I had anything to do with it... Or you'll wish to hell you'd never been born.
O uçak sensiz kalkarsa buna pişman olursun.
If that plane leaves the ground and you're not with him, you'll regret it.
O uçak sensiz kalkarsa bundan pişman olursun.
If that plane leaves and you don't, you'll regret it.
Konuşmazsan pişman olursun.
You'll be sorry if you don't speak.
Bir şeyler deneme yoksa pişman olursun.
And don't try anything funny or you'll be sorry. Come on.
Sonra pişman olursun.
You'll live to regret it.
Pişman olursun, çünkü seni sırılsıklam ederim.
You'll be very sorry because I'll drench you.
- Hemen gel yoksa pişman olursun.
- Come at once oryou'll be sorry
Beni hemen buradan çıkarıyorsun, Dawn Domuz-port... yoksa pişman olursun.
You let me out of here, Dawn Pig-pork... or you'll be sorry.
Adam gibi yaparsam pişman olursun.
If I do it right, you'll probably regret it.
Buna pişman olursun!
You will regret it!
Sana öyle şeyler yaparım ki Doğduğuna pişman olursun.
I got your bluebellies locked up. By God, I'll skin'em alive, one by each.
Eğer istiyorsan kesebilirsin, ama pişman olursun.
Cut it off if you want, but you'll regret it.
Belki buna pişman olursun.
Perhaps you'd regret it.
Eğer aileme dokunursan pişman olursun.
If you dare to harm my family, you'll regret it.
Bana dokunursan pişman olursun.
You'll be sorry if you touch me.
Ama böyle düşünmeye devam edersen, pişman olursun.
But if you continue down this road, you will regret it.
Eğer bir şey yapamaya kalkışırsan pişman olursun.
If you guys try anything, you're gonna be sorry.
Eğer Ganz elinden kaçarsa, beni tanıdığına pişman olursun.
If Ganz gets away, you're going to be sorry you ever met me.
- Eğer Ganz paramı alıp kaçarsa beni tanıdığına pişman olursun. - Şimdiden pişmanım.
If Ganz gets away with my money, you'll be sorry you ever met me.
Dokunma ona yoksa buna pişman olursun!
Don't you touch him, or I'll hit you.
Beni zorlama, yoksa sana öyle bir savaş açarım ki doğduğuna pişman olursun.
Don't push it, or I'll give you a war you won't believe.
Kendin için doğru olanı yap yoksa pişman olursun.
Make it right for yourself or you'll be sorry you didn't.
Birincisi, ona benzer bir şeyi bir daha yapma yoksa sefil hayatının sonuna kadar pişman olursun.
First, don't ever do that again or you'll regret it for the rest of your life.
Annemiz hasta, ve eğer onu iyileştiremezsen... pişman olursun.
Our mother's sick, and if you don't make her better... you'll be sorry.
Her zaman pişman olursun.
You always regret it.
Pişman olmuş yakın bir dostunun onurunu ve hayatını kurtarmaya yardımcı olursun.
You can perhaps help save something of the life and honor of your truly repentant friend.
Pişman olursun.
I don't believe you.