Sabrına перевод на английский
82 параллельный перевод
Bir doktor eşinin, Einstein'in zekasına ve bir azizin sabrına sahip olması gerektiğini anladım.
I found out that a doctor's wife... needs the understanding of an Einstein... and patience of a saint.
Tüm çevresi Maria Gavrilovna'nın sabrına şaşırır, ama bu sadakatinin bir kahraman, beklediğini bilirdi.
All around were surprised of persistence of Maria Gavrilovna, but still waiting for a hero who can defeat this persistent loyalty.
Ailemizin sabrına dair bir Floransa atasözü vardır.
The patience of our family is a proverb in Florence.
Peygamber sabrına sahip olman lazım.
You're enough to try a saint's patience.
Eski kocanın sabrına şaşıyorum.
I'm amazed at the patience of your ex-husband.
Şu sabrına ve kahin tavuklarına göre, neredeyim peki?
Where am I now for all your patience and your prophetic chickens?
Sabrına, anlayışlılığına, olgunluğuna...
Your patience your understanding and your maturity.
Ama şimdi akrebin sabrına sahip olmalıyız.
But now we must have the patience of the scorpius.
Senin kudretine, sabrına bağışlayıcılığına ve büyük ulusumuzun... yeniden inşasına katkı yapacağına inanıyoruz. Tanrı hepinizi korusun.
We are counting on you, on your strength, your patience... your will and your courage to help rebuild this great nation of ours.
Sabrına hayranım, dostum.
I admire your persistence, my friend.
Senin sabrına da inanamıyorum.
Not to mention... You're still young.
Canımız insanların iyi niyetiyle yılanların sabrına emanet.
We rely upon the goodwill of our fellow man... ... and the forbearance of reptiles.
Nihayetinde herkesi etkileyen sessizliğe karşı Tanrı sabrına sahip olması iyiydi.
'Were good he had God's patience...'for silence affects everyone in the end.
Kendi kendini ameliyat eden bir Doktorun pahtk sabrına sahip olduğunu söylerler.
They say a Doctor who operates on himself has a pahtk for a patient.
Bu da senin, sabrına karşılık.
And that is yours for being a good patient.
Bayan Philips, Dr. Grey'in yeteneklerine ve sabrına ihtiyacım var. O yüzden bir şeyi açıklığa kavuşturalım.
Ms. philips, I lack Dr. Grey's class and patience so, Iet me set the record straight.
Onun kampında Politikacılarda var ve onlar onun sabrına sahip değiller.
Those politicians in his camp don't have his patience.
"Anthonius ve Cleopatra izleyicinin iyi niyetine ve sabrına karşı."
"Anthony and Cleopatra is a considerable trial of an audience's patience and goodwill."
Sabrına hayran kaldım.
I admire your restraint.
Sabrına müteşekkirim, Bill.
Uh, I appreciate your patience, Bill.
Onun bağışlayıcılığına ihtiyacımız var. Onun sabrına.
We need His forgiveness, His patience.
Altın hummasına tutulduğunuzda tedbir almaya sabrınız olmaz.
When you're sick with gold fever you have no patience with caution.
Muhtemelen, bay Vrana, sabrımın taştığına dikkat etmediniz!
Perhaps, Mr. Vrana, you didn't notice that the fires went out!
Tanrı aşkına sabrımı taşırma!
For God's sake, stop annoying me.
Sabrımızın dolmasına şu kadar kaldı.
We've had it up to here.
Bizim sınanmamız ise, olsa olsa onların yanımızda olmamasına... ve yalnızlığa dayanma... konusunda sabrımızın sınanmasıdır.
If we're tested at all, it's for patience... for doing without... for how well we can endure loneliness.
İnanıImaz sabrınız nedeniyle araba başına 5.000 Dolar indirim yapacağız.
We'll have that momentarily. And because of your incredible patience... we're going to knock off $ 5,000 on each car.
Endişeye kapılan suç ortaklarına karşı pek sabrım yoktur!
I'm not sure I can tolerate a nervous co-conspirator.
Hepimiz adına sabrınız için teşekkür ediyorum.
I think I speak for us all when I thank you for your patience.
Sabrının taşmasına sabrım taştı. Eugene? Ruth Gibson.
- Obviously, we keep very careful records.
- Sabrımın taşmasına ramak kaldı.
- You are one step away, missy.
Umarım. Çünkü hızla sabrımı tüketme noktasına...
- Yeah, well, I hope so because you were rapidly approaching the point where l- -
Allah'ın bize göstermesini beklediğimiz sabrı başkalarına göstermeliyiz.
We must be as patient with others as we expect Allah to be with us.
Yeter artık sabrımı Krasac Yayına taktım bile
No more, I have had it up to Krasacs Bow with patience
Birgün sabrım tükendi ve kalenin arkasına geçtim.
So one day I get fed up and go plant myself behind the plate.
Tanrı aşkına sabrımı zorlama.
Don't try my patience, for God's sake.
Annemler evde değil, bizi tahliye etmeye çalışıyorlar. Wolfe, arkadaşına söyle, sabrımı taşırmak üzere.
Wolfe, tell your buddy he's working my last nerve.
Diğer yandan, kim giderse gitsin Yıldızgeçidi Komutanlığının saygısına hâkim olan birisi olmalı ve sabrı, bilgisi ve kararlılığıyla onları hızlandırıp buraya bir destek ekibi göndermelerini sağlayacak birisi.
On the other hand, if anyone's going, it should be someone that commands the respect of the SGC and yet has the patience, knowledge, and determination to bring them up to speed and find a way to bring the cavalry back here.
Diyor ki Mammon'un, babasının kurallarına sabrı yoktur ve kendi ateş ve kan krallığının başına geçmek için can atar.
It says Mammon has no patience for his father's rule and yearns to forge his own kingdom of fire and blood.
Şu halde O'na kulluk et ; ve O'na ibadet için sabr ( ve sebat ) eyle..
so worship Him, and be constant and patient in His worship :
Belki bir iki derin nefes işleri hızlandırır ve Richard da bir an evvel aşağıya, gerçek yaşamına dönebilirdi. Karısının onu beklediği yere. Sabrı her geçen dakika tükenen karısının.
Maybe a sniff or two would hurry things along, so he could get back downstairs to his real life, where his wife was waiting for him her impatience increasing by the minute.
Wolfe, arkadaşına söyle, sabrımı taşırmak üzere.
Wolfe, tell your buddy he's working my last nerve.
Aziz sabrına sahip olmalısınız
Which...
Sana yukarı kata çıkıp yatağına dönmeni tavsiye ederim, yoksa sabrımı kaybedeceğim.
I suggest you go up the stairs and going to bed before that, really, I lose patience.
Bilir ki, sabrımı tüketip sinirleneceğim ve hayal kırıklığına uğrayacağım.
He knew I would be disappointed and angry, losing my patience.
Zamanı gelmişti amına koyim! İlk olarak sabrınız için teşekkür ediyorum.
Certainly want to thank you for all your patience.
Tekrar sabrımı zorlarsanız, ikinizi de yeraltına gönderirim!
Test my patience again and I'll see you both to the mines!
Bazı günler başkalarına karşı sabrımız tükenir.
Some days we have limited space for others.
Sancı ne kadar sürerse bebeğin sabrının ve anlayışının o kadar olacağına inanıyoruz.
We believe the longer we labor, the longer our child's patience... And understanding.
- Sabrımın sınırına ulaştım.
- My fuse is getting shorter.
Ve ne var biliyor musun? Aklını başına toplayamayan bir çocukla uğraşmak için ne zamanım var ne de sabrım.
I don't have the time or patience to deal with a boy who can't make up his mind.