Satin перевод на английский
599 параллельный перевод
YOLDA YİYECEK SATIN ALMASI İÇİN
IS ENTRUSTED WITH MONEY
Onun yerine benim saten örtümü kullanmayı tercih edersin tabii!
No, you prefer my satin quilt!
Bu mevsimin moda rengi eflatun, gece giysisi içinse lame ve saten.
Violet is the rage this season, in lamé and satin for evening wear.
Sana gri saten elbisemi temizleyiciye götürmeni söylemiştim.
I thought I told you to send that gray satin evening dress to the cleaner.
Bu yörede Satin, Montmartre de Lucille Montparnasse'de ise, Georgette veya Madeleine.
Satin in this district, Lucille in Montmartre and in Montparnasse, I'm Georgette or Madeleine.
Saten olur
Would be satin
Ah, keşke 36 yaşında bir kadın olsaydım siyah satenler içinde, boynunda inciler olan.
Oh, I wish I were a woman of 36, dressed in black satin, with a string of pearls.
Lütfen bana asla siyah saten giyip inci kolye takmayacağına dair söz ver ya da 36 yaşında olmayacağına.
Please promise me never to wear black satin or pearls... or to be 36 years old.
Bunun bir dolari on dolarlik vaat satin alir.
With a dollar of this you can buy $ 10 of talk.
Aptallik edip onu satin almaya kalkistin!
You and your stupid attempt to buy it!
Ama bakın, bütün gün üniforma giyerseniz, saçlarınız hep örtülü olursa tenine değen saten giysilerle kendini bir kadın gibi hissetmek iyi oluyor. - Kid Robert'in de hoşuna gidiyor mu?
But you see, when you wear a uniform all day with your hair covered up, it's nice to feel like a woman, with satin on your skin.
XV. Louis, sarı ve bordo satenden yapılmış.
Louis the XV, in yellow and maroon satin.
- Bayan, saten olanı ne kadar?
- Ma'am, how much is it in satin?
Saten, bengalin ve kırpma şifon kullanılarak tüy gibi hafif... bir kumaş elde edilmiş.
The featherweight quality's achieved by using satin and bengaline... with a chiffon trimming.
Siyah saten elbiseyi giyiyorum.
I'm wearing the black satin dress.
Siyah saten elbiseyi giymiyorum.
I'm not wearing the black satin dress.
Ya da öyle der arkadaşlar
" Manhattan women are all in silk and satin Or so the fellows say
Eğer sütle banyo yaparsan cildin saten gibi görünür.
If you wash yourself with it, your skin looks like satin.
Tabutun dışı beyaz ve içi satenle kaplı olmalı beyaz veya pembe.
I want a white coffin, and I want it specially lined with satin. White or deep pink.
Odası. Saten ve tülle dolu.
That room of hers, all satin and ruffles.
Modeli şöyle, yumuşacık tüllü etek ve kolsuz saten bir üst.
This is the pattern - a fluffy tulle skirt and the sleeveless satin leotard.
Skull Çiftligi'nin kapilarini açip... paranin satin alabilecegi en iyi yiyecek ve içecekleri sunmak üzere... sizi davet edecegiz.
We're going to open the doors of Skull... and ask you all to come in and eat and drink the finest food and liquor... that money can buy.
Bu akºam senin çiftligini satin aliyorum.
I'm going to buy your ranch tonight.
Truvalilar Helen'i geri verdiklerinde, kolay satin alinamayacagimizi onlara ögretecegiz.
When the Trojans have handed over Helen, we'll teach them... ... that we're not easily bought off.
O beyaz, beyaz saten
It's white, white satin.
Bölge serifini de satin aldi.
And he owns the County Sheriff.
Yarın saten elbisen, ipekten ayakkabın olacak.
Tomorrow, you'll have a satin dress and silk boots.
Pekala, bu beyaz saten.
Now, about this white satin.
Pekala, bu saten güzel.
Now, this satin is lovely.
Onüç metre beyaz saten...
Thirteen yards of the white satin...
"Siyah saten elbisenin onarılması 18 dolar."
"Less $ 18." "Repair one black satin dress."
Neden kalp şeklinde kırmızı saten bir kutuda çikolata getirmedin?
Why didn't you get me candy in a satin heart box?
Beyaz saten dans ayakkabılarıydı.
White satin pumps.
Ve lütfen ona yazın bana 5 metre beyaz saten kumaş ve duvak getirsin.
And please, write that he brings me 5 meters of white satin and voile.
Beyaz satenim nerede?
Where is my white satin?
Girit'te kaliteli saten bulunmaz.
In Crete you don't find the real good satin.
Üzeri incilerle süslenmiş yirmi metrelik beyaz satenden.
Twenty meters of white satin covered in pearls.
Bakın, işte dekatloncu Chu Tze kalabalığın arasından zaferini simgeleyen, güneş şeklindeki saten örtüsüne sarılmış olarak geliyor.
Look, there he is, passing through the crowd, , the decathlete, shielded by a satin cover in the shape of the sun, symbolizing his glory...
Bana şeyi hatιrlatιyordu... sateni.
Made me think of... satin.
- Yumuşak, beyaz sateni.
- Soft, white satin.
Elnett Satin saç spreyi sayesinde saçım gün boyunca canlı ve yumuşak oluyor.
My hairdo stayed light and soft all day thanks to Elnett Satin Spray.
Beyaz elbiseli kızlar Ve mavi saten şalları
Girls in white dresses With blue satin sashes
Ve mavi saten şalları
With blue satin sashes
Beyaz bir parti elbisesi ve şeker pembesi büyük saten bir kuşağı var.
It's a white party dress with a huge sash of sugar-pink satin.
Kisaltmasi bir dolara, satin almasi belki bin dolara mal oldu.
It cost a dollar to shorten and maybe a thousand to buy.
Senin yasinda çok aci vermistir ama para her seyi satin aliyor.
At your age, it must've been very painful but money buys everything.
Bu sehirde, paranin satin alabilecegi en iyi kolejlerden birini insa ediyoruz. Genç erkekler ve kizlar egitim almak için, oglum gibi buradan gitmek zorunda kalmasinlar diye.
We are building here in this county one of the finest colleges that money can buy so that our young men and women will never have to leave here as my son did, to be educated.
Briggs evi satin almak istedigini söylüyor.
Briggs says he wants to buy the house.
Gri saten mi?
- Gray satin?
Farbalalı beyaz saten bir gelinliği vardı.
She had a white satin dress with flounces on it.
ZAFERE GİDEN YOLU KORUYUN ULUSAL TAHVİL SENETLERİ SATIN ALIN
- Thanks, fella.