Sekiz перевод на английский
19,163 параллельный перевод
Sekiz saatten fazla.
More than eight hours.
Yaklaşık sekiz saat.
About eight hours.
On sekiz yaşında komşusunun köpeğini öldürmüş. Bahçe küreğiyle...
18 years old, killed his neighbor's dogs... with a garden trowel.
Kız sekiz yaşında, ikinci sınıf.
She's eight years old, second grade.
Dijital izleme bitene kadar sekiz dakika olduğunu hesapladım.
I calculate eight minutes until the digital trail closes.
Otto'ya göre bilgisayara erişimi ve ayrıcalığı olan doksan sekiz çalışan ve mahpus varmış.
According to Otto, there are 98 people... Staff and inmates... At the prison who have privileges and access to a computer.
Hakim tekne kazasında sekiz yıl önce boğulmuş.
The judge went down in a boat accident eight months ago.
Burada sekiz aylık yiyecek var.
I got eight months of food here.
Gemimizde sekiz tane daha var.
There's eight more like it on our ship.
Sekiz tane seçmen var senatörle görüşmek istiyorlar.
There are eight constituents who want a meeting with the senator.
- Karın sekiz aylık hamile
- She's eight months pregnant.
Sekiz yıl önce Hillary'yi destekleyenler yemin etti ; "Barack Obama'ya asla oy vermeyeceğiz" dediler.
Eight years ago, many Hillary supporters swore they would never vote for Barack Obama.
Sekiz şiddetinde bir depremin şehre neler yapabildiğini gördün.
You've heard what an eight on the Richter scale can do to a city.
Sekiz bira, lütfen.
Eight beers, please.
Normal günlerde bile sekiz adam yeterli değildir.
Even on a good day, 8 men isn't enough.
Sekiz yaşındaydın.
You were 8.
Günde sekiz kilometre yürüyorum ve bir sürü estetik ameliyat oldum.
Really, I walk five miles a day, and I've had a tremendous amount of plastic surgery.
- Sekiz, dokuz yıl kadar.
Eight, nine years.
- Elinde sekiz var mı?
- Got any eights?
Sadece sekiz saatin kaldı.
Only eight hours left.
Sekiz saat dört dakika geçmeden gitmem.
Okay? Not for another... seven hours and four minutes.
Sekiz ay sonra beni bul da ödeşelim.
SUZY : Come find me in eight months and return the favor.
H-9'un yapısı için gerekli olan sekiz bileşenden üçünü verdim.
I only gave her three of the eight components necessary for V-9's structure.
Sekiz yaşımdan beri direksiyon başına geçmedim.
Ain't been behind the wheel since I was eight.
Polis ve Cezai Delil Yasası, paragraf 5, kanun D uyarınca, delil KMF-4, alakasız benzer diğer sekiz kişinin video resimleriyle birlikte, bu soruşturmadan bağımsız olarak bir memur tarafından bir tanığa gösterilmiştir.
In accordance with paragraph five, Code D of the Police and Criminal Evidence Act, item KMF-4, alongside eight other video captures of unrelated, similar persons were shown by an officer independent of this inquiry to a witness
Bu akşam sekiz tane öldürdüm.
I killed eight this evening.
On sekiz ay önce, eski kız arkadaşımla beraber sikik bir bodrum katındaydık.
Eighteen months ago, it was me and my ex-girlfriend in a fucking basement.
- Neredeyse sekiz yıl.
- Almost eight years.
Sekiz baklavalık karın kaslarım normal insanlar gibi altı baklava oldu.
And now my eight-pack is a six pack like regular people. ( Elevator dings )
Ya piçiyle gönderdiği sekiz kelleye ne diyeceksin?
And what of the eight heads he sent back with his bastard?
Bugün sekiz grup olacak. Sağdan ikişerli ayrılıyoruz. Araba başına.
Eight guns today, numbering from the right, moving up two each... each drive.
Sekiz...
Eight...
On sekiz senedir.
Eighteen years.
Tam üç dakika, kırk sekiz saniye burada kalmış.
He was here precisely three minutes, 48 seconds.
Hala sekiz dakikamız var.
We still have eight minutes.
Pekala, sayfa sekiz.
So, page eight.
Yedi veya sekiz yaşındaydım o zamanlar.
as a girl no more than seven or eight.
MAC adresini sekiz ay önce Santa Monica'dan alınmış bir laptopa kadar takip ettim.
I was able to track the MAC address to a laptop purchased eight months ago in Santa Monica.
"Son sekiz ay içinde..."
"| n the past eight months..."
Beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on!
Five, six, seven, eight, nine, ten!
'Sekiz ay içinde pes ettim.'
'I gave up in just eight months.'
Randevu almak sekiz ay sürdü.
It took 8 months to get an appointment.
Daha sekiz yaşındaydın ama çok cesurdun.
You were only eight, but you were so brave.
Bilmiyorum, arka arkaya sekiz tane esrar çekmiş gibiyim.
I don't know, like I just smoked 8 joints.
O yüzden sekiz mesaj bıraktım.
It's why I left eight messages.
Sekiz yıl önce bir uyuşturucu bağımlısıydım. Ve oğlumu terkettim. Yanan bir arabada.
Eight years ago, I was a drug addict, and I left my son in a hot car.
Ve o sekiz aylıktı.
And he was eight months old.
- Sekiz hafta?
Eight weeks.
... özel güvenlik aşağı yukarı 1.60-1.65 arası bir kadın sekiz civarı alışveriş poşetini süite götürmüş ardında kanıt denecek pek bir şey bırakmamış...
... private security... a woman between five four and five six carried eight or so shopping bags into the suite... didn't leave much behind in the way of evidence...
- Sekiz akıl, bir akıldan üstündür.
Eight minds are better than one.
Sekiz elektrot.
Eight electrodes.