Sensin перевод на английский
34,671 параллельный перевод
Kendin bul, Batman sensin.
Find him yourself. You're Batman.
Bunu ispatlayacak tek kişi sensin.
You're the only person who can prove it.
- Bana yakın duran kişi sensin.
Uh, you're the one standing close to me.
Bu Yenilmezler'le daha önce savaşan sensin.
You are the one who fought these Avengers before.
Babam olma yeterliliğine sahip olmayan sensin.
It is you who are not worthy to be my father.
Gerçekten sensin.
It's really you again.
Sensin.
You are.
Snoopy sensin!
You are Snoopy!
Sistemdeki hata sensin!
You're the glitch in the system!
- Kabullenmesi zor biliyorum ama gerçekten yardımınıza ihtiyacım var ve bunu isteyebileceğim tek kişi sensin.
I know this is a lot to process, but I really need your help and you're the only person I could turn to.
Ralph, oyuncu olan sensin ne görüyorsun?
Ralph, you're a gamer, what do you see?
... ve gördüğüm kadarıyla, o kişi sensin.
I want what's best for my daughter, and from what I can tell, that's you.
Sensin salak, benim de yürütmem gereken bir şey var.
You're dumb, and I have... heist to do.
- Patron sensin.
Hey, man, you're paying.
Patron sensin.
You're paying.
Bir numaralı şüpheli sensin, Jeffords.
You're suspect number one, Jeffords.
Ve konuşacağı tek insan sensin çünkü şu anda yanında olduğunu sanıyor.
And the only person he'll talk to is you,'cause he thinks that you're up there with him.
Sensin mankafa!
! You're the butthead!
Asıl hasta sensin.
You're sick.
En iyi eş sensin.
You're the best wife ever!
Bu, sensin.
That is you.
Sorunu olan sensin. Ben değil.
I think you're the one with the problem.
Patron sensin ; adamım.
You're the boss, man.
Anlaşabildiğimiz tek konu sensin.
The only thing we agree on is you.
Sensin.
You!
Düşüren sensin.
You're the one who dropped it.
Cinin yeni sahibi sensin.
You're the genie's new master now.
- Biri de sensin, değil mi?
- And you're one of them, right?
- Benim de açmaya ihtiyacım yok. Babam sensin, biliyorum.
I don't need to open it either.
Onlardan biri, yapmadığı bir şey yüzünden hapiste ve diğeri de sensin.
One of them is in jail for something he didn't do, and the other one is you.
Listede adı olup da saldırıda ölmeyen tek kişi sensin.
Your name is the only one on the list that survived the bombing.
- Ezequiel. - Ah, sensin.
Oh, it's you.
Bundan şüphe duyan tek kişi sensin.
You're the only one who doubts that.
Yemesi gereken sensin.
You are the one who needs to eat.
Bu Süreç içinde başıma gelen en iyi şey sensin.
You are the best thing that's happened to me in this Process.
Michele, sensin.
Michele, it's you.
Nair. Güvendiğim tek kişi sensin.
Nair, you're the only one I trust.
- Çöp sensin.
- You are trash.
Ve bunların sorumlusu sensin.
Awful. I blame you for that.
Ve gördüğüm kadarıyla o kişi sensin. Onu geri kazanmana yardımcı olacağım.
And from what I can tell, that's you.
- Patron sensin.
You're the boss.
Bu dünyadaki en değerli varlığım sensin ve ben de senin için buradayım.
You're the only thing that matters to me in this world, and I'm here for you.
Benim süper model pornom sensin.
Hey... you're my supermodel porn.
Sonra ben de dedim ki, "Carol, benim süper model pornom sensin."
And then I said, "Carol, you're my supermodel porn."
Öyleyse zannımca sensin.
Then I'm guessing it's you.
Kontrolden çıkacak planı yapan sensin.
You're one to talk about a plan getting out of control.
Hain olan sensin
You're the corrupted one
En çok özlediğim arkadaşım sensin
Of all my friends, you're the one that I miss
Benim karım sensin
You're my wife
Sensin
Is you
Bunun canlı kanıtı da sensin.
You're living proof of it.