Sensiz перевод на английский
5,969 параллельный перевод
Seninle ya da sensiz.
With or without you.
Ayrıldığımızdan beri ilişkimizin garipleştiğinin farkındayım. Fakat sen Avatar Takımı'nın bir parçasısın ve bunu sensiz başaramayız.
I know things have been weird between us since we broke up, but you're a part of Team Avatar, and we can't do this without you.
- Sanıyorum eve sensiz bakmanın bir mantığı olmayacak.
I suppose there's no point in you looking in on the house.
Sensiz de idare edebilmeliyim.
I shall have to manage without you.
Sensiz ne yaparım bilmiyorum.
I don't know what I'll do without you.
Seni listemden çıkarmazdım hiç. Sensiz liste sözcüğünü çarpıtıyoruz diye de değil.
Well, I would never leave you off my list, and not just because, without you, we're playing fast and loose with the word "list."
Bunu sensiz yapabileceğimi sanmıyorum.
I don't think I can do this without you.
- Sensiz bir yere gitmiyorum baba.
Not leaving without you.
Sensiz kaybolurdum.
I'd be lost without you.
Sensiz yapamazdım.
I couldn't have done it without you.
Sensiz öyle kolay olmuyor!
That's not easy without you!
Gerçekten Rachel, sensiz yapamazdım.
Seriously, Rachel, I couldn't have done it without you.
Sensiz yapmamızı ister misin?
Do you want us to do it without you?
Ve sensiz.
And without you.
Ve sensiz bir gelecek tahayyül edemiyorum.
And I can't imagine a future without you.
- Tanrı aşkına, sensiz bunu başaramam.
- Jesus, Glen, I can't do this without you.
Fakat sensiz olmaz.
But not without you.
Hayır, sensiz bir yere gitmeyiz.
No, we're not going without you.
- Öyle bir şey olmayacak Molly. Bunu sensiz yapamam.
Molly, I can't do this without you.
Hayır, sensiz hiçbir yere gitmeyiz.
No, we're not going without you.
Burada ne yaşanacaksa sensiz yaşansın olmaz mı?
Just let whatever happens here happen without you, okay?
Burada ne yaşanacaksa sensiz yaşansın.
Let whatever happens here happen without you.
Sensiz hayatımdan nefret ediyorum.
I can't do this alone. I hate my life without you.
Sensiz, yapamam...
Without you, I can't...
Sensiz nasıl yaparım kim bilir?
God knows how I'll do that without you.
♪ Yaşayabilirim sensiz? ♪
♪ To live without you?
Sensiz mi halletmemizi istersin?
You want us to handle this thing without you?
Ya gel ya da sensiz alıp gidiyorum.
Either you come or I take'em without you.
Sensiz bir yere gitmeyeceğim!
I won't let you go anymore!
Sensiz bu ekibi yürütemeyiz.
We can't do this without you.
Sensiz gidemeyiz!
We can't go without you!
Bu kovalardan 400 tanesini sensiz doldurmamız gerekti.
We had to stuff 400 of these things without you.
DansBoşalması sensiz dümensiz bir gemi gibi.
Floorgasm is just a rudderless dance ship without you.
Sensiz de gayet iyi idare ediyoruz.
We are managing fine without you.
Eğer bir gün içinde hepsini paketleyemezsen, New York'a sensiz dönmek zorunda kalırım.
So if you can't get this place packed up in a day, I'm gonna have to fly back to New York without you.
California'ya ulaşmak için hâlâ 2 bin mil yolumuz var ve sensiz başaramayız.
And California is still 2000 miles of bad road away. And we are not gonna make it without you.
Kendine de bir bardak al çünkü sensiz yapamazdım.
Well, you should fix one for yourself too, because I couldn't have done it without you.
Sensiz bu işe kalkışırsak, bunları dağıtma işi sana düşecek.
Let's hope we get this done without you and you don't have to deliver any of those.
Hayır, onun birkaç gün beklemesini sağlamalısın, Böylece sensiz hayatın nasıl kötü olduğunu görsün.
No, you got to make him wait a couple of days, see how horrible his life is without you.
Ama sensiz gitmek istemiyorum.
But I don't want to go without you.
Sensiz yapamam, bebeğim.
# 1 need you, babe
Gideon'ı sensiz asla alt edemezdim.
I would have never been able to take on Gideon without you.
Olmaz. Sensiz yapamam.
I can't.
Sensiz bir yere gidemem Addy. - Olmaz, yapamam.
I'm not going back out there without you, Addy.
Sensiz gitmek istemiyorum.
I don't want to leave without you.
Sensiz başladım.
I started without you.
- Sensiz hiçbir yere gitmeyeceğim.
- I'm not leaving without you.
Sensiz ne yapardım bilmiyorum.
I don't know what I'd ever do without you.
Sensiz ne yapacağını bilmediğini söylemiş.
He said he doesn't know what he'd do without you.
Sensiz yaşamaktan bıktım usandım.
Tired of living without you.
Biz sensiz gidiyoruz.
You stay, you find her.