Shep перевод на английский
503 параллельный перевод
Shep Huntleigh.
Shep Huntleigh.
- Stella!
-... with Shep Huntleigh, an old beau...
Shep Huntleigh.
- Shep Huntleigh.
Bu adam Shep Huntleigh değil!
This man isn't Shep Huntleigh.
Shep bu.
That's Shep.
- Kim bu arkadaş, Shep?
Hey, who is this fella, Shep?
Ben, Shep Horgan.
Well, I'm Shep Horgan.
Shep dün gece getirdi sana onları sen uyuduktan sonra.
Shep brung'em down to you last night after you went to sleep.
Shep, bana bir şeyler kırdırtacaksın.
Shep, you'll make me break something!
Bilirsin bir zamanlar... bir süre önce...
You know, there was a - There was a time, not long ago... when Shep was away - like he is now -
Shep bunu öğrenseydi seni öldürürdü.
Shep catch you doin'that, he'd kill you.
Shep uzaktayken, buraya ben göz kulak olurum.
While Shep's away, I kinda keep my eye on the place.
Üstünden gelirsin çünkü Shep o kadar iyi bir insan ki... ona kötülük yapıyormuş gibi hissedersin.
He gets over it because Shep is such a nice fella... that he feels like he's doing him dirt.
- Bu, seni ilgilendirmez ama Shep beni eve, akşam yemeğine çağırdı.
That's none of your business, but Shep asked me to come up to the house for supper tonight.
Shep seni eve, akşam yemeğine mi çağırdı?
Shep asked you to come up to the house for supper?
Sana Shep'ti dedim, değil mi?
I told you it was him, didn't I?
Tamam, Shep.
- Okay, Shep.
- Bu Shep'in yeni ustabaşı.
It's Shep's new foreman.
Shep'in arazisindeler değil mi?
- They're on Shep's land, ain't they?
Pekala, Shep'in arazisindeler.
All right. They're on Shep Horgan's land now.
Bakalım Shep ne diyecek.
Now, Shep is gonna have something to say about that.
- Shep, lütfen, beni yanlış anladın.
Shep, please. You got me wrong.
Shep, neden Jube'e beni Mae diye çağırmasını emretmiyorsun.
Shep, why don't you order Jube to call me Mae.
- Ben Shep'im.
- I'm Shep.
Vicdandan bahsediyorsan, o bende yok. En azından Shep için.
If you're talking about conscience, I haven't got any, not about him.
Shep?
Shep?
Bir gün Shep sığır almaya Calgary'ye geldi. Herkes, onun Wyoming sığır kralı olduğunu söyledi.
Then Shep came up to Calgary to buy cattle... and everybody said he was a Wyoming cattle king.
- Shep yüzünden.
- Because of Shep.
- Başka yollar da var, Shep. Bunu biliyorsun.
Well, there's other ways, you know, Shep.
Shep bana bu işi verene kadar.
Until Shep give me this job.
Bu doğru Shep.
That's right, Shep.
Seni görüyorum Shep.
I'm gonna see you, Shep.
- Shep.
Shep?
- Şansın döndü ha, Shep?
Think your luck's changed, Shep?
Ardından Shep senin lider olmanı istedi, nasıl olduğunu biliyorsun.
Then when Shep asked you to be foreman, you knew how it was.
Shep bana kendimi önemli hissettirdi.
Shep made me feel like somebody.
- Shep yaşama amacı verdi bana.
Shep... gave me a reason for living.
Seninle dövüşmeyeceğim Shep.
- I ain't gonna hit you back, Shep.
Ona aldırma Shep.
Don't pay him no mind, Shep.
Biliyorsun bunu Shep.
You know that, Shep.
Ne yapmayı planlıyorsun Shep?
What you aimin'to do, Shep?
- Shep'e ne diyeceksin?
And what are you gonna tell Shep?
Tamamen yanlışın var Shep.
You're all wrong, Shep.
Silahı yok.
He ain't wearing no gun, Shep.
Shep'in dediğini duydun mu?
You heard what Shep said.
Shep'in mi yoksa Troop'un mu? Çünkü iki tarafta birden yer alamazsınız.
Shep's or Troop's - because you can't be on both sides.
Yani başından beri, ben Shep'in tarafındaydım.
Now me, I've been for Shep from the start.
İnsanın sahip olabileceği en iyi şeflerden biriydi bence o.
And I think that Shep was one of the best bosses that a man ever had.
Shep sandalyesine oturduğunu görürse ne olur biliyor musun?
Shep see you sitting in his chair, you know what'll happen to you.
Shep öldü.
Shep's dead.
Shep'i öldürmesini mi istedin ondan?
You ask him to kill Shep?