Sizde перевод на английский
7,611 параллельный перевод
- Sizde katılır mısınız, Bayan Miles?
You want in, Miss Miles?
- Sizde bu izlenimi uyandırmadım mı?
Haven't I shown you that?
İlk olarak, serbestçe dolaşan bir genç ışığı görüyorum sizde.
You have a glow of unencumbered youth for starters.
1.8 sizde, efendim.
We have 1.8 million on the left, 1.9 million? 1.8 to you, sir.
Ve sizde Sanga'nın arkasındaki vekil olarak benden mi şüphelendiniz?
And you suspect Sanga was my proxy?
Eğer kabul edilirsek, sizde ayrıIırsınız.
If we get in, you guys will break up.
Sizde Dişi Hulk var ama acaba Gamora kadar... Yani evrenin en tehlikeli kadını kadar tehlikeli mi?
You have a She-Hulk, but is she as dangerous as Gamora, the most dangerous woman in the universe?
Bayan Bryant, sizde kesinlikle istediğim hiçbir şey yok.
Mrs. Bryant, you have absolutely nothing I want.
Sizde hiç İngiliz kanı var mı?
Do you have any English blood?
"Sizde hiç İngiliz kanı var mı?"
"Do you have any English blood?"
Orijinalde sizde 396 ve 350 beygir gücü var.
Originally, if you got it with the 396... 350 horsepower.
Mikey vs Donnie, sizde şu tarafa.
- Mikey and Donnie, you take that way.
Sizde bunlardan olmadığını fark ettim.
I noticed you didn't have one of these.
Sıra sizde Meruem-sama.
Meruem-sama.
Beyler sizde hareketli parça çok var.
You guys have too many moving parts.
Bence güzel dururdu sizde.
I think you'd look very pretty.
Sanırım sorun sizde.
I'm guessing it's your fault.
Sizde kalabilir miyim?
Can I crash at your house?
Sizde güvende değilse, bizde de değil.
If it's not safe at your place, it's not safe at mine.
- Bebeğin sizde olduğunu sanıyor.
She thinks you have the child.
- Kaç tane kopyası var sizde?
How many copies of this did you make?
sizde de.
Here you are.
Sizde bir şeyler gördüm beyler.
I-I saw something in you guys. I see something in her.
Sizde var mı bundan?
Do you carry that?
- Cesetleri sizde.
You have their bodies.
- Umuyorum gereken her şey sizde vardır.
Hopefully, you'll have what we need.
O zaman yarın döndüğümde hala ödeme yoksa, at sizde kalır. Ben direk çiftliği alırım.
Then tomorrow, when I come back, if there's no payment, you keep the horse, and I take your farm.
Soğuk ve mücevher tonlarını kullanırsam, bu sizde...
If I use icy or jewel tones, it'll really bring out...
Şimdi acı çekme sırası sizde.
Now, it's your turn to suffer.
Sizde silah vardı.
You had guns.
Ai laik Okteivia kom skai kru ve sizde benim istediğim bir şey var.
Ai laik okteivia kom skal kru, and you have something I want.
Sizde bunun gerçek olduğunu düşünüyorsunuz.
You guys think it's real.
Trans got dediğimde, sizde talent diyin.
When I say trans got, you say talent.
Trans got dedğimde, sizde talent diyin.
When I say trans got, you say talent.
Ve sizde, eğer gitmezseniz.
And you will be soon, if you don't leave.
- Sizde hiç...
Do you have any...
- Sizde kartım var, değil mi?
~ You have my card, right?
Sizde kuzey kolerası olduğunu duydum, efendim.
I hear you had a cholera north, sir.
Koca istiyorsunuz, ve sevgili, ve aşkınızı, sonunda sizde onlar gibi uzanacaksınız, veya daha kötü şekilde.
You're wanting husbands, and lovers, and sweethearts, you'll end up lying with the likes of him, or worse.
hey sizde nerden geldiniz?
Hey, where'd you come from?
Peki, şimdi sıra sizde...
All right, well, let's get to you guys.
Peki, Bay Landry, sıra sizde.
All right, Mr. Landry, he's all yours.
Doğru ya, sizde araba var.
Oh, yeah, you have cars.
Yakında sizde de bunlardan bir tane görebilecek miyiz?
Gonna be ready for one of these guys soon?
- İyi. Sıra sizde.
You're on.
Sizde ne var böyle?
What have you got here?
Sizde bunu duyuyor musunuz yoksa kafamın içinde mi?
Do you hear that, or is that just in my head?
Hata sizde değil.
It's not your fault.
Bakanım sizde onun karşısına oturacaksınız.
Madam Secretary, you'll be across from him.
Artık sıra sizde.
- Now it's your turn.
İletişim bilgileri sizde var mı?
Would you have his contact information?