Son sınır перевод на английский
2,557 параллельный перевод
'Çok hızlı gidiyorsunuz. 'Lastikleri ve amortisörleri son sınırında... kullanıyorsunuz.'limitleri... zorluyorsunuz.
'You're going at the absolute limit of the car's tyres'and its suspension and you, yourself are right on the very edge of your limit, taking it to the finest point.
1983'te Ah Wong Dağı'ndaki terörist saldırısında hayatını kaybeden Lee Chul Ho'nun oğlu.
Year of'83 an agent was killed in a bombing. He is his son.
Ve son olarak, eski Mısırlıların tekerlekleri, demir ya da çelikleri olmadığı için Dünyanın Yedinci Harikası bakır keski, taş tokmak ve kenevir halatlarla yapılmıştır.
And, finally, since the ancient Egyptians did not have wheels, iron or steel the seventh wonder of the world was built with copper chisels, stone hammers and hemp ropes.
Son bir dansa hazır mısın Şövalye Percedal?
Ready for the last dance, Sir Sadlygrove?
Son zamanlarda sızdırılan şarkıyla alakalı bir sorun yaşadınız.
Recently, we had an event due to the song being leaked.
Bunların hepsi oğlunuzun hatırı için.
This is all for your son's sake.
Yani, orası hala son mükkemmel sınır.
I mean, it is still the last great frontier.
20 yıldır ailesinin mezarını ziyaret etmeye tenezzül etmeyen bir oğlu var.
Well, he's a son who never bothered to visit his parents'grave after they were buried 20 years ago.
Artık karasevdanın son limanına varmışsınızdır.
You have now reached infatuation's final destination.
- Tamamdır evlat, bırak kalsın.
- It's okay, son, let her keep it.
Mary Surratt'ın bugün, burada olmasının gerçek ve başlıca sebebi John Surratt onun oğlu olmasıdır.
There can be no doubt as to the principal and real reason that Mary Surratt is here today. It's because of her son, John Surratt.
Hayır, oğlumun hafızasını silmene izin veremem.
You're not gonna erase my son's memory.
Son 60 yılda popüler kültürü ne kadar etkilediğini bilsen şaşırırsın.
You'd be surprised how much he's influenced popular culture over the last 60 years.
Ama küçümseme ve utandırma bir babanın oğluna verdiği armağandır.
But that's the gift a father gives a son... resentment and scorn.
O evladını terketdiğin de kızmış mıdır?
Musn't she be mad to abandon her son?
... bu ölümcül gecede, saldırıların son kurbanı olan Woodsboro Şerifi'nin eski eşi Gale Riley ya da daha çok bilinen adıyla Gale Weathers bu akşam bıçaklanışının ardından hastanede yaşam savaşı veriyor.
Nearly turned deadly tonight with the latest victims of these attacks being the wife of the Woodsboro sheriff, Gale Riley, AKA Gale Weathers who's in serious condition tonight after being stabbed.
Sanırım büyük bir kafa karışıklığının saldırısına uğramıştım... demeye çalıştığım en son böyle hissettiğimde
I think I had such an onslaught of confusion that...
Son birkaç haftadır sağlığımda epey ilerleme var. Doktorlar bunun vücudun son çırpınışları olduğunu söylüyor fakat ben ölmemeye karar verdim.
My health's been on the uptick these last few weeks, and I know the doctor says it's some kind of last strength nonsense, but I have decided not to die.
- Sanırım Profesör Tarson'ın oğlu olduğumu söyledim.
I think I said I'm Professor Tarson's son.
Son sekiz yıldır ben de bunu yapıyorum ve karşılığını almak üzereyim.
That's what I've been doing the last eight years, and it's all about to pay off.
Olduğun, sahip olduğun, yaptığın her şey seni son viski şişesisin dibine ya da tek yönlü bilet almaya ittiyse bana herhangi bir şeyi kurtarmak için en ufak neden veremezsin çünkü kalmamıştır.
I mean, if everything you are and everything you have and everything you done has brought you at last to the bottom of a whisky bottle or bought you a one-way ticket on the Sunset Limited, you can't give me one good reason on God's green earth for salvaging none of it,'cause there ain't none.
O, hep, oğlum bugün küfreden yarın küfürle sesi kısılır derdi.
He often said,'Son... ♪ ♪... the abuses of today...''will be muffled by the applause of tomorrow.' I remember that.
Farkında mısın seni son 3 yıldır gerçekten ayık görmedim?
Do you realize that I have literally not seen you sober for three years?
Ta ki bir gün ölüm önüne dikilene dek kanının son damlasına kadar savaşır "
Till he stands one day, with a hope that's dead, In the glare of the truth at last. "
Tır şoförü son beş yıldır her cumartesi günü o yolu kullandığını söyledi.
The driver says, he's been taking that same route every Saturday morning for the last five years.
Senin emekliliği ve oğlunun okul masraflarını karşılayacak kadar vardır.
Should be enough for your retirement and your son's college tuition.
On saniye kaldı, maçın son oyunu, bunun için hazır mısınız?
Ten seconds left, last play of the game, y'all ready for this?
Ben 34 yıldır burada çalışıyorum. Size bunun son işten çıkarma olmayacağını söyleyebilirim.
I've been with this place for 34 years, and I can tell you this is not the last time that you're gonna go through this.
Hayır, son maçın geçen sezondu.
It's my last game of the season. No, your last game was your last game of the season.
Babasının oğlunun yaşattığı çocukluk travmasıyla ilgili bir şey. Mısır tarlasında ona bir şey mi yapmış ne.
It's some childhood trauma dealing with her dad's son, who did something to her at a cornfield, or...
Ben çok ciddi bir tiptim. O da altı yıldır son sınıftaydı ve saçları uzundu. Sınıfın çoğuyla yatmıştı.
I was so serious, and he was this sixth-year senior with dreadlocks who slept all the way through the class.
Son altı haftadır babalara koruyucu olmaları, sağlayıcı olmaları öğretmen olmaları için Tanrı'nın tasarımı üzerine vaaz verdim.
For the last six weeks I've preached on God's design for fathers to be teachers, to be protectors, to be providers.
Belki de ben ona gülerken o çirkin kazakları katlasın diye son bir tane mini Bender saklamışımdır.
Or maybe I rescued one last mini-Bender to fold stupid, ugly sweaters while I laughed at him.
Son görüşmemizde atladığın ufak detaylar var sanırım.
It's seems you left out a few details at our last meeting.
Mağlupların son sığınağı haksız olmamaktır.
The last refuge of the loser is to not be wrong.
Son altı aydır çocukları kameranın karşısına koymama izin vermeni istedim ama sen hayır dedin ta ki kamera karşısında olmamalarını isteyene kadar ve sen tam tersini istiyorsun.
For the last six months, I've been asking you to let me put the kids in front of the cameras, and you've said no, until I wanted them not in front of the cameras, and now you want the opposite.
Son olarak hedefin aracıyla nereye yöneleceğini biliyorsanız o yönde patlayan tahrip bombası aracın motorunu dolayısıyla da aracı durduracaktır.
Finally, if you know where the target vehicle is headed... a directional blast that can launch a projectile... into the engine of a car at high speed will stop it in its tracks.
Bir son sınıf olarak okulun dışında ayrıcalıkların olsa da, eğer şehrin herhangi bir yerinde sigara içerken görünürsen Ayrıcalıkların kaldırılır. Otomatikman denetim altına alınırsın.
Even though you have off-campus privileges as a senior, if you are seen anywhere in the city smoking, you have your privileges revoked.
Kocaman polis baban orada elinde bira bardağıyla durmuş annene ve çocuğuna bağırırken sen bunun acısını benden çıkarıyorsun.
Big tough-guy cop like your dad standing'there with a beer in his hand, yelling threats at his wife and son- - you take it from me, mate.
Son sekiz aydır, Rus silah kaçakçılarını yakalamak için gizli görevde çalışıyorum.
I've been working undercover for the last eight months trying to bring down these Russian gunrunners.
- Bu süslü maceraya son vermeye hazır mısın?
Are you ready to call an end to this little flight of fancy?
Ve senin küçük oğlunun ondan kalır yanı yok, karısının yalanlarına aldanıyor.
And your younger son's no better, fooling around on his wife.
İntihar gününde general ve 4 kumandanı.. Kalan japon askerleriyle ada'nın batısına son saldırıyı başlattı.
On the day of suicide generals and four commander the rest of the Japanese troops gathered on the side west of the island to launch a final attack
Ama kararın her an çıkabileceğini düşünüyordum... ve son bir kaç aydır evde oturmaktan sıkıldım.
But I thought I might hear about my verdict any time... and I've got tired of sitting home the past few months,
Mandi takımı güçlendirmek için rugby takımın kaptanını acı hissetmeyen, 5 yıllık son sınıf öğrencisini ve 3 yıldır gençler ligi karete şampiyonunu da takıma aldı ama asla vazgeçmedik
Mandi had managed to recruit the captain of the rugby team... a fifth-year senior who felt no pain... and the three-time Junior Division Karate Champion onto her team.
En son kimin çıkacağını belirlemek için zamanlarımızı karşılaştırıyor ama şu an, berabereyiz.
She's using our combined times to choose anchor ; and right now, we're tied.
Eyalet Polisi, Topçu Çavuşu Wooten'ı ve oğlunu Maryland sınırında buldu.
State police found Gunnery Sergeant Wooten and her son near the Maryland border.
Son altı aydır birlikte yaşadığım ve tüm sırlarımı paylaştığım kadın kimdi peki?
So the woman I've been living with, telling all my secrets to for the past six months, who was that?
- Ayakkabılarını şortlarını, içeceklerini ve son dört aydır ihtiyacı olan her şeyini.
- His shoes, and his shorts, and his drinks, and everything else he's needed over the last four months.
Ballagarey'e son derece ciddi birşeyler olmalı 100 yıldır Kırmızı bayrakların sallandığı ikinci yarış oluyor
It's clearly something very serious at Ballagarey. It's only the second Senior race in 100 years to be red-flagged.
- Dave ve Linda'nın son yemeklerini araştırıyorlar.
Running down Dave and Linda's last meal.