Sounds перевод на английский
46,649 параллельный перевод
Bir sürü savaşta bulunmuşsun gibi geldi.
Sounds like you've been in a lot of wars.
Kulağa harika geliyor ama hafta sonu vardiyaya kalacaktım yine.
That sounds great, but I was gonna see about picking up some weekend shifts again.
- İyi görünüyor.
That sounds cool.
Bunun çılgınca geldiğini biliyorum ama... Benim kafam karıştı ve...
It sounds crazy, but I'm just...
Müthiş biri gibi geliyor.
He sounds wonderful.
Benim için fazla meşakkatli öylesi.
Sounds like a lot of work to me.
Bak, şimdiden iyi başladı işte.
See? It sounds good already.
Çünkü bu sesler Bize yaptığı neredeyse asil, Öyle değildi.
Because that sounds like what she did to us was almost noble, which it wasn't.
- Yok artik, korkunc bir sey!
God, That sounds terrible.
Jeremy'nin tartisma yontemleri cok daha nahos gibi.
Jeremy's wrangling method sounds much less pleasant.
Ki bu da hiç çekici gelmiyor.
Which, it's not that that sounds super unappealing,
Desene Külkedisi gibi olmuşsun.
Sounds like the old Cinderella treatment, eh?
Demek ki ilerleme var.
Sounds like an improvement.
Kulağa aptalca geliyor.
That sounds lame.
Bana cinayeti savunuyormuşsun gibi geldi.
It sounds to me a lot like you're advocating murder.
- Bu ses farklı mı?
- That sounds different?
- Öncekiyle aynı.
Sounds the same as before.
Kulağa dramatik geliyor ama değil.
Sounds dramatic, but it's not.
Demek iş birliğine dayanıyor.
Sounds very collaborative.
Güzel.
Sounds good.
Daha ziyade romantik.
That sounds... romantic.
Diğer çocukları da savunmuşsun.
Sounds like you stood up for those other kids, too.
Ders kitabından alıntı yapıyormuşum gibi geldiyse gerçekten öyle.
If it sounds like I'm quoting from a school textbook... I am.
Açılması zor bir davaya benziyor.
To be honest, that sounds like a tough case to prosecute.
Justin, birkaç el kaybedip kızın gönlünü alsan iyi olacak gibi.
Justin, sounds like you'd better make it up to her... by losing a few hands.
Bütün okul oradaymış galiba.
Sounds like the whole school was there.
İsteyip de elde edemediğin bir şey varmış gibi görünüyor.
Well, it sounds like there's something that you need that you're not getting.
Beklediğim kadar kesin bir son olmadı.
This sounds somewhat less definitive an end than I had expected.
Kulağa hoş geliyor.
That sounds pretty cool.
Kız arkadaşın Gerçek gibi geliyor Iş parçası, çip.
Your girlfriend sounds like a real piece of work, chip.
Tamam, iyi oldu.
OK. Sounds good.
Ama bana öyle geliyor ki, sen çoktan ölmüşsün zaten.
But it sounds to me like you happen to be already gone.
E güzelmis.
Oh, that sounds cool.
- Yalniz bir hayat gibi geliyor.
Sounds lonely. Lonely?
Kulağa önemliymiş gibi geliyor.
Sounds important.
Kulağa hoş geliyor.Hidratlaştırılmış kal.
- Sounds good. Stay hydrated.
Evet, tam bana göre bir iş gibi.
Yeah, that sounds like a job for me.
Benlik bir iş gibi... görünüyor.
Sounds like a job for... me.
Kulağa senin şeylerin gibi geliyor.
Sounds like just your kind of stuff.
- Bu isteğim size garip gelmiş olmalı.
- Probably sounds weird.
- Tamamdır, görüşürüz.
- Yeah, sounds fine.
Kanun uygulanıyor.
It sounds as if the law is being adhered to.
Bu bir sigorta meselesine benziyor.
That sounds like an insurance matter.
Evet, kulağa hoş geliyor.
Yeah, sounds good.
Bu konu daha çok benim uzmanlık alanıma giriyor gibi. Ofisimde konuşmak ister misiniz?
This sounds like my area of expertise, if you like to talk in my office?
Demek istediğim, bütün bunlar sadece bir ihtimal gibi geliyor.
My point is, all this sounds like mere surmise.
Bir tür toksik şoka benziyor.
Some kind of toxic shock, sounds like.
Ve küçük olmadığını biliyorum.
Lake sounds... And I know you're not little.
Kulağa tuhaf geldiğinin farkındayım.
I mean, I know that sounds crazy, but with Madeline and Ed...
- Bok gibi.
- That sounds like shit.
Evet, doğru.
Yeah, sounds right.