Taki перевод на английский

Eğer Bay Carsen birkaç maceradan geçip bu notu New York'taki o günden önce bulmuşsa.. ... Prospero'nun kim olduğunu daha erken bir zamanda keşfetmiş midir eğer o gün herhangi bir şekilde frklı yaşanmışsa?

Well, if Mr. Carsen, through some misadventure, had found this note before that day in New York, had he identified Prospero any earlier, if that day had been different in any way...

Profesör Whistler'in birkaç ay önce Hong Kong'taki bir konferansta tanıştığı birisiyle kahve içeceğim.

Going to have coffee with someone that Professor Whistler met at a conference in Hong Kong months ago.

Q-DOC'taki elyazısı uzmanımıza gösterdik.

But we showed it to our handwriting expert at Q-DOC.

- Hut'taki işinde.

- At your job at The Hut.

Northrop'taki olayları da öğrenmeye can atar kesin.

I'm sure he would love to know what's going on at Northrop, too.

Bu araba saklanmak için biraz büyük ve Rikers'taki gardiyanların yarısı peşimizde.

This van's a little big for that, and half the guards in Rikers are after us.

Los Angeles'taki tüm arabalarının yerini gösteriyor.

This shows the location of every one of their cars in Los Angeles.

New York'taki evini mi, yoksa Meksika'yı mı?

Home New York or home Mexico?

Tesadüfe bak, yarın Los Angeles'taki güçlü kadınlarla bir hayır etkinliğim var.

Oh, funnily enough, I have a charity event tomorrow with other high-powered L.A. women.

Walmart'taki Black Friday gibi.

It's like Black Friday at Walmart

The Warsaw Times'taki en iyi fotoğrafçı.

He's the best photographer at The Warsaw Times.

The New York Times'taki geri dönüş hikâyem hâlâ olası.

My comeback in The New York Times has been preserved.

Glassell Park'taki çoklu cinayet ihbârını aldığımız geceydi.

It was the same night we caught that multiple deaths call in Glassell Park.

Galveston, Teksas'taki sığ sularda balık tutan genç bir çocuk tüyler ürpertici bir cinayete kurban gitti.

A teenage boy fishing in the shallow waters off Galveston, Texas, stumbled on the gruesome remains of a murder.

New York'taki dava ile ilgili olarak ve sorunuzun yanıtı olarak şunu söylemeliyim. Kathleen Durst'ün 20 yıl önce ortadan kaybolması aktif olarak soruşturduğumuz bir dosyadır.

And with respect to the New York case and in response to your question, let me just say that the disappearance of Kathleen Durst 20 years ago is a case that we are actively investigating.

Aman Tanrım! Bunu sadece Vegas'taki turistler yapabilir.

That's something only tourists in Vegas get to do!

Hemen Los Angeles'taki kitapçıya koşup baktım... ve o babamdı, Sing Sing'te yatan eski bir hükümlü olarak tarif edilmişti. Suçu da bir adamı tek eliyle öldürmekti.

And I ran to the store in Los Angeles and looked, and there was my father, described as an ex-con from Sing Sing who'd kill a man with one hand behind his back.

Susan Berman'ın ticari yöneticisi öldürüldüğü sırada Las Vegas'taki çeteler hakkında... bir TV projesi üzerinde çalışmakta olduğunu söyledi.

Susan Berman's business manager said that she had been working on television projects about the mob's days in Las Vegas when she was killed.

Durst Galveston, Texas'taki bir cinayetten aranıyordu... ayrıca Los Angeles ve Westchester Country, New York'taki cinayetlerin de şüphelisi.

Durst was wanted for murder in Galveston, Texas, and he's a suspect for murders in Los Angeles and Westchester County, New York.

Eğer öğrenirlerse New York'taki basının hemen ilgisini çekecekti.

They're going to find out there's all this media attention on him back in New York.

Maja'yı, Murmansk'taki bir otelden aramış.

He called Maya-out in Murmansk.

İlk buluşmamız Queen's Park'taki Locarno'daydı.

Our first date was at the Locarno, in Queen's Park.

Hepiniz Botswana ve Los Angeles'taki aslan katliamlarının farkındasınız.

You are all aware of lion killings in Botswana and Los Angeles.

Rush'taki yere ne dersin? Gitmek istiyordun.

How about that place on Rush that you've been wanting to try?

Sonra anahtarın yaklaşık 10 km uzakta bulunan Cannock'taki bir okula ait olduğu öğrenildi.

As it turned out, the key was from a school six miles away in Cannock.

Cannock'taki okula ait olan bir anahtar.

And the key was a key to the school at Cannock.

Ailesi Wyrley'ye taşındığı halde onun Cannock'taki okulda kalması.

Was because he stayed at Cannock school even though his family had moved to Wyrley.

- Cannock'taki okulda mı?

Cannock school?

Sen hapishaneden üç sene geçirirken ben Cannock'taki okulda dört sene kaldım.

( SCOFFS ) You did three years in prison. I did four years at Cannock school.

Arkadaşımız, laptopun sinyalini New York'taki FBI binasında buldu... -... ama güvenlik duvarını aşacak kadar yetenekli değil.

So our friend traced the laptop signal back to the FBI in New York, but he didn't have the skill to get past the firewall.

Duluth'taki, veri planlaması için baya ödeme yapan birisinin hesap bilgilerini kullanıyorlar.

They're using the account information of a bank teller in Duluth who's paying way too much for her data plan,

O, Büyük Ulusal Park'taki bir güvercin ve o yalvarıyor.

She's pigeon at a great national monument, and she is begging.

Seni Ulusal Bank'taki şu sonradan görme adamla gördüm.

I saw you with that jumped-up fellow from the National Bank.

Sebebi Potomac'taki kirlilik seviyesi olabilir.

No. The pollution levels in the Potomac might account for that.

Bentley'in Kansas'taki ailesiyle konuştum.

All right well, I spoke to Bentley's family in Kansas.

New York'taki ofisleri kapatıyoruz.

We're closing the New York offices.

Biraz önce Kıbrıs'taki Gordon Fenwick ile konuşmuş.

He just spoke to Gordon Fenwick in Cyprus.

"Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil.

Never is not just a crater on Mars.

Bay Shaw, lafı dolandırmadan konuya girelim, "Asla" sadece Mars'taki kraterin adı değil.

Mr. Shaw, let's just cut to the chase : Never is not just a crater on Mars.

New York'taki diğer ailelerin Siegel'a karşı sabırları tükeniyordu.

In New York, the other families are beginning to lose patience with Bugsy Siegel.

New York'taki diğer ailelerden birinin orta seviyeli bir mafyasına ulaştı.

He reaches out to a mid-level gangster in one of the other New York families.

Luciano'nun New York'taki nüfuzu azalışa geçerken Gambino, Frank Costello'yu öldürme vaktinin geldiğini düşünüyordu.

With Luciano's influence waning in New York, Gambino believes the time has come to take on Frank Costello.

Star Wars'taki gibi ekranda aksın.

Float it in, Star Wars style.

Charles "Lucky" Luciano, Amerika'daki en güçlü mafya lideri taşra New York'taki maksimum güvenlikli bir hapishanede hapis kalmaya devam ediyordu.

Charles "Lucky" Luciano, the most powerful mob boss in America, remains locked up in a maximum security prison in upstate New York.

Ancak mafyanın bağlantıları ve New York'taki saklanma yerleri sayesinde profesyonel suikastçi kayıplara karıştı.

But with the mob's connections and hideouts throughout New York, the professional assassin disappears.

Gözaltı olayından beri mafya, New York'taki limanların kontrolünü elinde tutuyordu. Şimdi de 200'den fazla iskeleleri bulunuyordu.

Since Prohibation, organized crime has asserted its power over New York's harbor and now has control over more than 200 ports.

Vergi kayıtlarınıza göre son dört yıldakinden 22.000 dolar kazanmışsınız hal böyle olunca, New York'taki en pahalı otel Waldorf Astoria'da koca bir odada kalıyorsunuz.

Your tax records indicate that you made $ 22,000 over the last four years, and yet you live in a massive suite in the Waldorf Astoria, New York's most expensive hotel.

Peki Waldorf'taki dairenizdeki Chicago'daki Bay Capone'un da dahil olduğu bu kişilerle olan telefon kayıtlarını nasıl açıklıyorsunuz?

And how do you explain... phone records from your residence at the Waldorf showing calls to all of these individuals, including Mr. Capone in Chicago?

New York'taki politikacılara, polislere ve hakimlere yaptığı iyiliklerin sonunda karşılığını alacağı bir durum oluştu.

After years of making inroads with New York City's politicians, judges, and policemen, Frank Costello was finally in a position to collect.

"Lucky" Luciano, Arkansas'taki bir hücreden bile imparatorluğunu kontrol edebiliyordu.

From a jail cell in Arkansas... Lucky Luciano is still in full control of his empire.

Arkansas'taki yetkililerin kanunu uygulayıp Luciano denen adamın New York mahkemelerinde kaderiyle yüzleşmesi için göndereceklerine hiç süphem yok.

And I have every confidence that the authorities in Arkansas will uphold the law and send this man Luciano to meet his fate in a court of law here in New York City, where his crimes...