Tic перевод на английский
498 параллельный перевод
Bayan Tic'in yaşadığı türden.
One like Mrs. Tic lived on.
# Bayan Tic mi?
- Mrs. Tic? WOMAN :
Bayan Ingrid Tic.
Miss Ingrid Tic.
T-I-C. Tic. İsveç adıdır.
T-l-C, Tic. ls Swedish name.
- Çocuklarla birlikte mi çıkıyorsunuz, Bayan Tic?
- Going out with the children, Mrs. Tic?
Bak. Bak bak, ikisinde de aynı tik var.
They even have the same tic of the hand.
Tavşan dudak Martucci ile karısı, yine atışıp duruyorlar.
Martucci, that had a tic in the mouth, and his woman.
Ama şu tiki yok mu, beni gıcık ediyor. Karısı da öyle...
But I can't stand that tic of his or that wife of his.
Bir saniye.
Wait a tic...
Mesaj ve tik-tak sesleri gün boyunca devam etti.
Tic-tac and the message they had been happened again all during the day.
Sinirsel bir tik.
- Nervous tic. - Ah.
Hadi "Tic Tac Toe" oynayalım.
Let's play tic-tac-toe.
Aritmetik.
Arith-me-tic!
Al. At sakızları ağzına.
Put these Tic Tacs in your mouth.
Eskiden bir yüz tikim vardı.
I used to have this facial tic.
Bekle bi'saniye.
Wait a tic.
Ben böyle aglarim arada.
I just cry like this, like a tic.
Bu arada bir şeye çok sevindim : bu kalabalığa ve bunca baskıya rağmen yüz tikinin tutmamasına.
By the way, just want to say, I'm glad that under all this pressure, we haven't seen that facial tic of yours.
Benim küçük bir tikim var.
Well, I have this... facial tic.
Tatlım, baban öldüğünde sen hala burnunu kitaplarından dışarı çıkarmayan yüzünde iğrenç bir tik olan utangaç bir kızdın.
Darling, when he died, you were still a little gawky girl, with your nose in a book and a terrible facial tic.
Sen hiç tic-tac-toe oynadın mı?
Did you ever play tic-tac-toe?
Tic-tac-toe.
Tic-tac-toe.
Hey, güzel bir tikin varmış, Gray.
Hey, nice tic you got there, Gray.
Dama oyununu tercih ederim.
Tic-tac-toe's my game.
Cebimde bir sürü Tik Tak var.
In my pocket, there's a whole thing of Tic Tacs.
Tic Tack içiyor.
He drinks Tic Tack.
Demin beş muhafızın bunu 15 kulon ve bir şişe Tic Tack için yaptıklarını duydum.
I just heard five guards did it for 15 colones and a bottle of Tic Tack.
Tic Tack canavarı olup çıkma.
Don't become a Tic Tack monster.
Bu arada, bahisçin açığa çıktı.
by the way, you're out of tic-tacs.
Annemin tikini fark ettiğimde son buldu.
Until I'd noticed a tic of my mother's :
Baban alüminyum doğrama mı satıyor? Hayır, Tik Tak Seramik'in Başkanı.
- No, he's the president of Tic Tac Tiles.
Yüzündeki tiki yapmayı denemiştim.
I practiced his facial tic.
Tik-tak.
Tic-tac-toe.
Tik-tak-tok.
Tic-tac-toe.
uzun boylu ve sinirsel tiki var... böyle bir tik.
Even physically, he's got a huge nose with pimples, he's tall... and has a nervous tic... a tic like this.
şöyle gidelim der gibi sanki. Ama bu sadece bir tik.
When he talks he seems to be saying... let's go, let's go that way, but it's just a tic.
Istaka yok değil mi?
You don't have a Tic Tac, do you?
Frankie ve Tic-Tac'ı al ve Royale'e git.
You go with Frankie and Tic-Tac to the Royale.
Bernie oradaysa, Frankie ve Tic-Tac hesabını görsünler.
If Bernie's there, Frankie and Tic-Tac will take care of him.
- Tic-Tac!
- Tic-Tac!
Tic-Tac!
Tic-Tac!
Naneli şekerler.
Tic tacs.
Ara sırada gözümün altı seyiriyor.
- And, uh, once in a while, I get a tic right here, under my eye. Yeah?
Burada birkaç Tik-Tak vardı, biliyorum.
I know there were some Tic Tacs in here.
Diğer herkese Tic Tacs veriyorum. "
Everybody else I'm giving Tic Tacs. "
Bu yeni hobin mi yoksa tik haline mi geldi?
Is this a new hobby or a nervous tic?
Al, biraz Tic Tac şekeri ye.
Here. Have some Tic Tacs.
Naneli şeker filen alırsın.
Some mints or Tic Tacs.
Bart, birazdan sayacağım zalimce davranışlardan dolayı suçlu- - .. havuç ve bezelyeye müshil karıştırmak doğum kontrol haplarımı tik taklarla değiştirmek.
Bart has been guilty Of the following atrocities- - synthesizing a laxative from peas and carrots... replacing my birth control pills with Tic Tacs.
- Çantamda naneli şeker vardı.
- Yes. - Well, I have some Tic Tacs in my purse- -
- Nasıl bir tikti?
- What kind of tic?