Tıpki перевод на английский
26 параллельный перевод
Çok çalışıp gerçek bir maiko olacağım, tıpki kartpostallardaki gibi.
I will work hard and will become a true maiko, just like on the postcards.
Tıpki çocuğun söylediği gibi.
Like the kid says.
Tıpki prenses gibi.
Like a princess.
Ajanlarımdan biri şu an tıpki Doktor Scobie gibi ölmek üzere.
One of my agents is dying of the same thing that killed Dr. Scobie.
Biliyormusun, tıpki Theo Huxtable gibi çok şirinsin.
You know, you're cute in a Theo Huxtable kind of way.
... tıpki savaşın bizleri ilgilendirmediği gibi.
as if the war was of no concern to us.
Tıpki yeni gibi!
It looks brand-new!
Ben de tıpki sizin gibi Ulusal Simyacı niteliklerine sahip olmak isterim, Edward-sama
I, too, would like to be certified as a State Alchemist, and become like you, Edward.
Oynayarak ve şarkı söyleyerek büyürler, tıpki ülkemiz gibi.
They grow singing and playing... as the future of our country.
Ailesini ve onu inciteceğiz tıpki bizimkilere yaptığı gibi.
We are gonna hurt him and his family the way he hurt ours.
Ve şimdi de lanet olası bir hastanede kilitliyim. Tıpki bir mahkum gibi.
And now, I'm locked up in the fucking hospital like a goddamn prisoner!
Bunları çabuk atlatıp yine o ilişkilerinin huzur verici rüyalarına dalıyorlardı. Tıpki yaşlı, evli çiftler gibi.
They would take note, and then once again fall back into the comfortable bickering of an old married couple.
- Tıpki senin gibi.
- That's your forehead.
Ama ben tıpki bu balıkçı teknesi gibi zirveye ulaşmış gözükmüyorum.
But just like that fishing boat, I can't seem to quite crest the wave.
Tıpki garajındaki çekiç gibi aleni bir şekilde duvara asılmış.
Hanging right up here on the wall just like his hammer in the garage.
Tıpki geçen seneki gibi.
Just like I did last year.
"Peki, Neden tarih öncesi astronotlar tıpki günümüzdeki astronotlar gibi giyinmiş olsun?" diye soruyorlar
"have to wear astronaut suits that we're familiar with today?" the answer is very simple.
Çünkü otomobil piyasası satın almak için 50 milyon harcadı, Tıpki Jupiter in kurbanları satın almak istemesi gibi.
Because the auto industry spent $ 50 million to buy them off, just like Jupiter is trying to buy off its victims.
Tıpki tornacı boyama gibi..
It's like a Turner painting.
Gel, gel, Bay Bond. tüm kartlarını oynadığına sevindin tıpki benim sevindiğim kadar.
Come, come, Mr. Bond, you enjoy playing all your cards just as much as I do.
Tıpki bir kablo tv gibi eğlence vericidir.
" It's exciting just like cable
Bir an için Dünya dışından gelenlerin insansız araçları olduğunu varsayalım ; bir gezici araç gibi, tıpki şuan Mars'ta olduğu gibi, örnekler topluyor ve çöl platosu etrafında geziyor.
Let's assume for a moment that extraterrestrials sent down some type of an unmanned craft, like a rover that we have on Mars right now, that is collecting samples, and is driving around a desert plateau.
Tıpki askerlerin düşmanlarını yenemediğinde, evlerin yakıp su kaynaklarını boşalttıkları gibi, anlıyor musunuz?
Like when soldiers don't just defeat their enemy, they burn their villages and foul their water supply, you know?
Tıpki ebeveynlerin gibisin.
You're just like your parents.
Tıpki Alladin'in lambası gibi. Yarın çok içeceğim. Apte!
Okay, absolutely free for you.
Oda tıpki diğerleri gibi.
She's just like that at first.