Unutmadan перевод на английский
843 параллельный перевод
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter aradı.
Oh, before I forget it, Mr. Carter called up.
Unutmadan söyleyeyim, bay Carter telefon etti.
Oh, before I forget, Mr. Carter, he telephoned.
Unutmadan alsam iyi olur diye düşündüm.
Thought I'd better do it now before I forget it.
Unutmadan parayı kasaya koyar mısın?
Well, before you forget, put the money in the safe, will you?
Unutmadan bunu anneme söylemeliyim.
I got to remember to tell that to my mother.
Unutmadan Kennedy... şu ordu fikrini iyi bir düşün.
Oh, and, Kennedy, you might give that army idea a lot of thought.
Oh, Unutmadan!
Oh, I forgot!
Bir hanımefendi olduğumu unutmadan buradan gitmem gerekiyor.
Let me out of here before I forget I'm a lady.
Anne, unutmadan söyleyeyim Charlotte'un yanında ona Doktor Jaquith demeyin.
And, Mother, before I forget it don't call him Dr. Jaquith near Charlotte.
Unutmadan söyleyeyim, ikimiz adına 25'er $ koydum.
That reminds me, I put in $ 25 bucks apiece for us.
Unutmadan... doktorla beraber büyükbabanın laboratuvarını ameliyathaneye çevireceğiz.
I forgot to tell you Doctor and I are turning Grandfather's laboratory into an operating room.
Unutmadan, bunu ödünç almak istiyorum.
By the way, I'd like to borrow this.
Unutmadan söyleyeyim.
Ah, before I forget
Unutmadan, yeni gösteri için hiç bir yeni çalışma yapma.
- No, no. And before I forget, don't do any more work on the new ballet.
Ah, unutmadan, Eve, Bay Smith aşağıda seni bekliyor.
Oh, by the way, Eve, Mr. Smith is downstairs and wants to see you.
Unutmadan, bir şey daha.
Oh, one more thing.
Unutmadan, biletin.
Before I forget, your ticket.
- Unutmadan "Shields" P-E-B-B-E-L diye hecelenmiyor
And remember that "Shields" is not spelled P-E-B-B-E-L.
Evli bir adam olduğumu unutmadan önce kendimizi buradan dışarı atalım.
Let's get out of here before I forget I'm a married man.
Unutmadan Lester, bana bir iyilikte bulunur musun?
Oh Lester, would you do me a favor?
Unutmadan, bayanlar... bu, atalarınızın gelinini eşiğin diğer yanına nasıl taşıdığıdır.
By the way, ladies... this is how your ancestor carried his bride across the threshold.
Ha, unutmadan, çavuş neden hemen polisi aramadığını sordu.
Look, before I forget, the sergeant wanted to know why you didn't phone the police immediately.
Hayır, bırak unutmadan bitireyim.
No, let me finish before I forget.
Ha, unutmadan, bu aylık performansınız için fişlerim var.
Also, I have some tickets for you for this month's performances
Unutmadan bir şey daha söyleyeyim.
Something else I forgot.
Unutmadan söyleyeyim ki, bu iş sürekli olmayacak.
Well, as I was about to say, this job is not permanent.
Ah, unutmadan.
Before I forget.
Unutmadan motosikletli adam dönmüş mü?
By the way, - Is bike-man back? - Same place.
Unutmadan, silahın biraz ağır.
Before I forget, your gun's a little stiff.
Hiçbir ayrıntıyı unutmadan, tüm bu kaybolma hikayesini bana anlatmayı düşünür müydünüz?
Would you mind telling me the whole story about this disappearance without omitting any detail?
Unutmadan, yayımcın aradı.
Oh, before I forget, your publisher called.
- Unutmadan söylesem iyi olur.
- I've got to tell it while I remember.
Unutmadan şunu imzalar mısınız, efendim?
Oh, before I forget. Would you kindly sign this, sir?
Öğretmen, söyle bana tamamen ahlaki bir açıdan, iyiliği ve uygarlığı temsil ettiğimizi unutmadan sence yaptığım şey uygarca mıydı?
Tell me, schoolteacher from a purely moral point of view bearing in mind that we represent goodness and civilization do you think that what I did was a civilized thing to do?
Unutmadan, seni kırbaçlayan ben değilim.
You just remember, it ain't me that's whipping you.
Unutmadan söyleyeyim de, bir karara vardık.
The most of us agreed.
Unutmadan beyler, bunun sıradan bir UNESCO araştırma projesi olarak görülmesini istiyorum, başka bir şey değil.
In the meantime, gentlemen, I would like this treated simply... as a UNESCO research project, nothing more.
Seni bekliyoruz. Unutmadan ;
We'll expect you.
Unutmadan söyleyeyim, hanımefendi,... bence hepsinin değişime ihtiyacı var.
By the way. I think they need changing, demoiselle.
Çabuk, kâğıt kalem al ben unutmadan.
Quick, before I forget it, pencil and paper.
Tamam Jiggs, sorun değil. Ama her ihtimale karşı unutmadan söyleyeyim... Sen harika bir destekçisin.
All right, Jiggs, but just in case someone forgets to mention it you're a great crutch.
Sen gitmelisin ama ben burada kalmalıyım. Hiçbir şeyi unutmadan.
You must go, and I shall remain here... forgetting nothing
He, unutmadan...
Oh! I almost forgot.
Ha unutmadan efendim, bilimsel inceleme sırasında orada olmak ister misiniz?
By the way, sir, would you like to be present at the technical examination?
Ha unutmadan, imzala şunu.
Before I forget, sign this.
Günlük istihkakımı ver unutmadan.
Here's me forgetting on a daily base.
Unutmadan, Tanya aradı.
By the way, Tanya called.
Unutmadan, sizin de söylediğiniz gibi... Güzel, hoş bir akşam olacak.
Before I forget, like you said, it'll be a nice, warm evening.
Bak unutmadan önce diyeyim, senin mantığından gına geldi.
Mr. Spock, remind me to tell you that I'm sick and tired of your logic.
Teşekkür ederim. Unutmadan bir şey daha. Bir fotoğraf ödünç almam gerekti.
Thank you Oh, oh, one more thing, before I forget
Lütfen, unutmadan önce, şu adresi bana yazar mısın?
Please, before you forget, would you write down that address for me?
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19
unutmayacağım 56
unutmadım 116
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutma sakın 19