Unutmadım перевод на английский
2,242 параллельный перевод
Seni unutmadım.
I haven't forgotten you.
Unutmadım.
Buddy, I didn't forget.
Demek istediğim iyiyiz ama beni zor durumda bıraktığını unutmadım.
I mean, we're cool, but I ain't forgetting you just left me stranded.
- Seni kesinlikle unutmadım.
- I definitely not.
Hayır, unutmadım.
No, I didn't forget.
Hayır, unutmadım.
No, I'm not.
- Hayır, elbette unutmadım.
- No, of course I didn't.
- Ben de unutmadım.
- No, me neither.
Ben seni unutmadım, tamam mı?
I took care of you, OK?
Kafein içeceğini unutmadım.
I remembered your Caf-POW!
Seni unutmadım herhalde.
You didn't think I'd forget about you, did you?
Kariyerimin başında bir şeyi çok erken öğrendim ve hiç unutmadım.
I learned something early on in my career, and I've never forgotten.
Bunu hiç unutmadım.
Never forget that.
Doktor, belki anlaşmamızı unutmuşsundur ama ben unutmadım.
You may have forgotten our agreement, Doctor, but I haven't.
Unutmadım, ameliyattaydım. Hem de çok başarılı geçen bir ameliyatta.
I haven't forgotten, I've been in surgery, which appears to be quite a success.
Ben unutmadım.
I haven't forgotten.
Seni havaalanından almayı unutmadım Lois.
I didn't forget to pick you up at the airport, Lois.
Seni unutmadım, çocuk.
I didn't forget about you, boy.
Seni unutmadım.
Didn't forget about you.
Ve ben de unutmadım!
And I don't!
İnan bana, olanları bir an bile unutmadım.
Believe me, I don't forget about it for an instant.
Yoksa unutmadım mı?
Or did i?
Unutmadım.
I did.
Ben unutmadım. Siz bana söylemeyi unuttunuz.
I didn't forget, you forgot to tell me!
Sözümüzü hiç unutmadım!
I've never forgotten our promise!
Tabi ki unutmadım.
Of course I haven't forgotten.
Bunu asla unutmadım, bir an bile.
I have never forgotten that for not even a single second.
Bunu bir kere bile unutmadım.
I haven't once forgotten about that.
Bunu bir an bile olsa unutmadım.
I never forgot that, not even for a single moment.
Hayır, tatlım, unutmadım.
No honey, no, I didn't forget. Ok, great. So...
Ev sahibi, kekten önce şöyle dedi : "Jean Guy, lahanayı unutmadım."
And before the kugelhopf... she says, "Jean-Guy, I haven't forgotten the sauerkraut!"
Seninle ilgili şeyleri hiçbir zaman unutmadım, Zloz.
I didn't mean to let things slide with you, Zloz.
Sanırım unutmadım.
I guess I did.
O mavi gözleri asla unutmadım.
I never forgot her blue eyes.
Onun mavi gözlerini asla unutmadım.
BENJAMIN : I never forgot her... "... blue eyes. "
Unutmadım, unutamıyorum.
No, I can't.
- Bir şey unutmadın mı?
Forgetting something?
İnsanlar onun unutmadı mı?
Aren't people over her?
- Hayır, unutmadım.
- No.
Her gün bir gün önce bir şeyi unutup unutmadığımı düşünerek uyanmaya başlayınca, her şeyi oraya yazdım.
And everyday I would wake up and I'd wonder what I'd forgotten from the day before, so I wrote everything down,
Hayır, ben unutmadım.
That I...
Ve sen bunu unutmadın mı?
- And you remember that?
Umarım unutmadınız.
I hope you didn't forget.
Bir şey unutmadın mı?
Haven't you forgotten something?
Sizce de ufak bir şeyi unutmadınız mı?
Aren't you guys forgetting, You know, one small thing?
Şimdi bizim eve gidip karımın ocağı açık unutup unutmadığını kontrol eder misin?
Hey, I need you to go over to our place check and see if the wife left the stove on.
Adımı unutmadım, Randy.
I didn't forget my name, Randy.
Selam, tatlım. Buluşmamızı unutmadın, değil mi?
You didn't forget about our appointment with the caterer.
Bir şey unutmadınız mı?
Aren't you forgetting something?
- Bir şeyi unutmadın mı?
Are you forgetting something?
- Unutmadın mı hala?
- You still haven't forgotten him?
unutmayın 637
unutmayacağım 56
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutma sakın 19
unutmayacağım 56
unutma 1527
unutmam 161
unutmuşum 444
unutmuştum 37
unutma bunu 38
unutma ki 32
unutmadan 76
unutma sakın 19