Unutuldu перевод на английский
273 параллельный перевод
Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle, Sıfır-Sıfır cyborglar ortadan çekildi ve insanlar tarafından unutuldu.
With the end of the Cold War, the Zero-Zero cyborgs went completely off the grid and were eventually forgotten by the public.
- Unutuldu gitti.
Entirely forgotten.
Ama sorumluluğunuza gelince benim bakımımdan ödendi ve unutuldu.
But to return to your obligation as far as I am concerned, it is paid for and forgotten.
- Tüm mesele unutuldu.
- The whole thing's forgotten.
Geçmişe ait her şey unutuldu.
Everything of the past is forgotten.
Kayboluşu hiç açıklanamadı ve bir süre sonra unutuldu.
Her disappearance was never explained and she was soon forgotten.
Olay 11 yıl unutuldu.
The case was forgotten for 11 years.
fakat unutuldu gitti.
But just for a moment. lt's forgotten.
Meksika'da'Demokrasi'nin anlamı çoktan unutuldu.
" The meaning of democracy has long been forgotten.
Şimdi öldü ve unutuldu!
It's dead now and forgotten.
Yani, her şey, aniden unutuldu, öyle mi?
So everything's suddenly forgotten, eh?
Unutuldu.
It's forgotten.
Burayı inşa eden adamın adı unutuldu.
The man that built this place, his name's forgotten.
Unutuldu gitti.
It's forgotten.
Unutuldu bile, kafayı çarpma da unutuldu.
It is forgotten, so is the bump.
Ve dilenci unutuldu.
And he was forgotten.
Annie, çok mutsuz olduğunu biliyorum ama o savaş bitti ve unutuldu.
Annie, I know how unhappy it was for you there, but that battle is dead and done with.
- Unutuldu gitti.
- Forgotten.
Zamanla, bu olağanüstü kılıç unutuldu.
And in time, the marvelous sword was forgotten.
Bu öğleden sonra olan bütün kavgalar tamamen unutuldu.
Vote for Sam L. Hilliard He'll stick to the issue he may even kiss you
Arkadaşların önünde sırlarımızı açıklamama kuralımız unutuldu bakıyorum.
Earlier you didn't know this clown and now you're best buddies.
Vortis'in krater ve yaylalarına dikilir, zamanın sessizliğinde yavaşça dokunummamış hale geliyorlar, ve onların girişi türümüz tarafından çok uzun zaman önce unutuldu.
Sewn into the craters and plateaus of Vortis, being slowly unwoven by the silence of time, and their entrances long forgotten by our species.
En kötüler şimdiden unutuldu..
All is vanity and ashes.
Yüzbaşı Tushin'in topçu bölüğü unutuldu.
Captain Tushin's battery had been forgotten.
Bu adam artık unutuldu ve elimizden bir şey gelmez Corday şu adama odaklandı.
That man is now forgotten and we can do nothing more Corday is focussed on this man.
Tüm bu tanıştıkların unutuldu mu?
"Should old acquaintance be forgot."
Unutuldu mu?
Forgotten?
Söylendiği gibi, üçüncü günde unutuldu.
Rose again, as I said, on the third day.
Tasfiye yılları unutuldu.
The years of it purges they had been forgotten.
Hepimiz piyasadayız... tüm farklılıklar unutuldu... savaşı anımsatmanın gereği de yok.
All in the market together, old differences forgotten, and no need at all to mention the war.
Yani, herşey unutuldu... o konuda hiçbir şey duymayalım.
So, it's all forgotten now and let's hear no more about it.
O zaman herşey unutuldu.
Then it's all forgotten.
Maria unutuldu.
Maria is forgotten.
Böylece dünyanın bir gezegen ve bizim de evrenin bir parçası olduğumuz fikri unutuldu.
So the fundamental idea that the Earth is a planet that we're citizens of the universe was rejected and forgotten.
Kalıntıları yakıldı, çalışmalarını yokettiler.. İsmi unutuldu..
Her remains were burned, her works obliterated her name forgotten.
hiç de bile, dava çoktan unutuldu! demek istedim ki, haber verseydin seni karşılardık! Hiç gerek yok, Şefime saygılarımı sunabilsem yeter benim için!
Not really, that case already died down I mean you should inform us to welcome you I should be paying respects to Chief instead
Unutuldu galiba, bu oyuncu aynı zamanda yapımcıyla evli.
Lest we forget, you do have an actress in this movie, one who also happens to be married to the producer.
Bedenimin şu andan önce yaptığı her şey unutuldu.
Everything my body has done before this moment is forgotten.
Ama unutuldu bile.
That's ancient history.
Tommy ile bu konuyu görüştük.Unutuldu bile.
Had to straighten it out with Tommy. It's forgotten.
Korku, Tegel, kırmızı duvar, inleme, hepsi unutuldu. Yeni bir hayat başlıyor. Acı gitti.
Forgotten the fear, Tegel, the red wall, the moaning and all, A new life begins, Gone is the pain, The old life is over,
Mao unutuldu bugünlerde.
Mao's been forgotten these days.
Geçmiş Carmen çoktan unutuldu.
The past Carmen is already forgotten.
Ve Pera'nın annesi'nin cesedi, ilk ve son defa, kapatılan televizyonun önündeki küvette unutuldu.
And the corps of Pera`s mother, forgotten in tank in front of, once for all, turned off television set.
" Geçmiş silindi, silinme unutuldu.
"The past is erased, the erasure forgotten."
Sanırım çoktan unutuldu.
I thought it quite dead.
Artık unutuldu ama.
Now it's forgotten.
Vampirler ve bu kale, hayaletleri ile birlikte uzun zaman önce unutuldu.
Vampires, and this castle, are merely ghosts forgotten by time.
- Unutuldu.
- What's done is forgotten.
( Söylendiği gibi, üçüncü günde unutuldu. )
back, as I said, on the third day.
" Unutuldu gitti
" ls past forgetting