Uzak перевод на английский
45,989 параллельный перевод
Yerlerini bilirsek, nasıl uzak duracağımızı da biliriz.
If we know they're there, we know how to avoid them.
Doktorlar beni temizleyinceye kadar aksiyondan uzak kalacağım.
- "Men"? I'll be out of action while the docs clear me.
Uzak durun!
Stay away!
- Senden uzak durmaya çalışıyor, tamam mı?
She's avoiding you, okay?
Güneye doğru 1500 km yol katedip Akdeniz'i geçerek imparatorluğun en uzak noktalarından birine
Traveling more than 1,000 miles south... across the Mediterranean to one of the Empire's furthest regions...
Sekiz yıl babanı uzak tuttu, şimdi aynı şeyi sana da yapacak.
It kept your father away for eight years. And now, it's threatening - to do the same to you.
Tarihçiler, Commodus'un bu savaşı bitirişini yazarken sıklıkla şehir hayatını özlediği için ve onu savaş alanından uzak tutan lükse ve sefahate ilgi duyduğu için, aceleyle Roma'ya dönmek istediğini ifade ettiler.
When historians wrote about Commodus suspending this war, they often said that he was eager to rush back to Rome, because he wanted to enjoy life in the city. That he had some interest in luxury and debauchery that kept him off the battlefield.
- Uzak dur benden!
- Get away from me!
Ve siz, artık resmi bir kapasitede değilseniz bile, O emniyet ađının bir parçasıydı, bu yüzden sizi ilmekten uzak tutdum.
And you, even if no longer in an official capacity, are part of that safety net, so I kept you out of the loop.
Jenkins, ne yaparsan yap, karnavaldan uzak dur!
Jenkins, whatever you do, stay away from the carnival.
Karnavaldan uzak durman için seni uyarmamın nedeni bu değildi.
That is not why I warned you to stay away from the carnival.
Bilge Adam'dan uzak dur.
You get away from those Wise Men!
Günahlardan uzak olmak için, biliyorum.
to be away from temptations, I know.
Benden uzak dur!
get away from me!
Evliliğimden bahsediyoruz. Bundan sonra kesinlikle uzak duracaksın.
This is my marriage, and you need to stay out of it from now on.
Terry suçlanıyor Bir otomat busting Ve markadan uzak Cheese Puffs'u satmak.
Terry got accused of busting a vending machine and jacking some off-brand Cheese Puffs.
Bu yüzden senden uzak dur demiştim Çünkü buna yakalanmanı istemedim.
That's why I told you to stay away, because I didn't want you to get caught up in this.
Sadece benim adımdan uzak dur.
Just keep my name out of it.
Bunu ve eşim ile ben Bir anlaşma teklif ettiğinizi görmek için elimizden geleni yapacağız Hapishaneye gittiğinizde sizi populer bir yerden uzak tutuyor.
Explain that and my partner and I will do everything we can to see that you're offered a deal that keeps you out of gen pop when you go to prison.
Ben, um, Ben uzak olduğumdan beri tahsis edilmiş davalar 48 saattir evden uzak durdum.
I was reviewing the, um, cases you've been assigned since I was away,
Ayrıca, söz konusu izleme sistemi Hastaları doktor alışverişinden uzak tutmak, Okuduğumdan, kontrol edilir
Plus, that monitoring system that's supposed to keep patients from doctor shopping, from what I read, it gets checked a lot less consistently between states.
Benimki gerçekten çok uzak.
Mine's rea lly far.
- Ne kadar uzak o kadar iyi.
The farther the better.
DNA'larını bodrumdaki suç mahallinden uzak tutarlar. Suç mahallinde alet bırakırlar ama parmak izi bırakmazlar.
keeping their DNA away from the basement crime scene... where they left tools behind, but not fingerprints.
Uzak dur benden!
Back away!
- Uzak mı?
Is it far?
Onu buradan uzak tut. - Nasıl?
- Keep him out of here.
Troller rahatlamak ve ihtiyaçlarını karşılamak için uzak diyarlardan geliyor.
Trolls travel from afar to our market to find comfort and remedies.
Çok uzak gelecekte tabii.
One day very far off in the future, of course.
Trol Meydanı çok uzak.
Trollmarket's too far.
Adamım, ondan uzak dur!
Dude, get away from him!
Onu güvende tutabilmek için oğlumdan uzak durmam gerekti.
I had to distance myself from my son to keep him safe.
Ondan uzak dur, seni büyük, parıltılı ahmak.
Get away from her, you big sparkly simpleton!
Buraya büyük bir amaç için döndüm. Arcadia denen uzak, gizemli yerdeki harika maceralarımı anlatmak için döndüm.
I have returned for one great purpose... ahem... to tell you of my grand adventures in a far-off mystic land called Arcadia!
O zaman yarın şu okulundan uzak dursan iyi edersin.
Then you should avoid that school of yours tomorrow.
Uzak dur benden nine!
Get away from me, Nana!
- Uzak dur benden nine!
- Get away from me, Nana!
Pencereden uzak dur!
Hey, get away from the window!
Seni güneşten uzak tutmalıyım.
Gotta get you out of the sun.
Öyleyse şimdilik bizden uzak duruyor.
Then he has evaded us for now.
Onu görüş açısından uzak tut.
Keep that out of his line of sight.
- Oğlumdan uzak dur!
- Get away from my boy!
Okyanusun en uzak noktasından benimle tanışmak için gelmiştin.
You came from a far away ocean to meet me.
- Çok uzak bir yerden geldim.
I came from a far away place.
Uzak duramadığım o insan
♫ That person I am unable to avoid ♫
Benden uzak durun ve çok çok uzun bir yaşam sürün, Bay Kim Shin.
Stay far away from me and... live a long, long life, Mr. Kim.
Arabalardan uzak tarafta yürümesini sağlamak.
Keeping her away from cars.
Korktuğumdan değil ondan uzak durmak istediğimden.
I'm not scared of it. I just keep my distance.
- Benden de uzak durmak için mi?
To keep away from me?
Jenkins, uzak dur!
Jenkins, stay away.
Karnavaldan uzak dur!
Stay away from the carnival.
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaktan 27
uzak durun benden 23
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzaktan 27
uzak durun benden 23
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16
uzak mı 36
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34
uzaklaş oradan 25
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş buradan 43
uzaklaş ondan 16
uzak mı 36