Verir перевод на английский
23,450 параллельный перевод
-... sormayacağına söz verir misin? - Tamam söz.
- you won't ask a ton of questions?
Söylediğin gibi, tören mesaj verir.
Like you said, the ceremony sends a message.
- Bize izin verir misin?
- Give us a minute.
Bu görüntü sana cinaye tiçin sebep verir ve çok sağlam.
This recording gives you new motive for murder, and it's ironclad.
Karıma söylemeyeceğinize söz verir misiniz?
Do you promise not to tell my wife?
Sence Langley buna izin verir mi?
You think Langley would allow that?
Ucunda onu kurtarmak varsa bile bana yardım etmeye gönlün el verir mi?
Can you stand helping me if it lets you save him?
"İki diyarın efendisi Amun-tut-ankh Güneş gibi hayat verir, sonsuza kadar yaşar."
"The lord of the two lands... Amun-tut-ankh... -" given life, like the sun, lives forever. "
Sonra her işçiye bir ızgara karesi verir kademeli olarak bütün araziyi dörde böleriz.
Then we allocate each worker one grid square and we quarter the whole area in stages.
Sopayı verir misin?
Pass, er, the stick.
Peki bu sana basına saygısız davranma arkamdan iş çevirme hakkını verir mi?
And that gives you the right to run roughshod over the press? And to make deals behind my back?
Sence bu sana kızımla yatma hakkını verir mi?
Do you think that gives you licence to bed my daughter?
Biraz izin verir misin?
Can I just get my space?
Bize izin verir misiniz?
May we be excused?
- Bize izin verir misin?
- You wanna give us a second? Okay.
Ve eğer bir Fransız ya da bir Alman Rus dilini öğrenirse Ve burada yaşamaya karar verir mi?
And if a French or a German learns the Russian language and decides to live here?
"Bana verir misin?"
"Will you give it to me?"
Jerry, bize biraz izin verir misin?
Jerry... would you excuse us?
Lutfen bir saniye verir misin bana?
Please, can you just... give me a second?
- Gitmeme izin verir misiniz?
If you let me go?
Bir tane bira ve limon dilimi verir misin?
Can I get a cerveza with lime, please?
Sana inanç verir, rahatlık sağlar.
Does it give you faith? Comfort?
Yüz yüze ne tepki verir bilmiyorum.
I can't imagine how she'll react in person.
Bana biraz kulak verir misin Wynonna?
Bend your ear a moment, Wynonna?
Cologne sizin için onay verir mi bilmiyorum.
I'm not sure Cologne will approve them for you.
Kapıya bakmaya son verir misin?
Will you stop staring at the door?
- Bunu krala götürürsen hep arzuladın donanma işi de dahil olmak üzere istediğin her şeyi verir.
You deliver this to your king, and he'll give you anything you want, including that Navy job you've always wanted.
Bize biraz izin verir misin lütfen?
You mind giving us a minute, please?
Sana biraz yahni verirsem kimseye söylemeyeceğine söz verir misin?
If I give you some pozole, you promise not to tell the others?
Bana bir konuda söz verir misin?
Will you promise me something?
Bak, sana kutuyu yaparsak bittiğinde bize platformu kurmamız için izin vereceğine söz verir misin?
Look, if we build you the box, will you promise to let us build the platform when it's done?
Dikkatinizi bana verir misiniz lütfen!
Can I have your attention, please!
Söz verir misin?
Promise me it's going to be fine?
Ki bu kişi egosundan ötürü aşırı tepki verir ve şahıs "D" den "F" ye kadar zincirleme reaksiyon oluşturur, onlarda gidip şahıs "C" ye bulaşırlar.
who's overreaction and self-righteousness will elicit a reaction from persons "D" through "F," who weren't trolls but can't help rip on person "C."
Şifresi bende. İzin verir misin?
I have the combination.
İzin verir misiniz?
Will you excuse me?
En azından birkaç şeyi açıklamama izin verir misin?
Will you at least give me a chance to explain a few things?
Sosu verir misin, Bart?
Pass the gravy, Bart.
Bu da bize Darfur'da güneşin doğup Yüzbaşı Decker'in mutlak ölümle yüzleşmesinden önce 51 dakika verir.
That gives us 51 minutes until the sun rises in Darfur, exposing Captain Decker to certain death.
Gürültü de bizi ele verir.
Noise gets us caught.
Sulu vantilatörümü verir misin?
My water fan, please?
Bir an bile düşünmeden kadının hantal geniş kıçına çakıverir.
He'll knock a broad-arse bovine on her side without a second thought.
Bir el verir misin?
Mind giving me a hand?
Ne kadar da güven verir.
How safe it must seem.
Şu kurabiyeyi verir misin lütfen?
Could you... help me with the cookie, please?
Ve de senin baban değilim demeden önce, yasa koymak hakkım yok, kızım bu evde yaşamaya geliyor, onun babasıyım, bu da bana o hakkı verir.
And before you say I'm not your father, I've no right to lay down the law, my daughter's coming to live in this house, and I'm her father, and that gives me the right.
Leny, Jacques'a bir su şisesi verir.
Leny gives Jacques a water bottle.
Bana bir saniye izin verir misiniz?
Will you excuse me a moment?
Kutsal Ruh'un izinden gideceğine söz verir misin?
Do you promise to live as follower of the Holy Spirit?
Cal, doktor bilgi verir vermez bizi haberdar edeceğini söylemişti.
Cal said he'd let us know as soon as the doctor had news.
Bir dakika izin verir misin?
Excuse me a moment.