Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ V ] / Vuruldu

Vuruldu перевод на английский

4,376 параллельный перевод
Bir memur vuruldu.
An officer's been shot.
Kafasından vuruldu.
Headshot.
Benim gözetimimdeyken vuruldu.
He got shot on my watch.
Julia vuruldu. - Ne?
Julia's been shot!
Az önce vuruldu.
She just got shot.
Göğsünden vuruldu ve kurtulamayabilir.
She suffered a gunshot to the chest and may not survive.
Carl Miller silahla mı vuruldu?
Carl Miller was killed in a shoot-out?
Siktir. Hedef vuruldu.
Target's been gut-shot.
Çünkü Billy Flynn evinin hemen önünde 12 saat önce vuruldu.
Because Billy Flynn was shot outside his halfway house 12 hours ago.
Fakat görülen o ki, ilk o vuruldu.
But apparently, he shot first.
Bugün yeteri kadar kişi vuruldu.
There's en enough shooting today.
Benim için vuruldu.
She took a bullet for me.
'5 kişi vuruldu' 'Bakanın oğlunun kaçırılma olayında başka bir çetenin bağlantısı olduğu ortaya çıktı
'5 shot dead'ln the kidnapping case of the minister's son another gang's involvement has come to light
Eğer bana gelip Taliban tarafından vuruldu deseydin, belki suçlamaları düşürmeye çalışabilirdim, ama..
Look, if you were coming to me saying that she had been shot in the head by the Taliban, then maybe I could justify dropping the charges, but...
Kolundan vuruldu sadece.
She's lucky. Shot in the arm.
2-Adam-20, 11-99 Polis vuruldu!
Two-Adam-20, 11-99! Officer down!
Polislerimizden biri vuruldu!
One of our own was gunned down!
Ortağın vuruldu ve bir adamı öldürdün.
Your partner got shot, and you just killed a man.
Polis vuruldu!
Officer down!
Finch, denizcimiz vuruldu. Yardıma ihtiyacımız olacak.
Finch, our sailor took fire.
Hırsızlardan birisi vuruldu.
One of the thieves was shot.
- Polis vuruldu!
Officer down!
Yüzünden vuruldu.
He's been hit hard in the face.
Sen değil, başka biri vuruldu.
It's not you, it's someone else.
- Silahla vuruldu, oğlu da.
He was gunned down, his son, too.
Biri vuruldu!
Man down!
Bir memur vuruldu.
Officer down.
Vuruldu.
Man down.
Stuart bir boşanma avukatına vuruldu. Sonra anlaşıldı ki, işinde gayet iyiymiş.
Stuart fell madly in love with a young divorce attorney... who, it turns out, was very good at her job.
Ben 13 yaşındayken babam gözlerimin önünde vuruldu.
My father was gunned down in front of me when I was 13 years old.
Dün gece vuruldu.
He was shot last night.
- Vuruldu.
- He got shot.
- O da vuruldu, hem de defalarca.
- Also shot. Many, many times.
- Anne, yardımına ihtiyacı var, o vuruldu.
He's bleeding! - Mum, he needs your help.
Wickham vuruldu, baba.
Wickham is shot, Papa.
Vuruldu.
He's down.
Babam vuruldu.
My dad's been shot.
Başkan vuruldu.
The President's been shot.
Kofu İstasyonu'nun dışında 3 kişi vuruldu.
3 people have been shot outside Kofu Station.
Gece boyunca beş kişi vuruldu iki kişi bıçaklandı ve altı şüpheli atış yapıldı.
Overnight we had five shootings, two stabbings, six suspicious fires.
Korkunç ir suç üzerine atıldı ve kaçmaya çalışırken vuruldu.
He was framed for a terrible crime, and he was shot while trying to get away.
Memur vuruldu.
Need medevac.
Vuruldu.
He was shot.
Bir adam vuruldu, değil mi?
A man was shot, wasn't he?
Dengeleyiciler vuruldu.
Stabilizers are shot.
Adamımız vuruldu.
We have a man down.
Memur vuruldu!
Officer down!
- Vuruldu.
What?
Kurban arabanın içindeyken vuruldu.
The victim was shot in the car, he got out...
Vuruldu.
God. He's down.
- Ne oldu? - Bacağından vuruldu.
- Shot in the leg.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]