Yalan перевод на английский
73,037 параллельный перевод
Niye yalan söyledin?
Why did you lie?
Will, sana yalan söylemek hayatımın en büyük hatasıydı.
Will, lying to you was the biggest mistake of my life.
Artık aramızda başka yalan olmamalı.
Can't be any more lies between us.
Yalan mı söyleseydim?
Was I supposed to lie?
Elbette yalan söylemeni istemiyorum.
Of course I don't want you to lie.
Neden bu kadar basit bir şey hakkında polise uzun süre yalan söyledin?
Why would you lie to the police for so long about something so simple?
Bence hala yalan söylüyorsun.
I think you're still lying.
Bana defalarca yalan söyledin.
You lied to me, repeatedly.
Buraya taşındığımda bana yalan söyledin. Onunla bitirdiğini söylemiştin.
You lied when I moved up here and you said you were done with him.
Bu sabah gittiğini söylerken de yalan söyledin.
You lied this morning when you said he'd be gone.
Akşam yemeğinde gittiğini söylediğinde yalan söyledin.
You lied at dinner when you said he was gone.
Üzgünüm yalan söyledim, ama bunu saklayamam.
I'm sorry I lied, but I can't keep lying.
Herkese yalan söyledim çocuklarıma ve kendime. Sana.
I was lying to everybody... to my kids and myself and... you.
Yalan söylüyorsun.
You're lying to me.
Kardeşim, bu şarkıdaki sözlerin hepsi yalan.
Bro, everything this song means to us is a lie.
Deneyimlerime dayanarak, bir yalanın sonunda yalanlar ağına dönüştüğünü söyleyebilirim.
But in my experience, one lie leads to a web of lies.
Bree'ye kan tahlili yaptım. Sana yalan söylemeyeceğim.
Okay, I tested Bree's blood, and I won't lie to you...
Hayır değilsin, yalan söylüyorsun!
No you're not, you're lying!
Uzaylı karşıtı örgüt Cadmus'un lideri olan Lillian Luthor National City'yi Daxamlılardan kurtararak Dünyaya huzur getiren olayın ardında kendisi olduğunu söyledi. Yalan haber!
Lillian Luthor, the head of the anti-alien organization, Cadmus, claims responsibility for ridding National City of Daxamite invaders, returning peace to Earth.
Sorularına doğru bir şekilde cevap ver. Ne olursa olsun kayıtlara hiçbir şekilde yalan söylediğin geçmesin.
Answer his questions truthfully, don't put any lies on the record no matter what.
Benim için yalan söylemeni istemiyorum.
I don't want you to lie for me.
Yalan.
Bullshit.
Çıplak göreceğim o araba olmayacaktı yalan mı?
Well, I was never gonna see that car naked now, was I?
Eğer ona yalan söylediğini farkederse, ölürsün.
If he realizes that you're lying to him, you're dead.
Böyle bir konuda sana asla yalan söylemem.
I would never, ever lie to you about something like that.
Yalan söylediklerini biliyordun ama yinede üzerlerine gitmedin. Henüz anlamadığım şey bunu budala olduğun için mi yoksa baltalamaya çalığın için mi yaptığın.
You knew that they were lying, and yet you didn't press, but what I don't know... is whether it's because you're soft or because you're subversive.
Yalan söyledim.
Wait a minute. Stop. I was lying.
Yalan söyledim.
I was lying.
Bana yalan söyledin.
You've just been lying to me.
Yalan söylüyorsun!
You're lying!
Yalan bu Cassidy.
- or something like that. - Cassidy, that is a lie!
Hayır, yalan söyledim.
No, I lied.
Jay G pezevengini, gördüm yalan söyleyip çalarken
♪ I seen Jay G pimp, lie and rob ♪
o yapacak işi olsaydı, neden bir su birikintisi etrafında yalan söylesin ki?
If it had work to do, why would it lie around in a puddle?
Bu bir, bu bir yalan.
That's a, that's a lie.
Bu lanet olası bir yalan.
That is a goddamn lie.
- Yalan söylüyor, Donald.
- He's lying, Donald.
Yalan söylemiyorum!
I'm not lying!
Bir yalanı yaşayamam.
I cannot live a lie.
Demek istediğim, bana yalan söylemeyi istemezsin, değil mi?
I mean, you wouldn't want me to live a lie, would you?
Ve biz orada yalan söyleyemeyiz.
And we can't have stuff lying around there.
Bize yalan söyledi.
He lied to us.
- Sanırım yalan söylüyorsun.
- And I think you're lying.
Üzgünüm, millet, Renard tamamen yalan söyleyebilir.
I'm sorry, you guys, Renard could be totally lying.
- Zacky Martin'in yalan söylediğini sanmıyorum.
I doubt Zacky Martin would lie.
Polly Tregaskis, mahkeme, yalan yere yemin etme ve Anthony Godolphin'in adını lekeleme suçu işlediğine hükmediyor.
Polly Tregaskis, the court considers you have committed perjury and slandered the good name of Anthony Godolphin.
Fakat yalan söylemeseydim, o bir saat içinde seve seve onunla birlikte öleceğini biliyordum.
But in that hour I knew that unless I lied, you would willingly die alongside him.
- Evet, onun yerine bana yalan söyledin.
Yeah, so instead, you lie to me.
Banka yalan söylüyor diyerek delirmeye başladı, bütün bu insanlar suçu ona yıkmak için komplo kuruyorlardı.
He started to get crazy, saying the bank was lying, all these people were conspiring to frame him.
Beni, duygularımı incitmemek için yüzüme karşı yalan söyleyecek kadar sevmen hoşuma gidiyor ama bunu alışkanlık haline getirmemelisin.
Look, I love that you love me so much that you'll lie to my face to protect my feelings, but... You shouldn't make a habit out of that.
Yalan söylemiyormuşuz.
Okay, we're not gonna lie.
yalancı 695
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39
yalancısın 41
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalan söylemedim 30
yalandı 35
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalan bu 39