Yapmalisin перевод на английский
61 параллельный перевод
YAPMALISIN!
DON'T WANT TO! MUST!
Denemekten fazlasini yapmalisin küçük hanim.
Young lady, you're going to do a lot more than try.
Yapmalisin, o benim, Pablo benim!
He's mine! Pablo is mine.
Gerçekten bunu yapmalisin.
Really. You should do it.
Bunu yapmalisin.
You should do it.
Bundan daha iyisini yapmalisin, Kevin.
Gonna have to do better than that, Kevin.
Anne, yapmalisin.
Mom, you have to.
Yardimimi istiyorsan daha iyisini yapmalisin.
You want my help, you gotta do better than that.
Cok dayaniksizsin Daha sik eksersiz yapmalisin
You're out of shape. You should exercise more often.
GERRY, EVLAT, KALBiN OLMASI GEREKTiGi YERDE, AMA KOCUNU BU SEKiLDE UTANDIRMAKTAN DAHA iYi SEYLER YAPMALISIN.
Gerry, son, your heart's in the right place, but you ought to know better than to embarrass the coach like that.
Bir düsmanla karsilastigin zaman ne yapiyorsan onu yapmalisin.
You should do what you usually do when you face an enemy.
Belki sende aynisini yapmalisin.
Maybe you should do the same.
Sana soyleneni yapmalisin degil mi dedektif Spooner?
You have to do what someone asks you. Don't you, detective Spooner?
Ne yapmalisin.
Do what you must.
Bence yapmalisin küçük rahip.
Well, you should, altar boy.
Belki de sen bu b. ktan isi yapmalisin ve ben de Vince'in menajeri olmaliyim.
Maybe you should try doing my dog shit job and I should try being Vince's manager.
- Bir seyler yapmalisin, Veronica.
- You got to do something, Veronica.
- Bence yapmalisin.
- I think you should do it.
Hayir. Daha kotu bir sey yapmalisin...
No, you gotta do something worse...
Bundan daha kotu bir sey yapmalisin.
You ought to do something worse than that...
Lisa icin guzel birsey yapmalisin.
You could do something nice for Lisa.
Bana? Bence yilbasi özel albümü yapmalisin.
To me, I think that you could have your own Christmas special even.
Bunu yapmalisin.
You got to do it.
Ama simdi ben ne diyorsam tam olarak onu yapmalisin.
But right now you have to do exactly what I tell you to do.
BİR ŞEYLER YAPMALISIN!
YOU HAVE TO DO SOMETHING!
- Bir seyler yapmalisin.
- Well, you gotta do something.
cocuk oldugundan bir tapinakta yapmalisin.
Since it's a child, you should do it at a temple.
Sen yapmalisin.
You should do it.
Salim, simdi bunu bir yasam bicimi yapmalisin.
My dear, Salim, now you will have to make a habit of this.
Böyle yapmalisin, anladin mi?
You have to do like this, understood?
Belki de çizimlerini üst katta yapmalisin.
Maybe you should be doing your sketching'upstairs.
- Evet, harika, elbette yapmalisin.
- Yeah, great, yeah, good, go for it.
Elimizdekilerle calismak zorundayiz. Ve sen de yeni oyuncular bulmak icin elinden gelenin en iyisini yapmalisin.
We're gonna work within the constraints we have, and you're gonna do the best job that you can recruiting new players.
Sen ona bakicilik yapmalisin sen ve Hot Rod sirasiyla ilgilenmelisiniz.
What's gonna happen now, you gotta babysit him. You and Hot Rod gonna have to take turns.
Aklini basina alman gerek, ve bunu hizli yapmalisin.
You need to sober up and you need to sober up fast.
Yapmalisin.
You have to.
"Ama son bir kez daha yapmalisin, Jackie,"
"But give me one more, Jackie,"
Bunu, masasinda oturmus, Louie Volpe'un çocuk menüsünü yerken "Daha iyi olamaz mi?" diye soran çocuklar için yapmalisin.
You're doing it for all those kids out there eating off the Louie Volpe's kids'menu, who are wondering, "does it get better?"
Yemegimi pisirmek zorundasin. Kahvemi getirmeli, ara sirada küçük sohbetler yapmalisin.
You'll have to cook my dinner, bring me coffee, make occasional small talk.
Güvende olacaginizi düsünüyorsan bence yapmalisin.
I think if you can be safe, then you should do it.
Bunu yapmalisin kanka!
You should do that, bro!
Tanri ne derse harfiyen aynisini yapmalisin
When the Lord says spare, you spare.
Bir noktada, birsey yapmalisin.
At some point, you must do.
Kendine bir mesaj kaydi yapmalisin.
You should record an outgoing message.
içten disa dogru yapmalisin. Yoksa temiz yere basacaksin.
You gotta start from the inside out or else you'll step on the clean.
Lisa, kesinlikle bunu yapmalisin.
- Lisa, this is exactly what you need.
Tabikide yapmalisin.
Of course you should. Feels good right?
Benim icin birsey yapmalisin.
Um, I need you to... do something.
simdi bir seçim yapmalisin d'Artagnan.
Well, now you must choose, d'Artagnan.
- Yapmalisin
Leave
Bir seçim yapmalisin.
You have to make a choice.
yapmalısın 91
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayacağım 170
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapmamalısın 52
yapma böyle 70
yapmak zorundayım 47
yapmam 83
yapma be 35
yapma bunu 151
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma dostum 69
yapmayın çocuklar 34
yapmak zorundasın 42
yapmak mı 28