Yorgun değilim перевод на английский
304 параллельный перевод
- Hiç yorgun değilim.
- I'm not tired.
- Hayır, yorgun değilim.
- No, I'm not tired.
Yorgun değilim ki.
I'm not tired.
Hayır, yorgun değilim Scarlett.
No, I'm not tired, Scarlett.
Hayır yorgun değilim, sadece korktum.
No, I'm not tired. I'm frightened.
Hayır, yorgun değilim.
No, I'm not tired.
Yorgun değilim.
I'm not tired.
- Yorgun değilim.
- I ain't tired.
Yorgun değilim, ama devam edemem.
I'm not tired, but I can't carry on.
- Ben yorgun değilim.
- I'm not tired.
Hayır, Dans edemeyecek kada çok yorgun değilim.
No, I'm not too tired to dance.
Hiç yorgun değilim.
I'm not a bit tired.
Demek istediğim çok yorgun değilim.
I mean, I'm not very tired.
O kadar yorgun değilim.
I'm not that tired!
Hiç yorgun değilim.
I'm not tired at all
- Yorgun değilim.
- I am not tired.
- Yorgun değilim.
- I'm not tired
- Hiç yorgun değilim.
- I'm not a bit tired.
Hayır, yorgun değilim.
No, I don't feel tired.
Matmazel Delassalle istirahat ediyor, ben yorgun değilim.
Mme. Delassalle is resting and I'm not tired.
Hem hiç yorgun değilim.
Heck, I'm not tired.
Kesinlikle yorgun değilim.
The last thing I am is tired.
- Yorgun değilim.
- I'm not tired.
Ama yorgun değilim.
But I'm not tired.
Yorgun değilim.
No, I'm not tired.
Artık yorgun değilim.
I'm not tired anymore.
O kadar yorgun değilim, çavuş?
Not too tired, sergeant?
- Yorgun değilim!
- I'm not tired!
- Yorgun değilim. Demek istediğin buysa.
I am not tired, if that's what you mean.
Artık yorgun değilim.
I'm not tired any more.
Hayır.Yorgun değilim, ve çorba istemiyorum.
No. I'm not tired, and I don't want no soup.
Hayır, Bowie, yorgun değilim.
No, Bowie, I'm not tired.
- Yorgun değilim.
- l'm not tired.
Şimdi yorgun değilim.
I'm not tired now.
Yorgun değilim.
- I'm not tired.
Ben hiç de yorgun değilim.
I'm not sleepy.
Hayır, hiç de yorgun değilim!
No, I'm not tired at all.
Yorgun değilim de... belki senin kafan dağınıktır... hani şu düğün meselesi yüzünden falan.
I'M NOT TIRED. I THOUGHT PERHAPS THERE WAS SOMETHING ON YOUR MIND - YOU KNOW, THE WEDDING.
Sen git, ben yorgun değilim.
- You go ahead. I'm not tired. - All right.
Ben yorgun değilim.
I'm not tired. Heh.
- Yorgun değilim.
I'm not tired.
Hiç yorgun değilim.
I am not tired.
Gerçekten yorgun değilim.
I'm really not tired.
Merak etme yorgun değilim.
No wonder I'm so tired.
Yorgun falan değilim ben.
I'm not tired.
Kendi canim daha çok emek gerektirdi... ve birkaç yorgun at ve bir bohça kürk için onu kaybedecek degilim.
I've got more than a year's work tied up in me... and I've no mind to lose it for some tired horses and a pack of furs.
Ben yorgun falan değilim.
I'm not tired or anything.
Yorgun da değilim.
I just, i'm tired.
- Yorgun değilim.
- I'm not.
Çocuk yetiştirmek zorunda değilim ya da bir ağaç dikmek. Ama her şeye rağmen yorgun bir gün sonrası eve gelip kediyi Philip Marlowe gibi beslemek... Bir heyecana sahip olmak, gazeteden kararmış parmaklar gibi.
I don't have to beget a child or plant a tree... but it would be nice, coming home after a long day... to feed the cat like Philip Marlowe... to have a fever, blackened fingers from the newspaper.
Ben yorgun değilim.
- But I'm not tired.
değilim 815
yorgunum 408
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgunluk 18
yorgundum 29
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20
yorgunum 408
yorgun 65
yorgun musun 109
yorgunsun 91
yorgunluk 18
yorgundum 29
yorgun görünüyorsun 124
yorgun olmalısın 55
yorgun görünüyorsunuz 20