Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Y ] / Yuksek

Yuksek перевод на английский

159 параллельный перевод
Ama belki yuksek sesle soylersen, seni daha iyi anlamıyabilirim.
But maybe if you say it louder, I won't understand you even better.
Onlar ayni zamanda aletler bulmus ve daha yuksek kalitede... daha genis dusunerek yeni seyler basarmislardir... her ne kadar farkinda olmasalar da, bilincsizce anlamislardir bunu. "
They are at the same time the tools and the means... of achieving something higher and more vast... that they are not aware of, but perceive unconsciously. "
"daha yuksek ve daha iyi seyler icin kafa ve benden gucudur."
"for something higher and greater without realising it."
Harvard Hukuk is bulma burosundaki sekretere rusvet verdim En yuksek teklifin kesin miktarini ogrendim ve ustune % 20 koydum.
I bribed a clerk in the Harward Law placement office for the exact amount of the highest offer and then added 20 %.
Baro sinavinda en yuksek notu alamadin.
You didn't get the highest score on the bar exam.
En yuksek ikinci notu almissin.
You got the second highest score.
Iste ben buna I yuksek kalite H2O derim.
Now that's what I call high-quality H2O. Oh!
Iste bu yuksek kalite H2O.
Now, that's high quality H2O.
Ama Amerika genelinde yuksek bir cinayet oranlari yok.
Yeah, but they're not offing each other in record numbers.
Hersey cok uclarda siyah-beyaz, alcak-yuksek, soguk-sıcak.
Everything's either high or low, hot and cold, black or white.
Buraya yuksek apartmanlar mi dikecekler?
They're going to build high-rise buildings here?
Cekirgeler yuksek katli binalarda yasayamiyorlar
Crickets can't survive in multistoy buildings.
Gecen sene yuksek katli biryere tasinan birini biliyorum
I know someone who moved to live in a high-rise last year.
- Shorty, sesin cok yuksek.
Shorty, you are so loud.
Eger arkadasinin seni duymasini istiyorsan, bundan daha yuksek sesle konus.
If you want your friend to hear you, talk a lot louder than that.
DAHA YUKSEK!
Let me hear you!
DAHA YUKSEK SOYLEYiN!
Let me hear you!
"yuksek guvenlikli mahkum" durumundasiniz.
You're in here convicted of a very serious offence.
Birilerinin ona beklentilerinin cok yuksek oldugunu Soylemesi gerekiyor.
Let's just say her expectations were way too high.
Tabii, N.York binaları bunlardan daha yuksek.
Of course, the buildings in New York are a lot higher.
Uh... ( yuksek sesle ) efendim, tipki bir at gibisiniz!
Uh... ( high voice ) Sire, you're hung like a horse!
Yuksek ates... ve titreme...
High fever... then chills...
Gittikce kotulesti, yuksek ates... ve titreme...
It's been getting worse, first fever, then chills...
Sesinizdeki kaygi seviyesi yuksek geldi.
I detected elevated stress pasterns in your voice.
Babam beni yuksek alasimli yaratmis herhalde seni oldurmemi istedi.
Denser alloy. My father gave it to me. I think he wanted me to kill you.
Ama benim kinim bir cocugun sevgisi kadar yuksek.
But my hatred is as deep as a child's love.
Yolum, yuksek duvarlar ve derin ucurumlarla dolu.
My path is ridden with high walls and deep pitfalls.
Demek istedigim, hedeflerini yuksek tutacaksin.
So set your hopes high.
Yuksek topuklu ayakkabin yok mu hic?
Don't you have any high heels?
- ( OLIVER YÜKSEK SESLE İNLER ) - Dik dur, dik dur.
Sit up, sit up.
Bir cin tonik daha... ( İNSANLAR KONUŞUR VE YÜKSEK SESLE GÜLER )
That we'll be another bitter gin tonic... ( PEOPLE TALKING AND LAUGHING LOUDLY )
YÜKSEK MAHKEME, ALTINCI DURUŞMA YARGIÇ CUMMINGS Bay Bedeker...
[judge pounding gavel]
MILLTOWN YÜKSEK OKULU Öğrenciler, veliler ve sevgili fakülte, hepimizin sınıfın birincisi olarak tanıdığımız bir delikanlıyı tanıştırma vakti geldi, Herbert H Heebert.
Students, parents, and beloved faculty, it is now the time to introduce a young man who we are very proud as... I am very proud to know as the valedictorian of this class :
YÜKSEK PATLAYICI İyi günler Roy.
Goodday Roy.
DİKKAT YÜKSEK VOLTAJ
♪ When you see me comin'♪
YÜKSEK MAHKEME SALON 72 ÇARŞAMBA, 15 EYLÜL
Detective Stabler.
78. YÜKSEK MAHKEME 3 KASIM CUMA
Supreme Court Trial Part 78 Friday, November 3
YÜKSEK MAHKEME 1 KASIM ÇARŞAMBA
Supreme Court Trial Part 78 Wednesday, November 1
CAMBRIDGE, YÜKSEK LİSANS
CAMBRIDGE, MA
SAYIN BAŞKAN, CLARK DEDİ Kİ VİETNAM'DA Kİ KARTLAR YÜKSEK
Mr. President, Clark has suggested that the stakes aren't there in Vietnam. This is damn shocking.
BU ÖLÇÜDE HEDEF İÇİN 24 YÜKSEK GÖRÜNÜYOR
I mean that seems a high number to lose for a target like this. Give it a D for civilian casualties let's see what we've got,
YANİ BÖYLE BİR HEDEF İÇİN YÜKSEK KAYIP D VERELİM SİVİL KAYBA
C, A, A, D... let's give it a solid C + and put it before the President.
Şoka giriyor. YÜKSEK VOLTAJ
He's going into shock.
YÜKSEK GÜVENLİKLİ HAPİSHANE
HIGH SECURITY PRISON
YÜKSEK VOLTAJ
HIGH VOLTAGE
YÜksek Komuta buna razı olmayacaktır.
The High Command would never agree to it.
YÜKSEK VERGİLER ALIŞLARI ETKİLİYOR.
THE SURCHARGE IS TO BE PAID UPON ARRIVAL.
YÜKSEK GERİLİM
Danger High Voltage
YÜksek oranda radyasyon tespit ettim.
You have a high level of radioactivity.
Temiz hava sizi tetikte tutacaktır. YÜKSEK GÜÇTE PATLAYICI
The fresh air will keep you alert.
ZAGAWA 1 2 METREDEN YÜKSEK - DEVASA "Kayıp Zagawa Totemi" mi? "Devasa" mı?
"The Lost Shrine of Zagawa"? "Gigantic"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]