Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Zan

Zan перевод на английский

3,147 параллельный перевод
Sarah, senin hafızanı silen ve sorunlar yaşamanı sağlayan Bilgisayar'ı taşıyor.
Sarah has the same version of the Intersect that made you lose memory and deteriorate socially.
Çaktığında hafızanı kaybettiğini biliyorum.
Now... I know you lose memories when you flash.
Ya beynini yakıyor ya da hafızanı siliyor.
either it cooks your brain or it steals your memories.
Ellie ve ben gözlüğü hafızanı geri getirmek için kullanacaktık.
Ellie and I were going to use these glasses to help save your memories.
Hafızanı geri getiremiyorum.
I can't help you get your memories back.
Bu hafızanızı tazeledi mi Bay Weld?
Does that refresh your memory, Mr. Weld?
Ona rızanı ver, şirketin kontrolünü ele al.
Give him your blessing, take control of the company.
Rezil bir hafızan var.
You have a shit memory.
İstersen hafızanı tazeleyebilirim.
Well, I could refresh your memory.
Onlardan bahsettiğimde soluna baktı bu da demektir ki beyninin sol tarafını kullandı görsel hafızanın depolandığı yer.
When I mentioned them, she looked up and to the left, which means she was tapped into the left side of the brain, where visual memories are stored.
Belki bu numara hafızanı tazeler.
Maybe this trick will jog your memory.
Ben insanlaştırılar formlara kızan tek kişi miyim?
Am I the only person enraged by the fact that corporations are taking human form?
- Sızıntı yok Bay Palmer. Sızan tek şey kurbanın kanı.
There's no leakage in here, Mr. Palmer, save for our victim's blood.
Hafızanı yokla!
Think carefully.
Bunu yapmam için rızan olduğunu sanıyordum.
I thought I had your blessing to do so.
Gördüğüm kadarıyla annenle aranda geçen görüşmeleri hatırlamada kusursuz bir hafızan var.
Well, um, you seem to have an excellent memory for conversations with your mother.
Farkındayım hafızan zayıflıyor, ama yerel polis sana daha yeni demedi mi o bölgeden uzak durman lazım.
I know your memory is slipping, but didn't the tribal police basically just tell you to stay the hell off the reservation?
çocuk istismarından ve de ilgisizlikten zan altına gireceksiniz ama!
If you don't let us in, you could be suspected of abuse or neglect!
Hafızanız bomba gibi olsun.
Boost your memory? I think it's called.
Senin hafızan bu.
Your memory is this.
Bilgisayarına sızan kimse bulunmak istemiş. Sahi mi?
Whoever ghosted your computer wanted to be found out.
Burt Reynolds bu gece beni bir film galasına götürüyor. O yüzden Tanrı şahidim olsun, o bilgisayarı bir daha yere atarsan kendini bir tımarhanede hafızanı kaybetmiş olarak ve başka bir kimlikte bulursun!
Burt Reynolds is taking me to a movie premiere tonight, so - - help me God, if you throw that computer on the floor again you'll wake up in a mental ward with total amnesia under someone else's name.
Sonra seni bayıltacağım ve kendini bir tımarhanede hafızanı kaybetmiş olarak ve başka bir kimlikte bulacaksın.
Never had one! Then I'm gonna knock you out, and you're gonna wake up in a mental hospital with total amnesia, under someone else's name.
Senin de rızanı alarak tabii.
With your permission, of course.
Eğer hafızanı kaybettiysen, adının Abbey Smith olduğunu nasıl hatırlıyorsun?
But if you lost your memory, how do you know your name's Abbey Smith?
Hafızanı biraz zorla.
Think a little harder.
Senin hafızan konusunda çalışman gerekiyordu değil mi?
You need to be working on your- - your memory issues, right?
Hafızan yerine geldi demek.
- Your memory is back.
Hafızanı tazeleyeyim.
Let me jog your memory.
Kafana gelen topla hafızanı kaybettin sanıyor.
She thinks the blow to your head has given you amnesia.
Hafızanı yitireceksin.
The memory will fade.
Eski sevgilin için pat diye beni terk ettin. Sonra sizinkiler seni beladan uzak tutacak eziğin biri olduğumu düşündükleri için senin rızanı almadan beni davet ettiler. Eziğin biri olduğunu düşünmüyorlar.
You dump me out of the blue for your ex, then your parents invite me over against your will, thinking I'm some loser who will keep you out of trouble... they do not think you're a loser.
- Biraz pencereden sızan soygunculuk... - Biraz araba hırsızlığı ve iki soygunu birden aynı anda halletmiş oluyor.
Add a bit of cat burglary... a little auto theft... and she makes off with both hauls simultaneously.
Senin hafızan için kayıt tutardım ben.
I've been pushed off your mental TiVo.
Eminim hafızan o kadar da silik değildir.
Surely your memory isn't that deficient.
Kaleye sızan birisi oğlu Adonis'i bile öldürmüş!
Somebody snuck into his castle and even killed his son Adonis!
Yakuza'ya gizlice sızan bir pislik?
Mmmm, the kind who'd infiltrate the Yakuza?
Yüzüne sızan bu kan damlaları kafaya alınan sert bir darbe olduğunu gösteriyor.
Well, all this blood trickling down his face confirms that, and I got blunt force trauma to the head.
Hafızanı neyin tetikleyeceğini bilemezsin.
You never know what's gonna trigger a memory.
Hafızan gidiyor.
Your memory's going.
Bana şapşal bir şekilde bakan, kanlar sızan yüzünü hatırlıyorum.
But I remember him staring at me with that goofy face, the blood running down.
- Rızanı alabilir miyim?
- May I have your blessing?
Fotografik hafızan var.
You have an eidetic memory.
- Büyük jüriden sızan şeyler olmaksızın.
- Not without some grand jury leak.
- Zihin-hafızanın...
- Brain-bucket.
Hafızan kötü herhâlde, Gianni.
You got a bad memory, Gianni.
Biz sadece eğlencenin dibine vurup, zaman zaman aynı civarlarda sızan iki adamız.
We're just two dudes that party hard. And sometimes pass out in the same general vicinity.
Bir çöp dolusu kırılmış tabak belki hafızanı tazeler.
I got a trash can full of broken plates that might jog your memory.
Dinle, senin şu fotoğrafik hafızan var ya hani nasıl çalışıyor?
Um, listen, your whole, uh, photographic memory thing... mm-hmm. H-how does that work?
Bu da seni zan altında bırakır.
That implicates you.
Avukatlık bürosundaki tetikçilerden biri. Dün koruma ekibinize gizlice sızan kişi.
She infiltrated your protection detail yesterday.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]