Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Z ] / Ziyaret

Ziyaret перевод на английский

15,041 параллельный перевод
Nine, biliyorum seni uzun zamandır ziyaret edemedim.
Nana, I know that I haven't been to visit you in a while.
Bu durumda İngiliz... Inverness'i ziyaret etmenden bu yana ne kadar oldu?
In that case, Sassenach, how long since you visited Inverness?
Son mektubunda yine ziyaret edeceğinden hiç bahsetmemiştin.
You said nothing about another visit in your last letter.
Ziyaret etti beni.
Yeah, right. He came around.
Londra'yı ziyaret sebebiniz neydi Bay Michaels?
What was the purpose of your visit to London, Mr. Michaels?
Bugün hapishanein ziyaret günüydü.
It was visiting day at the prison.
"Büyükannesini ziyaret etmeye gidiyordu ki büyükannesi de Token adında siyahi bir çocuktu."
He was on his way to visit his grandma, who was a little black boy named Token.
Geçtiğimiz Ağustos ayında, Andalusia'yı 1,2 milyon turist ziyaret etti. Turizm sezonunun en iyi ayında tarihi bir rakam, geçtiğimiz yıldan % 5,1 fazla.
Last August Andalusia was visited by 1.2 million tourists from around the world, the highest number ever recorded in the star month of the tourist calendar.
Senin ve tanığın herkesin, dünyanızı ziyaret etmek için para ödeyen insanların arzularını tatmin etmek için yapıldığınızı söylersem?
That you and everyone you know were built to gratify the desires of the people who pay to visit your world?
Yalnızca eski çalışmamız bizi yine ziyaret ediyor.
Simply our old work coming back to haunt us.
Ziyaret.
Visiting
Muhtemelen Roy'u ziyaret için döndü.
She has probably just come back to visit Roy
- Gelip ziyaret etmeyi sever.
He likes to come and visit.
- Bodrumdaki arkadaşını ziyaret edeceğiz.
We're gonna visit your friend in the basement. No!
Hapisteyken onu ziyaret edenlerin listesini alabildin mi?
Did you get a list of her visitors while she was in jail?
- Onu hapiste ziyaret ettin mi?
- Did you visit her in prison?
Eric Stone Wendy'yi... hapisteyken her hafta ziyaret etmiş.
Eric Stone visited Wendy every single week she was incarcerated.
Alice'i ziyaret ediyormuş.
He was visiting Alice.
Gelip sizi ziyaret etmek.
Come up and visit you guys.
Evet, harap evlerini ziyaret ettim onları çorbayla besledim ve bunu yaparken görüldüğümden emin oldum.
Ah, yes, I visited their hovels and I fed them soup and I made sure I was seen doing it.
Corrado sana yapılan ziyaret hakkında konuşmak istedi.
Well, Corrado just wanted to touch base about this little visit that you had.
Ava'yı epey ziyaret ettim,... çalışmasını ve sigara içişini izlemeyi seviyordum.
I visited Ava a lot, I liked watching her working and smoking.
Ama Nnyabo, bu onlar için ülkenin en iyi okuluna ziyaret etmeleri için bir fırsat.
But Nnyabo, this is a chance for them to visit the finest school in the country.
Kitaplarda, sayfaların içlerinden yaşayan öğretmen gibidirler ve istediğin zaman onları ziyaret edebilirsin.
With books, it's like the teacher lives inside the pages... and you can visit them whenever you wish.
Onları gizli bodrum katta tutmuş. Arkadaşları onu ziyaret edip üst katta muhabbet etseler bile alt katta sesleri duyulmuyormuş.
Kept them in the secret basement, so even as people visited and socialized upstairs, they couldn't be heard below.
Kız kardeşinizi ziyaret ettiniz.
You visited your sister.
Kız kardeşini bir daha ziyaret edersen sokak ortasında ölüp kalabilir.
Visit your sister again and she will die crossing the road.
Arada ziyaret edersen onu düşündüğümü söyle.
If you'd visit occasionally, tell her I'm thinking of her.
Arada ziyaret edip zambak götüreceğim, tamamdır.
Occasional visits, lilies, check.
Tanıdığım bir çavuşu ziyaret ettim, aradığımız özelliklere uygun M. Maloneları içeren GCPD dosyalarına baktık.
Went to see a sergeant that I know, and we did some digging in some GCP files for any M. Malones that fit our particulars.
Tanıdığım bir çavuşu ziyaret ettim, aradığımız özelliklere uygun M. Maloneları içeren GCPD dosyalarına baktık.
Went to see a sergeant I know, and we did some digging on any M. Malones that fit our particulars.
Ziyaret edip durdu.
He kept visiting.
Hemen oraya gitmeliyiz böylece onu ziyaret edebiliriz.
We need to go there now, so we can get the drop on him.
Onu suçluyorum. Çünkü üç aydır annemi hastanede yalnızca... bir kez ziyaret etti.
I blame him because he's visited her once in the hospital in three months.
Çünkü ziyaret söz konusu degil, doğru mu
'Cause a visit's out of the question, right?
Cherry burada kalıyor. Onu gelip ziyaret edebilirsin.
Cherry stays here, and you can visit.
Ve biz şimdi senin kirli arkadaşlarını tanıyoruz, ve biz her birinizi ziyaret edeceğiz!
And we know your dirty friends, and we're gonna pay each of'em a visit!
Tamam, bu kadar ziyaret eder.
Okay, you've been here too long.
Sen ve Kelly Baptiste onu ziyaret ettiniz. Neden?
You and Kelly Baptiste paid him a visit.
Matthew öğleden sonra Alice'i ziyaret edecek.
Matthew's going to go and visit Alice this afternoon.
Yerinde olsam, babanla birlikte onları ziyaret ederdim.
If I were you, I'd go and call on them tomorrow with your father.
Bence seni bu kadar sık ziyaret etmesem daha iyi olacak.
I think it's best if I don't visit you so often.
Peder Anderson küçük Joshua'yı... her gün ziyaret ediyor.
Reverend Anderson has been visiting little Joshua all week.
Ziyaret saati bitti, şekerim.
Visiting hours are ending, honey.
Rutger Wolff gibi eski Naziler koloniyi ziyaret ediyorlardı.
You know that ex-Nazis like Rutger Wolff visited the colony?
Arkadaşın Eryka Klein'ı ziyaret etmeliyiz.
Looks like we'll have to pay another visit to your friend Eryka Klein.
Yüksek güvenlikli hapishanelerdeki tutukluları ziyaret etmeye başladın.
Recently, you started working as a prison visitor for Medway Maximum Security Prison.
Onu ziyaret etmemizi istiyor.
He wants us to visit him.
Bayan Gusdorff'u Sandpiper Santa Fe'de ziyaret ettim ve tüm akşamımı koca bir yemek tarifi yığınını ve yarım piyango biletlerini düzenlemekle geçirdim.
I was visiting Mrs. Gusdorff at, uh, Sandpiper Santa Fe, and I spent the whole afternoon sorting through just a haystack of recipes and half-off coupons from big lots.
Seni Sandpiper'da ziyaret etmek istedim ama izin vermediler.
I tried to visit you at Sandpiper, but they wouldn't allow me to.
Ağzımı açarsam, yeğenlerim belirli bir motele gider ve gelinin ile torununu ziyaret eder.
I say the word, my nephews go to a certain motel. Pay a visit to your daughter-in-law and your little granddaughter.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]