Zorundasiniz перевод на английский
21 параллельный перевод
- Muayeneyi durdurmak zorundasiniz.
- You've got to stop the examination.
- Bir zaman yemek zorundasiniz.
- I gotta feed'em sometime.
Benim emirlerime uymak zorundasiniz.
You're subject to my orders.
Bu gün esimin dogum günü Ve sizede katilmak zorundasiniz.
It's my wife's birthday today. And you must attend.
Bay Bell, korkarimki durmak zorundasiniz.
Mr. Bell, I'm afraid you'll have to stop.
- Bunu açiklamak zorundasiniz efendim.
- You have to explain that statement, sir.
begen ya da begenme uymak zorundasiniz.
Must comply with it, like it or not.
Beni birakmak zorundasiniz.
There's no way out of this.
Bu gezegeni terk etmek zorundasiniz.
You need to leave this planet.
söyle ki, Mars'in uydusuna kadar gitmek zorundasiniz.
Well, you'd need to go right up to the orbit of Mars.
Dedigim gibi, her birinizi buraya niye getirdigimi ve hepinizin neden burada oldugunu yasamak istiyorsaniz bulmak zorundasiniz.
- As I said, you have to know why I brought each and every one of you here in order to survive.
Eger buradan canli gitmek istiyorsaniz, onun da neden burada oldugunu bulmak zorundasiniz.
If you want to walk out of here alive, you'd better figure out why he was here as well.
Polise de bunu anlatmak zorundasiniz.
You have to make the police understand.
Orada Bayan Morales'in kaninin oldugunu da dogruladik. Bu adamlar barbar adamlar. Bu yüzden biz de kendi istegi ile oradan ayrilmadigini farz edip, malzemelerinizi getirip onu kurtarmak zorundasiniz.
Miss Morales may have bled there, too, but these guys are savages, so you're gonna have to assume that she is non-ambulatory, so you're gonna have to bring stuff to carry her out.
Beyler, bizi çikarmak zorundasiniz.
Guys, you got to let us out of here.
Onu bize vermek zorundasiniz.
You need to return him to us.
Demek istedigim su ki neden otobani mahalleden gecirmek zorundasiniz?
I mean, it's like, why do you have to build a freeway right through?
Bana inanmak zorundasiniz.
you must believe me!
Haftada bir sartli saliverilme görevlisiyle bulusmak zorundasiniz.
You must meet with your probation officer once a week.
Pasaportunuz varsa bunu teslim etmek zorundasiniz.
If you possess a passport, you must surrender it.
Ortaginizdan yardim istemek zorundasiniz.
You'll have to bring your partner.