Çok güzel olur перевод на английский
724 параллельный перевод
Çok güzel olur derim.
I think it would sound very nice indeed.
İlkbaharda bahçeler çok güzel olur.
The gardens are so beautiful in the spring.
- Bunu keşfetmek çok güzel olur.
- This is too good to miss.
Çok güzel olur.
That would be most pleasant.
Ah, çok güzel olur.
Oh, that would be most lovely.
Bu çok güzel olur.
That would be terrific.
Eve başka birilerinin gelmesi çok güzel olur.
IT'LL BE VERY PLEASANT HAVING SOMEONE IN THE HOUSE AGAIN.
Yazları çok güzel olur.
Its beautiful in the summer.
- Çok güzel olur!
- Most amusing...!
Bilmiyorum. Belki de her şey çok güzel olur.
Maybe things'll turn out after all.
Çok güzel olur.
You're so nice.
Aşağı inip onu buraya davet ederseniz çok güzel olur.
It would be nice if you would go down and invite her up.
Çok güzel olur.
That's most auspicious.
Bak, burayı kullanabiliriz çok güzel olur.
Look, we each have a bedroom. I'll fix this up real fancy.
Çok güzel olur.
Das ist wunderbar.
Megeve yılın bu zamanında çok güzel olur.
" Megève can be so lovely at this time of year.
Eğer o benim avcımsa, çok güzel olur.
If she is my hunter, great!
Şantaj yapmıyorum. Ama benimle sonu olmayan bir maceraya çıkarsan, her şey çok güzel olur.
I'm not blackmailing you but if you'd come with me on an unknown adventure, anything is possible.
Çok güzel olur.
That would be nice.
Nasıl yapıldığını bilseler birçoğu çok güzel olur.
I think quite a few of them would be very pretty if they knew how to do it.
- Bu çok güzel olur.
- That would be wonderful.
Bu çok güzel olur.
It'll be very nice.
Oralar kar yağınca çok güzel olur.
It'll be even nicer in the snow.
Umarız herşey çok güzel olur.
We wish you all the best.
Senin olursa, çok güzel olur.
She'll be good if you can get her.
- Çok güzel olur.
- Would be nice.
Biraz düzenlersen, çok güzel olur.
Fix the place up, it could be real nice.
- Aa tabi, çok güzel olur, Dale.
- Oh, yes. I'd love that, Dale.
Eğer John Mitchell'a ulaşabilirseniz çok güzel olur.
If you guys could get John Mitchell, that would be beautiful.
"Eğer John Mitchell'a ulaşabilirseniz, çok güzel olur." dedi.
"lf you guys could get John Mitchell, that would be beautiful."
Kırmızı ve beyaz boya çok güzel olur.
Red and white paint. It's pretty nice.
Güzel bir ev yemeği yersiniz, hem de değişiklik olmuş olur, ve bu bize çok iyi gelir.
You'd have some nice home cooking for a change, and it would do us some good as well.
Eminim, çok güzel bir evimiz olur.
We'll probably have a beautiful place.
Çok zinde sayılmam ama olur da bu Bay Jeffers ile karşılaşırsam onu bir güzel pataklayacağım.
I may not be exactly in the best of shape... but if ever I meet this Mr. Jeffers... I'll thrash him within an inch of his life.
Yeni bir evlilik kadar güzel bir şey yoktur henüz psikozlar olmaz, hırçınlık ve suçluluk da sizleri kutluyorum, ve umarım çok güzel bebekleriniz olur.
There is nothing so nice as a new marriage. No psychoses yet, no aggressions, no guilt complexes. I congratulate you and wish you have babies and not phobias.
Çok güzel,... harika bir elbise olur.
It's beautiful, would make a lovely dress.
Çok kez bir kusur olur insanın yaradılışında. Olur ya, pek aşırı öfkeye kapılıp aklın duvarlarını yıkar geçirir ya da ciğerlerine işlemiş bir alışkanlık, gelir berbat eder en güzel davranışlarını.
So oft it chances in particular men that for some vicious mole of nature in them, by the o'ergrowth of some complexion, oft breaking down the pales and forts of reason, or by some habit grown too much
Güzel bir yürüyüş, hoş bir sohbet, Çok da nefis olur elbet.
A pleasant walk, a pleasant talk would be a sheer delight
Çok güzel bir düğün olur.
It was a lovely wedding, even if a bit hastily arranged.
Çok güzel, iyi tirit olur bundan.
Aye, make a sop of him.
Kasabaya çok güzel kestirme bir yol olur.
Makes a mighty fine short cut into town.
- Bu çok güzel olur.
That'll be nice.
Bizim güzel güneşimizin altında öyle bir kıyafet çok sıkıcı olur, beyefendi.
These colours go with the sun.
Senin güzel sesinden duymak çok hoş olur.
It's so pleasant to listen to a charming voice.
Bundan çok güzel iç çamaşırı olur.
This will make beautiful underwear.
- Burası çok güzel bir oyun odası olur.
- This would make a nice play room.
Bu güzel an için şarap çok uygun olur.
Does seem like a good occasion, and I would love some wine.
- Birazdan hazır olur Bay Carlson. - Çok güzel.
- ( Hammond ) It'll be ready in a minute.
Senden çok güzel aktör olur.
I shall make an actor of you yet.
Senin için iyi olur. Tuscon'un çok güzel bir yer olduğunu duydum.
I hear Tucson's a really beautiful place.
- Evet, çok iyi olur. - Güzel.
- Yes, very much indeed.
çok güzel olurdu 19
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43
çok güzelsin 532
çok güzelsiniz 65
çok güzel görünüyorsun 197
çok güzel olmuş 52
çok güzel 5114
çok güzel olmuşsun 16
çok güzel bir kız 66
çok güzel görünüyor 60
çok güzel bir gün 43