Çoş перевод на английский
8,237 параллельный перевод
Jossey'imin iyi bir adam olduğunu sen de anladın.
Cos my Jossey's a good man, see?
Donmar'ın oyuncu yönetmeni dahil olduğu için ikinci perdeye dört dakika eklendi.
That's four minutes added on to the second half just cos the casting director of the Donmar's in.
Posta arabaları artık burada durmayacak. - Onun yüzünden.
Mail coaches won't stop out'ere no more... cos of him.
O zamandan beri görmüşsündür.
You know he didn't, cos you've seen your brother since.
Çünkü sahilde elimizde sopalarla biz bekleriz. Kemiklerini kırıp öldürene kadar boğmaya hazır halde.
Cos there we are, waiting with our clubs in hand, ready to break their bones and drown them till they're dead.
Bozkır cinsine benzemiyor, özellikle başı ve omuzlarıyla.
Cos he wasn't bred on the moors, not with a head and shoulders like that.
Sanırım seninle yatacağımı düşündün. Jamaika Hanı'nda barmenlik yaptığım için.
I suppose you think I'll go to bed with you cos all I am is a barmaid at Jamaica Inn?
Benim yapmadığımı biliyorsun çünkü altı akşamdır buradayım.
You know I didn't do it, cos I've been locked up here since six last evening!
Ne zaman hanı bassanız eliniz boş çıkıyorsunuz!
Cos every time you turn up at his inn, you can't lay your hands on it.
İnsanlar beni terk ettiğini düşünüyor. Ayrıca hiç bir şey yapmadığımızı çünkü bende frijit olduğunu.
People think that you dumped me, and that we never did owt cos I was frigid.
Rae, bu hiç önemli değil,... çünkü sen Liam'dan uzak duracaksın.
Yeah, well, that doesn't matter anyway, Rae, cos you're going to stay away from Liam. Aren't you? Aren't you, Rae?
Benden iri olduğun için, daha sert olduğunu mu sanıyorsun?
Do you think you're harder than me, just cos you're big?
Bir çocuğun burnunu kırdığı için okuldan sepetlendiği doğru mu?
Is it true that she got chucked out of college cos she... broke that guy's nose?
Şunu söyler misin? Beni korkutuyorsun.
Can you just tell us now, cos you're scaring me?
Çünkü akıl hastası gibi davranıyorsun ve birilerinin sana göz kulak olması gerekiyor.
Cos you're behaving like you're mental and somebody needs to keep an eye on you.
Hapishane içinde koridorlarda onları yağıyor bulacaksın çünkü D kanadındaki bu beyler yeni bir çocuğu mizah duygusuyla severler.
You'll have them rolling in the aisles in Strangeways cos those fellas on D Wing, they just love a new boy with a sense of humour.
Selam Cos.
Hey, Cos.
Evdeki vücudu burada olup bitenleri biliyor diye mi?
Cos her body back home know what she knows here?
Dinle Peder. Aynasızların önünde bir şey söylemek istemedim çünkü ne olursa olsun ne benim ne de Edward'ın başının belaya girmesini istemedim.
Listen, Father, I didn't want to say anything in front of the coppers, cos I didn't want to get Edward in trouble... or me, for that matter.
Umarım bu gece çalışmazsın çünkü çocuklar dört gözle seni bekliyor.
I hope you're still OK for tonight cos the boys are really looking forward to it.
Evet, bu yüzden Mick dönene kadar kıdemli olarak ben yöneteceğim.
Yeah, cos I'm acting SIO till Mike gets back.
Çünkü onlar Hasan'la ilgili!
Cos they're about Hassan!
Teklif etsen seninle hemen yarın evleneceğimi biliyorsun.
Cos you know I'd marry you tomorrow if you asked.
Çünkü ölmekten zaten yeterince korkuyorum. Ve beni hayatta tutan bilgileri vermeden önce çok uzun süre acı çekeceğim.
Well, cos I'm already bloody terrified of dying... and I'll endure a lot of pain for a very long time before I give up the information that's keeping me alive.
Çünkü lezbiyenler kızlardan hoşlanırlar.
Cos lesbian means you fancy girls.
Sınıfımı değiştirmiştim, sırf senin sınıfında olabilmek için.
I remember I even changed classes, cos I knew you were going to be in it.
Sadece Buzz Lightyear'ın komik olduğunu düşündüm, ama gerçekten, herkes onun arkasından komiklikler yaptı, Çünkü o şizofren bir sikkoydu.
It's just that Buzz Lightyear thinks he's cool, but really, everyone makes fun of him behind his back, cos he's a delusional dick.
Farklı yerlerin nasıl olduğunu görebilmek için.
Cos all the places are different, ain't they? Everywhere's different.
Neden?
Cos it's fucking warm.
Bize katılıyor, aileme katılıyor. Onun da ailesi artık, tabii. Böyle olduğumda...
When I'm like this as well, when I'm happiest, I get sad sometimes cos I feel sorry for people who ain't as happy as me.
Bu yüzden nazik davranırım ben, karşımdaki kötü bir gün geçiriyor olabilir veya benim kadar şanslı olmayabilirler.
So, er... yeah, cos life, right, it's all about good and bad things, isn't it?
Kafasını çevirip, bacaklarını yukarda tutmak da yardımcı oluyor, öyle mi?
Well, you're in with more of a chance. Why, cos it dribbles upwards?
Kev'in sağlıklı olmasını diliyor ben, çünkü o iyi ve komik ve içmekten ya da AIDS'ten hasta olacak diye korkuyor ben.
I wishes Kev was healthy, cos he's lovely and funny, and I'm scared of him getting ill from drinking or AIDS.
Hannah'nın daha çok parası olsun istiyorum....... çünkü o tanıdığım en çok çalışkan insan.
I wish Hannah had more money, cos she is the hardest-working person I knows.
- Bilinmesini istemiyorlar da ondan.
Cos they don't want you to know, do they?
- Ben bilirim.
Cos I know about stuff, don't I?
Siz böyle filme çekiyorsunuz falan...
Cos you lot are here filming.
Kafası televizyonda gözüktü diye bir gecede star olacağını falan sanıyor.
Suddenly thinks he's going to be a star overnight just cos he's got his head on the telly.
Çünkü bu şekilde her soruyu rahatça açığa çıkarabileceğiz.
Cos this is a good way of getting everything out there.
Sana üzüldüğüm için öpmüyorum seni.
I'm not kissing you cos I feel sorry for you.
- Belki de senin hastalığın yüzünden fazla hızlı gitmek istemiyordur?
Well, do you think he's nervous about moving too fast cos you were ill?
Onları sevmedim, çünkü ben zorlu işleri severim ama bu memeler bana hiç iş bırakmıyor.
I don't like them, cos I like a challenge and these breasts don't bloody challenge me.
Belki de bazen hayal ettiğimiz gibi oluyordur çünkü kendimi bir filmde gibi hissediyordum.
'Maybe sometimes it does happen how you imagine it'cos I felt like I was in a movie.
İyi bir izlenim bırakmak istiyorum.
Do I look all right? Cos I want to make a good impression.
Kazanmış olmanız herşeyi doğru yaptınız anlamına gelmez.
Just cos you win doesn't mean everything you've done has been right.
Çünkü bu bir emirse yapılacaktır.
Cos if it's an order, it's an order.
Lois'in, Stacey özellikle yapma demesine rağmen Tina Mocock'un Mart ayındaki partisinde eski sevgilisinin kardeşi Paul'la konuştuğunu Stacey'e söyleme sakın çünkü o çocuğun Vicky'nin sorunlu kardeşi Yasmina'ya ilgisi olduğunu Stacey biliyor.
Don't mention to Vicky that Lois talked to her ex-boyfriend's brother Paul at Tina Mocock's party back in March when Stacey specifically asked her not to..... cos she knew he had this weird crush on her sister Yasmina who's got issues.
Sonradan karnım acıkacak, yanımda bulunsun.
Cos I feel like I'm going to be really hungry later on.
İyi olur. Arabada oturacak yer kalmayacak.
That's cool, cos that sorts out the seating arrangements.
Kalmam için bir sebep yok zaten.
Cos I've got no other reason to stay.
Bana yaptığın şeyi biliyorsun, değil mi?
Eh? Cos you know what you're doing to me, don't you?