Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ç ] / Çıkabilirsin

Çıkabilirsin перевод на английский

1,591 параллельный перевод
Çıkabilirsin.
You're dismissed
Ek olarak, bu geceyi kendine ayırıp dışarı da çıkabilirsin.
Alternatively, you could give yourself the night off and get out for a change.
- Çıkabilirsin. Binbaşı.
You're dismissed, commander.
Ben çıkabilirsin diyene kadar bir yerde tek başına kalmak.
It means that you have to be alone somewhere until I say so.
Şimdi çıkabilirsin, seni küçük haylaz.
Now get on out of here, you little scamp.
Artık çıkabilirsin.
You can come out.
Evet, zaten kızının babasıyla çıkabilirsin.
Right,'cause you can just date the father of your child.
Evet ama bu bunalımla çok daha iyi başa çıkabilirsin bir düşünsene nefis, rahatlatıcı bir...
Well, yes, but think how much better you'll be able to deal with this crisis after a nice, relaxing...
Birkaç saat uyuyup, iz sürmeye çıkabilirsin diye düşündüm.
Think you can go get a few hours sleep and go back on stakeout?
Dışarı çıkabilirsin.
You can come out of there.
Artık çıkabilirsin.
You can come out now.
Şimdi dışarıya çıkabilirsin, Raul.
You can come out now, Raul.
İstediğin zaman çıkabilirsin, değil mi?
You can take off whenever you want, right?
Bak, iyi hâlden 10 yılda çıkabilirsin.
Look, with good behavior, you could be out in ten years.
İçeriye yürüyerek girdin ama çıkarken yeni bir arabayla çıkabilirsin. Şaka yapmıyorum.
You walk in here tonight, you may drive out in a new truck, I'm not kidding you.
Artık çok geç, şimdi çıkabilirsin!
It's too late! Just get out!
Emma, dışarı çıkabilirsin, korkma.
Emma, it's safe to come out.
Beğenmiyorsan çıkabilirsin.
You can leave if you don't like it.
Ama toprağı kazıp çıkabilirsin Bir bıçakla...
♪ But you might crawl out with a knife
Olabileceğini düşündüğümüz kadar çılgın olmasanda bilmeni isterim ki, tatile çıkmak istersen, çıkabilirsin.
Even though you may not be as... as crazy as we all thought you might be, just want you to know if you need to take any time for vacation, go ahead.
Yukarıda. Eminim hemen çıkabilirsin.
I'm sure you can go right on up.
Tamam çıkabilirsin.
Okay, it's clear.
Artık çıkabilirsin.
You can go now.
O zaman çıkabilirsin.
- Then you are dismissed.
Ortaya çıkabilirsin!
You can come out!
O zaman buradan tek parça halinde çıkabilirsin.
You might make it out of here in one piece.
Ve ancak indirim yapmaya karar verdiğinde dışarı çıkabilirsin.
And you'll come out when you decide to give me a discount on the pizza.
Adımlarını doğru atarsan, kuzeninden önce bu bodrum katından dışarı çıkabilirsin.
You play your cards right, you'll be out of this basement quicker than your cousin.
Bak, o binadaki her kızla çıkabilirsin, umurumda değil, ama Lois Lane olmaz.
Look, for all I care, you could date every girl... from the copy room to the boardroom, just not Lois Lane.
Çıkabilirsin.
So you can leave.
Yemeğe çıkabilirsin.
Oh, you can take lunch.
Biriyle çıkabilirsin.
You can date.
Yani yemeğe çıkabilirsin.
That means you can go out to lunch.
Süt içebilirsin, yada mızıka çalabilirsin, Eline uğurböceği alabilirsin, Yada merdivene çıkabilirsin.
You can drink the milk, or you could play the harmonica, put the ladybug on your finger, or you can climb the ladder.
Herkes gitti, çıkabilirsin.
Everybody's gone now. You can get up.
Bu şekilde bununla başa çıkabilirsin.
That's the best way to deal with it.
İstersen dışarı çıkabilirsin.
You can go back up if you want.
Sen de çıkabilirsin.
You can leave, too.
- Mutfağımdan çıkabilirsin.
- You can leave my kitchen.
Artık benimsin evlat. Bütün mekanlara girip çıkabilirsin, arkanda ben varım.
Now that you're mine, kid, you've got a guarantee in all sacred places.
Çıkabilirsin.
Off you go.
Çıkabilirsin. Efendim.
sir... all right?
Benimle eve çıkabilirsin, ama ben her yerde oturmam.
You could move in with me, but I don't live anywhere.
Burdan tekerlekli sandalyede çıkabilirsin.
You are just walking away as a dwarf.
- Şimdi işten çıkabilirsin değil mi?
- So you can quit now, right?
Ön kapıdan çıkabilirsin.
Just go out the front door.
Kesinlikle Katrina'yla çıkabilirsin.
You could totally go out with Katrina De Voort.
Artık ayrı eve çıkabilirsin.
Hey, maybe you can get your own place now.
Çıkabilirsin artık.
You can come out now.
Bununla başa çıkabilirsin.
Adam, you're strong.
Dışarı çıkabilirsin.
Sheila, baby!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]