Çıkıyorlar перевод на английский
1,942 параллельный перевод
Ve şimdi onlar çıkıyorlar ve muhtemelen birbirlerine Fransız öpücüğü falan verecekler.
And now he's taking her out on dates and they're probably going to french kiss or something.
Haziran'da böcekler bu çiçek bolluğundan faydalanmak için ortaya çıkıyorlar.
It's June, and insects emerge to take advantage of the abundance of flowers.
Serin bir bahar sabahında Bay ve Bayan Qu, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sepet ve kazmalarından oluşan silahlarını kuşanıp yola çıkıyorlar.
On a chilly morning in early spring, Mr and Mrs Qu venture out at first light armed with the traditional seaside accessories of bucket and spade.
Dikkatli olun, dışarı çıkıyorlar.
Watch out, they're leaving.
Elektromanyetik kalkana rağmen, güç fenerlerinin dışına çıkıyorlar.
They're taking out the power beacons for the EM shield.
Dışarıya çıkıyorlar. Ateş etmeyin!
[Policeman] Hold your fire!
Dışarı çıkıyorlar.
They're moving out.
Kontrolden çıkıyorlar.
- They're coming off the rails.
Ülke dışına çıkıyorlar gibi.
It's sounds they are heading out of state.
Çünkü onlar, tekrar doğuya kısa bir yolculuğa çıkıyorlar.
Because they're going road-tripping out east again.
Altuzaya girip çıkıyorlar.
They just pop in and out of sub-space.
İşte çıkıyorlar.
Here they come.
Tamam, çıkıyorlar.
Okay, they're on thr way out.
- Birazdan okuldan çıkıyorlar.
What about our kids? They're getting out of school soon.
Hazır olun, dışarı çıkıyorlar.
I think he's coming out. Get ready.
Ama tekrar ortaya çıkıyorlar.
But... They'll come back.
Londra'nın dışına doğru çıkıyorlar.
They're heading out of London.
Onlar da bu sabahki tam tutulmadan sonra ölü bedenlerin içine girip çıkıyorlar.
All of those have been going in and out of the bodies of the dead since this morning's eclipse.
- Hemen çıkıyorlar.
- They're leaving now.
Ama Tanrım, çıkıyorlar.
Oh, my God, they're coming out.
Dışarı çıkıyorlar. Evet, çıkıyorlar.
They're coming out, OK, they're coming out.
Pazar günleri senin gibiler Bağdat caddesine bu yüzden çıkıyorlar.
Guys like you cruise Baðdat Street on Sundays for that reason alone.
Rahipler hala ortaya çıkıyorlar.
The monks are still turning up!
Yağmur yağdığında sürüler hâlinde ortaya çıkıyorlar.
When it rains, flocks swoop in from everywhere.
Öte yandan yavruların ebeveynleri beraber yemek aramaya çıkıyorlar.
Meanwhile, the chicks'parents go looking for food together.
Emrim altındaki FBI ajanları, özel gaz teçhizatlarıyla şu anda yukarı çıkıyorlar.
Now FBI agents, under my command, are going up there right now with special gas equipment.
Gemiye bindikleri zaman, onları heyecanlı görünce gezintiye çıkıyorlar sanıyorsun.
Getting on the ship, you'd think they were going on a ride... they were so excited.
Biraz baş başa kalmak için süite çıkıyorlar.
Upstairs to the suite for a little alone time.
Belki onlar dışarı çıkıyorlar...
maybe they're coming out...
O kadar sıkışıklar ki, dışarı çıktıklarında patlıyorlar.
Because the bubbles are so compressed, and when they get out, it's like popping.
Şimdiye dek Çin'deki bu mağaraların çok az bir kısmı tam olarak araştırılabildi. Mağara kâşifleri sürekli yeni yeraltı harikalarını ortaya çıkarıyorlar. Bunların bir kısmı sonradan ticari amaçlarla kullanıma açılıyor.
So far, only a fraction of China's caves have been thoroughly prospected ( Ì ½ ² é ) and caves are constantly discovering new subterranean marvels ( Ææ ¼ £ ) many of which are subsequently developed into commercial show caves
Dev pandaların ilk kez milyonlarca yıl önce Güney-batı Çin'de ortaya çıktığı tahmin ediliyor. Ancak artık Yunnan'da yaşamıyorlar.
Giant pandas are thought to have originated in southwest China millions of years ago, but they're no longer found in Yunnan.
Senin büyük fiyaskondan beri kıçımızdan ayrılmıyorlar.
They've been on our backs since your big bust.
Çıkışa hazırlanıyorlar.
Are prepared to disembark.
Ve onlar birlikte yaşıyor, birlikte duş alıyor ve çıplak halde yastık savaşı mı yapıyorlar?
And they live together and shower together and... have naked pillow fights?
Bu şeyler kurşunlara pek aldırmıyorlar ama bu kötü çocuk karşılarına çıkınca bir daha ayağa kalkamıyorlar.
These things seem to handle bullets just fine. But a couple rips from this bad boy and they don't get up.
Tahmin ediyorum ki bu rahipler Buddha'nın kıçına bir mıknatıs koyarak inananları kandırıyorlar.
I'm guessing these particular monks are bilking the faithful by pushing a magnet up Buddha's butt.
Bazıları kırmızıyı göremiyor da trafikte problem çıkarıyorlar.
Some people can't see the colour red and they make trouble on the roads.
Tüm şu abazalar kıçım ve göğüslerim ile uğraşıyorlar.
I got creeps all over me, groping my ass and perfect tits.
Kız kardeşlerin ses çıkarmıyorlar.
Sisters do not speak out.
Yaşlı kadınların çıplak fotoğraflarını çekmek isteyen adamların sapık olarak görüldüğü bir toplumda yaşıyoruz. Bu adamlar kovalanıyorlar, hakarete uğruyorlar dövülüyor sonra yine kovalanıyorlar.
Apparently, we are living in the kind of society that sees a man who just wants to take naked photos of some old ladies as some sort of weirdo, who deserves to be chased and shouted at and beaten and chased!
Ve sonra, ilk küçük hücreli hayvanları buluyoruz, ilk büyük hayvanlar buralarda bir yerde balıklar yaklaşık olarak burada başlıyor, dinozorlar aşağı yukarı buraya kadar ortaya çıkmıyorlar, ve sonra, yaklaşık buralarda dinozorların soyunun tükenmesi.
And then we get the first mini-celled animals, the first large animals somewhere here, fish start around here, the dinosaurs don't come in until about here, and then, the extinction of the dinosaurs around here.
Issız ve geniş yollara çıkınca, hep olmak istedikleri yarışçılar gibi sürmeye başlıyorlar.
The way they start driving in the desolate stretches... like the racecar drivers they always wanted to be.
Manyak gibi çığlık atabiliyorlar ama hakkınca savaşamıyorlar.
They can whoop to beat the band but can't fight worth shit.
Herkes maceraya çıkıyor, bir şeyler yapıyorlar.
Everybody's going on an adventure, doing stuff.
Soygun girişimi onaylanınca da ek araçlar göndererek malikânenin tüm giriş ve çıkışlarını kapatıyorlar.
After confirmation of a break-in, they'll dispatch additional vehicles to seal off any and all exits from the property.
Oraya çıkıp ne yapıyorlar diye bakman gerek bence.
I think you and me might wanna ride up there, see what they're doing.
Şimdi onlar en yıkıcı güçten yararlanıyorlar.
Now they have harnessed the most destructive force.
Tuvalette tıkılıp kalıyorlar ve kimse oradan çıkamıyor, tamam mı?
They get stuck in the bathroom, and nobody can leave, right?
Midesini böyle tutup dışkının dışarı çıkması için sıkıyorlar ve sonra da yiyorlar.
Grab the stomach like this and squeeze the shit out so they can eat.
İki tane reşit olmayan Avrupalı kız Almanya'nın en sevimsiz görüntüleri eşliğinde otostop yapıyorlar. Şişman, yağ fıçısı gibi herifler de, kızlara tecavüz ediyor.
It's, like, two definitely underage European girls hitchhiking through the most unattractive shots of Germany, greasy fat guys, like, basically, raping them.