Ölmüş перевод на английский
22,517 параллельный перевод
Çoktan ölmüş küçük bir kız.
I see a little girl who's already dead.
Oraya gidersen herkes boşuna ölmüş olur.
If you don't, your family, my family... will all be in vain.
Birkaç yıl önce ölmüş.
She died a few years ago.
Ölmüş mü?
She's dead?
Benton'ın sözüne güvenirsen, sevgilin ölmüş demektir.
You trust Benton's word your girl's as good as dead.
DNA bombacısı üç yıl önce hapishanede ölmüş.
DNA bomber died in prison three years ago.
Yirmi yıl sonra ölmüş olurum.
20 years from now, I expect to be dead.
Yine ölmüş olurum.
Still dead.
Ölmüş.
She's gone.
Veritabanına göre 1989'da ölmüş.
According to our database, he died in 1989.
Demek ki bu sahnede birisi ölmüş.
Mmmm. Someone must have died on the stage.
Donanmadan eski bir arkadaşım Koca Jake bugün ölmüş.
Old Navy buddy of mine, Big Jake, died today.
Yani Rodrigo otururken vurulmuş ve cesedi atılmadan kan kaybından ölmüş.
Detective. I'd like to give you our preliminary profile on the killer.
Victor Foster adında bir Amerikalı. Haklıydın Jack. Ama ölmüş.
We found that with offenders like this, their anger is rooted in a past conflict or trauma.
Muhtemelen doğum esnasında ölmüş.
Most likely it was childbirth that killed her.
Aradığımız Saraphina'nın kızı doğum yaparken ölmüş olmalı. Eğer ritüeli yapacaksa Abby'nin kızının ruhunu getireceğine inanıyor olabilir.
Yeah, well, we believe the Saraphina we're looking for lost a daughter during childbirth, and if she's partaking in the ritual, she believes that Abby is gonna bring back the spirit of her own child.
Kocası enkazda metal hurda ararken artçı depremden ölmüş.
Her husband died in an aftershock while scavenging for metal rubble.
Sonra yüz binlerce kişiyi öldüren büyük bir kolera salgınında Saraphina'nın en büyük çocuğu dışındaki tüm çocukları ölmüş.
Then the largest outbreak of cholera killed hundreds of thousands, including all of Saraphina's children except the oldest.
Kabaca 12 saat önce ölmüş.
T.O.D. is roughly 12 hours ago.
Artık resmen ölmüş olacaksın.
May as well make it official.
Ölmüş.
He's dead.
İlginçtir, zira Japon ordu listesine bakılırsa 1940 Bahar'ında Chansha Muharebesi'nde ölmüş.
Aki Hiroda- - which is interesting, considering that the Japanese army lists him as killed in action in the Battle of Changsha, China, in the spring of 1940.
Savaşta ölmüş gösterme klasik bir casusluk numarasıdır.
The KIA story is classic espionage stuff.
Ölmüş bir teknoloji.
It's a dead technology.
İki yıl sonra kanserden ölmüş.
He died of cancer two years later.
Gündüz iki kişi de hastanede ölmüş.
Two more died earlier today in the hospital.
Aksi takdirde babam ve diğerleri boşuna ölmüş olacak.
Otherwise, my dad and all those deaths, all for nothing.
Ölmüş kardeşim üzerinden para kazanmaya çalıştığımı mı sanıyorsun?
I'm making money off my dead brother?
Çoğunlukla ölmüş olamaz mı?
Could he be mostly dead?
Ölmüş birinin başında, bir erkeğin benden hoşlanmasını isteyen bir kızım.
I'm just a girl standing in front of a boy over a dead body, asking him to like her.
Ve ben de ölmüş ve gömülmüş askerleri deney amaçlı kullanıyordum.
And I've been using the dead and buried soldiers to experiment on.
Babası, abisi ve annesi vurularak ölmüş.
So her father, brother... and mother were all shot to death.
Bunu okursam... Bunu alırsam gerçekten ölmüş demektir.
If I read this... if I accept this... then he's really dead.
Bu insanlar hemen ölmüş.
These people died quickly.
Bunun Özel Ajan Underhill olduğunu farz edersek yonga makinesine atılmadan önce ölmüş olmalı.
Well, assuming this is Special Agent Underhill, he would've been dead before he went into the wood chipper.
Suçlu tarafı buldum. 1982'de ölmüş.
I identified the guilty party. He died in 1982.
Sanki burada birisi ölmüş gibi kokuyor.
Smells like something died in here.
Sürücü ölmüş.
Driver dead.
Ölmüş olamazsın...
Y-Y-You're not. Y-You didn't...
- Nasıl ölmüş?
How'd he die?
Ölmüş olsa da, ölümden korkmadığını umuyorum.
However he died, I hope he wasn't afraid.
Dakikalar içinde ölmüş olacağız.
We'll be dead in minutes anyway.
Görgü tanıklarımızdan biri ölmüş ve diğeri de konuşmuyor.
One of our eyewitnesses is dead and the other's not talking.
O ölmüş gibi konuşuyorsun.
You're talking like he's dead.
Game-Boy ölmüş babasının hediyesiydi.
Game Boy was a gift from the dead dad.
Kadın ve erkek olay yerinde ölmüş.
Male and female dead at the scene.
Mesela onu öldürmek isteseler çoktan ölmüş olurdu.
Like if they--if they wanted him dead, he'd already be dead.
İçeriye girip gözlerine baktığımda Audrie'nin ölmüş olduğunu anladım.
And the minute I walked in and saw her eyes, I knew she was gone.
Ölmüş bir kadının sosyal güvenlik numarasını çalmak. İki ölmüş insanın, değil mi?
Stolen a social security number of a dead woman, of two dead people, right?
Dışarıda bir tartışma olmuş ve Eleazar Vakfı'nın korumalarından bir olan kurban ölmüş.
There was an altercation outside, and the victim, one of the guards employed by the Eleazar Foundation, died.
Ölmüs Amerikan askerlerinin fotograflarini laptopunda sakliyor musun?
Do you keep photos of dead American soldiers on your laptop?
olmuş 102
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19
ölmüş mü 150
olmuş mu 16
ölmüştü 64
ölmüştür 17
ölmüşler 29
olmuş bil 39
olmuş yani 32
ölmüş olamaz 20
ölmüş olmalı 19