Öne çıkın перевод на английский
2,658 параллельный перевод
Yüzbaşı Eddy Kaplan, öne çıkın...
Lieutenant Eddy Caplan, step forward...
Bir dakika önce bu kar aracında terk edilmiş bir buz kırıcıya doğru yapılan sakin, hoş bir yolculuktu, sonra bir bakmışız eksi 50 derecede Dr. Jivago tarzı bir kar fırtınasının ortasındayız.
One minute it's a nice leisurely Skidoo ride to an abandoned Icebreaker, the next it's minus 50 and a Dr. Zhivago snow storm.
Ancak bunu biraraya getirip üst üste koyarsan, tek bir sonuç ortaya çıkıyor... kardeşin Benjamini sen öldürdün ve cesedini denize attın.
But put them together and they add up to one fact... you murdered your brother Benjamin and disposed of his body in the sea.
Adamı çırılçıplak yatağa bağlamışsın, fantezilerini anlatıyorsun sonra bir anda rahatsızlık veriyorsun, öyle mi yani? Haklısın.
You make one comment about what you'd like to do to someone if you had them naked and tied up, and suddenly I'm making them uncomfortable?
Ama sonra orta sınıf suçlulardan aşağılık annen çıkageldi Shakespear tarzı düzenbaz tiyatral yeteneklerini başarıyla sergiledi. Ben de gittim, bir avuç düşük profilli üniversite öğrencisine baskın yaptım. Yaptım ki ailenin anasını siktiğimin uyuşturucu işi bozulmasın!
But then... then, you and your middle-class, petty-criminal fucking mother pull a one-two punch of such brilliant theatrics, such heights of Shakespearean duplicity that I go and take down a fucking low-level bunch of college grads so you can protect your family's fucking pot business!
Ayrıca bir de ben olsam ona tatil zamanı gelince sahip çıkardım. Onun gibi erkek olsam... Yani o olsam, senin göğüslerden birine hortum takar, Finn balinası yağlarının Hanukkah'da yedi sihirli gece yaratması için ışık yakmasına izin verirdim.
Although, you know what, I would just watch out for her come holiday time, if I were him, because if I were her, I'd stick a stent in one of those boobs and let the Finn blubber
O masanın üzerine çıkıp, evin içine kadar harika inayeti sayesinde liderlik edecek mükemmel kişi olduğum hakkındaki muhteşem konuşmayı yapmamalıydım.
I know I shouldn't have stood on that table and given that awesome speech about how I was the perfect one to lead us into the house because of my wonderful grace.
Ama açık olayım-Bir gardiyana çıkış hücrende yemek tepsisiyle yakalan aklıma bile gelmeyen herhangi bir kuralı çiğne o kıçını dört ay daha burada tutabilirsin.
But let me be clear- - you mouth off to one guard, we catch you with a single cafeteria tray in your cell, you break any rules I don't even remember, you can park your ass here for four more months.
Adamın alıcılarından birisi anlaşmayı beğenmemiş,... bu yüzden arabasına bomba koyarak yeniden pazarlık yapmaya çalışmış.
One of his buyers didn't like the deal, so he tried to renegotiate with a car bomb.
Bir zayıf anınıza geldi ve çıkış yolu olarak gördünüz.
One weak moment, and you saw a way out.
O iki çocuk ortaya çıkıp o kızı öldürdüklerini kabul etmedikçe müvekkilin hayatının sonuna kadar hapiste olacak.
So unless one of those two boys just up and volunteered that they killed that girl, your client's gonna go back to prison for the rest of his life.
Kılıcını kaybedecek olan sensin, ben değil.
You're the one who's going to lose his sword, not me.
Bir gün, düellocu ortaya çıktı ve kılıç ustasını düelloya davet etti.
One day, the duelist appeared And challenged the swordmaker to a fight.
Geçici dövmen birkaç haftada çıkar ama gerçek dövme yaptırırsan, ki artık istemiyorsun ondan kurtulmanın tek yolu var.
Your henna tattoo will wash off in a few weeks, But if you get a real tattoo and you don't want it anymore, There is only one way to get rid of it.
Kılıç taşa saplandığında Yaşlı Kral, Camelot'un en çok ihtiyaç duyduğu anda kılıcın tekrar özgürlüğüne kavuşacağını söylemiş.
When the sword was thrust into the stone the ancient king foretold that one day it would be freed again at a time when Camelot needed it most.
Elmore Gregory iyi adamlardan biriydi. Genç yaşta iki çocuk babası,... Uyuşturucu satıcılarına karşı çıkınca hayatını kaybetti.
Elmore Gregory was one of the good guys - - a young father of two who stood up to drug dealers and paid with his life.
Arkadaşlarından sadece birinin bacaklarının cırt cırt duvarına zıplayıp yapışamayacak kadar kısa olması nasıl bir şey biliyor musun? Hayır.
Do you know what it's like to be the only one of your friends whose legs are too stubby to jump far enough to stick to the velcro wall?
Komiserin, vurulma olayıyla ilgili bilgi vermeyecek olmasına rağmen bir görgü tanığı çıktı, Bayan Angela Jackson ve Dedektif Reagan'ın, kazadan hemen önce kızgın ve tedirgin olduğunu ifade etti.
And while the commissioner will not give details on the shooting, there is one eyewitness, Ms. Angela Jackson, and she described Detective Reagan as being angry and agitated immediately before the incident.
Tüm kızların benimle çıkmak istediği söylentisini mi diyorsun?
You mean the one that every girl wants to date me?
Kımse ne oldugunu bılmıyordu neredeyse 6 ay sonra komsularımızın ordan çıktı
No one knew what happened. Then about six weeks ago, she turned up in our neighborhood.
Dışarı çık ve 15 adım at. Sırtın sürekli arabaya dönük kalsın. Kardeşin yakınlarda olacak.
If the roles were reversed and Danny was in your shoes, you really think that he'd be looking out for number one?
- Bahse girerim karaya çıkınca en az bir muhafız öldürüp mayın dolu bir ormandan geçeceğiz.
- I bet after we Zodiac in past the reef, take out at least one O. P., make our way through a jungle full of Claymores, neutralize the fortress garrison, and finally extract that
Kral olacağını gösteren, taştaki kılıç ; kılıçlardan biri.
The Sword in the Stone, that showed that he was to be king, is one sword.
Biri gerçek lazer ( ışın ) kılıcı be bunu hayal etmek çok zor çünkü ışık sürekli hareket ettiğinden, bunu nasıl yaptıklarını anlamak çok zor.
One is actually out of a laser beam, and that's very hard to imagine because it's hard to figure out how you would get the endpoint, because light just keeps traveling.
Görsel bir yumuşaklık ve fon ışıkları kullandılar. Böylece oyuncuların saçları halelendi ve arka plandan öne çıktılar.
They used visual softness and back lighting, which gave a halo to hair and made actors stand out against backgrounds.
Bu kızla sadece bir kez çıktın.
You've been on one date with this girl.
Anti-Amerikan Başbakanlarından biri seçildiğinde, birimiz çıkıp " Hey, tebrikler Sayın Başbakan!
As soon as one of those anti-american presidents is elected, one of us goes in and says : " Hey, congratulations Mr. president!
Günün birinde Joe HızYapan'ın teki zart diye buraya çıkıp birinin canını- -
One of these days, Joe Speeder is gonna come tearing'through here, and somebody's gonna -
Bütün kariyerin ona bağlıdır ama dikkatli olmazsan, bir gün uyandığında artık olduğunu sandığın o belalı, gözü pek, doğal sorumluluk alan, çılgın ve eğlenceli insan olmadığını bunun yerine, her gece evde oturup, hiç alakası olmadığı hâlde sanki orgazmın yerini tutabilecekmiş gibi yemeklerden konuşan üzgün ve mahzun bir eş olduğunu fark edersin.
Your whole career depends on it, but if you're not careful, you're gonna wake up one day and realize that you're no longer the badass, hard-core, spontaneous, take-charge, crazy, fun person you thought you were, but instead, some sad, sorry wife who stays in every night and talks about food like it's an orgasm when it's clearly not.
1933 yapımı "Altın Arayan Kızlar" ı müzikal işindeki en yaratıcı kişilerden Busby Berkley düzenlemiştir.
This scene from Gold Diggers of 1933 was choreographed by one of the most innovative people in musicals, Busby Berkley.
Hazırlık ve İniş elemanı bu badire karşısında öne çıkıp Meyveli Kek zımbırtısını geri alır mı?
Will The Prep and Landing guy step forth in the face of crisis and retrieve that Fruitcake?
Tanımladığın durum, eve dönünce karının kağıtlar hakkında şikayet etmesi ve baskıcı olması konusuna pek tanıdık değilim.
The situation you described, returning home to a wife complaining about her paper being too masculine, is not one I'm familiar with.
Kurşun bir kurbandan çıkıp,.. ... Isaiah Stiles'ın koluna giriyor.
Then it exited through one victim and into Isaiah Stiles's arm.
Nikki kafayı yiyecek, kızlar kaçmaya çalışıyor ve sen de o değerli "dum, dum, dum, dum" ların olmadan bir konsere çıkamayacağın için ses sınavı yapmak istiyorsun.
I mean, nikki's going crazy, the girls are trying to escape, And you want to audition bass players'cause you can't have one concert without your precious... ♪ dum, dum, dum, dum ♪
Asit veya diğer ağır uyuşturucuları kullandığınızda en garip kısımlardan biri dışarı çıkmak veya içeri girmektir.
If you've taken acid, you know that one of the trippiest parts of when you're on any psychedelics is transitioning, when you go inside to outside or outside to inside.
Tayvan diplomatının oğlu bir Çin kanunu yüzünden dokunulmazlık uygulamasından çıkarıldı.
The son of a Taiwanese diplomat is being denied immunity from prosecution due to the One China rule.
Ama bunu hiç kimse bilmiyordu çünkü Dale mikrofonunu tam olarak nereye koyacağını biliyordu. Böylece sesin harika çıkıyordu.
But no one ever knew it because Dale knew exactly where to put your microphone so that you would sound awesome.
Evet, arada bir iniş çıkışlar olacak ama sonuçta sen şanslı bir adamsın.
And yeah, there's gonna be some ups and downs, but all in all, you're one lucky man.
İlginç bir fenomen olarak imparatorlukların yükselmesiyle tek tanrıcılık fikrini de görüyoruz.
One interesting phenomenon we see with the rise of these empires is this idea of monotheism,
İlk kez görücüye çıkmasıyla birlikte iPad'in arzulanır olması insanlık tarihindeki hızlı tüketilen ürün olmasını sağladı.
The introduction of the rollout, the acceptance of the iPad was one of the fastest consumer products in the history of mankind.
Aşağılayıcı sınavının birinci yıldönümünde halkın karşısında çıkıp kendinden emin bir performans sergileyen endişesiz Michael Callow'a karısı Jane eşlik etti.
'On the one-year anniversary of his humiliating ordeal,'an apparently unconcerned Michael Callow put in an assured performance'at a public appearance, accompanied by his wife Jane.
Bir ay önce buranın çorak ve beyaz bir çöl olduğu kolayca aklınızdan çıkıyor.
It's easy to forget that one month ago, this land was a barren, white desert.
İlgimi çeken bir yangın çıkışı tabelası vardı, ve başka birinde de "Tanrınızı sahiplenin" yazıyordu.
There was a fire escape sign that piqued my interest and another one that said "get your God on."
Sadece söylüyorum, kıran Brick olduğuna göre, ortaya çıkıp bilirsin parasını- -
I'm just saying, since he's the one who broke it, they should step up and, you know, pay for- -
Çünkü bir insanın yüzünde kıl çıkması demek direkt olarak iyi bir baba olacağıyla ilişkiliymiş.
'Cause one's ability to grow facial hair directly correlates with one's ability to be a good father.
Ve bu da küçük kız kardeşi,... bugün vurduğun kurbanın üstünden çıktı!
And here's it's little sister, The one you put on on your victim today!
Bir zamanlar babamla beraber çalışırken yanlışlıkla bir Terracotta Savaşçısını babamın yüzüne yapıştırdım ve o zamandan beri bıyığı tek taraftan çıkıyor.
This one time when I was working for my dad, I accidentally glued a terra cotta warrior to his face, and now he can only grow a mustache on one side.
Basın kartlarımızı almak için kuyrukta beklerken, gazetecilerden biri, Amerika'da çok popüler bir kadın gazeteci kuyruktan çıkıp şöyle dedi :
And I remember when we were standing in line to get our press credentials, one of the reporters, a woman, who was a very popular reporter in America, pulled herself out of the line and she said,
İçinizde, bu kutsal görevi yapamayacak bu şerefe layık olmadığını düşünen biri varsa öne çıksın.
If there's anyone among you... who believes he's not fit for this holly mission and doesn't deserve the honour, let him step forward now.
Kızınızın, kiracılarınızdan birinin cinayetine karıştığı haberi Paris'te duyulduğunda, ortaya çıkacak skandalı hayal edebiliyor musunuz?
If word ever got out in Paris that she was an accessory to the murder of one of your tenants, can you imagine the scandal that would ensue?
Luhrmann'ın çılgın kırmızı dünyası şarkılar, aşk ve mekan açısından vahşice postmoderndir.
It's a frenzied, red, Luhrmann world of wild postmodern song, and love, and space. At one point the girls sing "voulez-vous couchez avec moi?"