Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ö ] / Öyle yapma

Öyle yapma перевод на английский

547 параллельный перевод
Gözlerinle öyle yapma nine!
Okay? No, don't. Please don't roll your eyes back into your head like that.
Hayatımız için nasıl istiyorsak öyle yapma hakkımız var.
We have a right to do what we like with our lives - with our sort of lives.
Öyle yapma...
You can't...
Öyle yapma dedim.
You can't do it that way.
Öyle yapma!
Don't do that!
- Hayır, yapma. Bana öyle yapma ya!
No don't, now don't do that to me!
Bence öyle yapma.
I wouldn't do that.
Öyle yapma.
Not at all.
Öyle yapma.
No, don't do that.
- Ama öyle yapma...
- But he hasn't...
- Şimdi, öyle yapma, Sylvus.
- Now, don't be like that, Sylvus.
Öyle yapma.
Don't be like that.
Hayır, Miles, öyle yapma.
No, Miles, don't do that.
Öyle yapma, kıracaksın!
You'll break it like that!
Hadi, suratını öyle yapma, hayatımız değişmek üzere.
Oh, come on, don't make that face, we're about to change our life...
Hadi ama, yüzünü öyle yapma.
Come on, don't make that face.
- Yüzünü öyle yapma.
Oh, don't make such a face.
Öyle yapma!
Don't do that.
"Öyle yapma, böyle yapma." Beni deli ettiler.
"Don't do this, don't do that". Drove me fuckin'mad.
- Öyle bir şey yapman gerekmiyor. - Yapma Ella.
- You don't have to do that.
- Yapma böyle Tommy çünkü "ben sana varım", hani öyle diyorsun ya.
- Don't be like that, Tommy... because I "go for you," as you say.
Öyle yapma.
Don't do that.
Bir daha öyle şeyler yapma.
Don't do this again.
Bütün gün hayvan sürüleriyle uğraşırdım ve öyle yorulurdum ki rahatlamak için bir şeyler yapma gereği duyardım.
I was driving the herd all day and kind of tired... and felt like getting some relaxation. Didn't happen to drop into a place... called the Last Chance, did you? Yeah.
Yapma öyle, nasıl duracağımı söyle yeter.
Just tell me what you want.
Yapma ama, Nana, bana öyle bakma.
Dash it all, Nana, don't look at me like that.
Bir daha öyle cesaret gösterisi yapma.
Next time, don't try to be so brave.
Sakın öyle birşey yapma.
You'll do nothing of the kind.
Bana öyle abuk-subuk oryantal ticareti yapma, olur mu?
Now, don't give me any of that Oriental hanky-panky business, you know.
Yani öyle mi yapma mı bekliyorsunuz?
You mean, that's what you were hoping I'd do, don't you?
Şimdi, yapma öyle, sevgilim.
Now, don't be like that, darling.
Hayır, hayır, öyle bir şey yapma.
No, no, don't do that.
Aleyhinize tanıklık yapma zamanı geldiğinde de çenemi kırıp susturacaksınız, öyle değil mi?
Or I suppose when I testify against you, I'd be handicapped with a broken jaw.
İşleri öyle ulu orta yapma.
Try not to be so obvious.
Öyle saçma sapan şeyler yapma.
None of that "coochie-coochie".
Şimdi Ginetta ile yurttaş oldu işte! Olur öyle şimdi konuşma yapma sırası sende Rocco.
He's become citified like Ginetta.
İyi yıka kız. Öyle angaryadan iş yapma bana.
Do a good job, wash them thoroughly.
- Eski makinalarda - - Öyle yapma.
First do this.
Artık öyle kötü şeyler yapma, Jesus.
No more things like that, Jesus. no.
Öyle bir şey yapma.
No, you won't.
Yapma öyle şeyler!
Alfie, you shouldn't!
Evet, öyle, onu kolaylaştırmak için hiçbir şey yapma.
Yeah, well, don't do anything to make it any softer.
Biliyorum öyle ya da böyle yapacaksın ama yalvarırım yapma bunu.
Don't do it.
Elinle öyle komik hareketler yapma!
- Oh no!
Lütfen, yapma öyle bir şey. Galya'yla evlenmek istemiyor musun?
What are you - a package or a suitcase?
Öyle yapma, Yılan Gözlü!
Don't do that, Snake Eyes!
Yapma öyle.
This is a real drag.
- Hayır, yapma, yapma, öyle değildi! Yapılması gereken bu değil mi?
That's what you do with a woman right?
- Yapma BJ, sana hiç öyle bir şey yapar mıyım?
Oh, come on now, BJ, would I do that to you?
- Sakın öyle bir şey yapma, moruk.
- Don't do that, old man.
Yapma öyle.
Don't be like that.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]