Ül перевод на английский
53 параллельный перевод
Seni, Tanrı Hazreti İsa ve Ruh-ül Kudüs adına vaftiz ediyorum.
... "I baptize thee in the name of the Father, Son and Holy Ghost."
İşte Malik-ül-Han'ın çıkardığı bir fetva...
There's one issued by Malik-ul-Khan :
Malik-ül-Han sana bir şey yapmaya kalksın, ben onu gebertirim.
I'll kill Malik-ul-Khan a hundred times before he dares to touch you.
O Malik-ül-Han, seni hain.
He's Malik-ul-Khamyou traitor.
"Malik-ül-Han sadece konuşuyor... " politikacılar gibi.
Malik-ul-Khanjust talks... the way politicians do.
Malik-ül-Han'ın fetvası...
Malik-ul-Khan': fame...
Malik-ül-Han...
Malik-ul-Khan- -
Malik-ül-Han'dan önce ben seni öldüreceğim!
Before Malik-ul-Khan gets to you, I'll kill you myself!
Muhbirimiz Malik-ül-Han'ın adamlarının Hazretbal yakınlarında görüldüğünü söylüyor.
Our informer says Malik-ul-Khans men were seen near Hazratbal last evening.
Malik-ül-Han'ın geceyi bu köyde geçireceğinden eminim.
I'm certain that Malik-ul-Khan will spend the night in this village.
Adım Malik-ül-Han, Keşmir'in bağımsızlığı için savaşan bir askerim.
Malik-ul-Khan is my name- - soldier for Kashmifs independence.
Kabe'nin inşasını hatırlıyor musun? Hacer-ül Esvet'i yerine koyma hakkı konusunda birbirimizi neredeyse öldürecektik.
We were about to kill each other for the right to place the black stone.
Afrika da El Kasr-ül Kebir denen yerde oldu. Üç Kral Savaşı olarak da bilinir, üç kral öldüğünden dolayı.
A war that took place in Alcacer-Quibir in Africa and that went down in history as the War of the Three Kings, for the three kings who died there.
Ve sizi temin ederim ki dilimizde "bavü-ül" diye bir kelime yok.
And I can assure you the word "tru-ung" does not exist in our language.
Birçok kişi Nizam-ül Mülk'ü entrikacı olarak görür.
Many have seen Nizam al-Mulk as a kind of Macchiavelian figure.
Nizam-ül Mülk'ün huzuruna çıkmak için davet edildim.
I was invited to present myself to the vizier, Nizam al-Mulk.
Nizam-ül Mülk onun fikirlerini sadece meşruluk değil bir bakıma da İslami gelenekleri birbirine bağlı gelenekler yerine evrensel olarak görmüştür. Mezhepçiliği de birçok farklı gruba ayrılmak olarak görmüştür.
Nizam al-Mulk recognizes in him the man who has the power in a sense, not only to give legitimacy to the Islamic tradition as a cohesive tradition that is universal and not as a sectarianism that will splinter into many, many different groups.
Nizam-ül Mülk'ün suikastının arkasında kim olduğu belirsizken bu olay Gazâlî'yi Bağdat'taki hayatını tekrar düşünmeye sevk etmiş olabilir.
While it's unclear who's actually behind the assasination of Ghazali's patron, Nizam al-Mulk, it may have prompted him to begin reevaluating the life he was leading in Baghdad.
Dâr-ül Harb'da yaşamanın tehlikesi de bu.
That's the danger that comes from living in Dar Al-Harb.
Kafi-nur derya ül nur.
Twin stones! The Light of the Mountain, and the Light of the Sea.
İşte geliyorlar, Marshall'ın Genç Thundering Herd'ül
And here they come, the Young Thundering Herd of Marshall!
Muhammed Ziya'ül Hak.
Mohammed Zia ul-Haq.
Bugün, Pakistan Devlet Başkanı Ziya'ül Hak bizleri onurlandırdı.
Today we honor President Zia ul-Haq of Pakistan.
Sözlerime devam etmeden önce, hepinizin şunu bilmesini isterim ki Butto'yu Başkan Ziya'ül Hak öldürmemiştir.
Before we go any further, I would like you all to know this, President Zia did not kill Bhutto.
Ziya'ül Hak mücahitlerin aktif olarak eğitilmesi ve para yardımı yapılması riskini sırtlanan tek kişi. Ve tabii Mısır ve Suudi Arabistan.
Mr. Chairman, President Zia is the only one willing to shoulder the risk of actively training and funding the mujahideen while Egypt and Saudi Arabia...
Esma-ül Hüsna'yı öğrenip yazmasını istemiş.
To learn the word of God Learn it now you fool
Şeyh-ül İslam'ın çağrısıyla hilafet bayraklarının ucunda Mustafa Kemal'in idam fermanını taşıyan isyancılar Ankara kapılarına dayanmışlardı.
Rebels carrying the imperial verdict for Mustafa Kemal's execution on the banners of the Caliphate had reached the gates of Ankara following the call of the Sheikhulislam.
İşte o noktada, Şeyh-ül İslam'ın kendisine yönelttiği "Dinsiz" suçlamasını geri çevirmeye karar verdi.
Just at that point, he decided to turn around the accusations that had been made against him. The Caliph had accused him of being an "infidel".
Bu idari bir karardı, Reis-ül-Ulemâ. Herkesin yararınaydı.
It was an administrative decision, Head of the Ullemas.
Dar-ül Harp.
The dar-al-Harb.
Kahvenin köpüğü ala, nişancılığınız Ali-ül ala.
The coffee foam is fine, your marksmanship divine..
- El-Kanûn'ül-Mes'ûdî.
Al-Qanoon Al-Masoodi.
- Sizi veled'ül zinanın dölleri!
- You fucking bastards!
[Sümbül] Hi! Zehir'ül zıkkım!
It's poison.
Liderleri, İslam öğretisinin merkezi ve genç İslam medeniyetinin kalbi Bağdat'ta yer alan Beyt'ül Hikmet'ten... bir Özbek bilim adamı Muhammed ibn Musa El-Harezmi'ydi.
They were led by Muhammad ibn Musa Al-Khwarizmi, an Uzbek scholar from the House of Wisdom, the great centre of Islamic learning in Baghdad, itself the heart of the new Muslim civilisation.
Buradaki insanlar sana çeşitli isimler takmış "Avukatilla" "Mahlukat-ül avukat" "Vampirukat" "Acımasız Kaltak Bayan."
People around here call you "Attorney the Hun," "the Grizzly Barrister," "Dracu-Lawyer,"
İşte bu kızın durumunda o ufak büyüleyici detay kızın dehşet'ül vahşet bir vücudu olması.
Well, in this girl's case, the bewitching little detail is the fact that she has just a "redonkulous" body.
- Dehşet'ül vahşet mi?
Redonkulous?
- Dehşet'ül vahşet!
Redonkulous!
"Dehşet'ül vahşet" kelimesini sadece Görevimiz Tehlike :
I've only heard you use "redonkulous" to describe Mission Impossible :
Ted, Liddy'nin dehşet'ül vahşet bir fiziği olduğunu söyledi. Ama bunu doğrulayamıyoruz çünkü montunu çıkarmıyor!
Ted says that Liddy has a ridonkulous body, but there's no way of verifying because she won't take off the coat!
Ted, "dehşet'ül vahşet" derken...
So, Ted, when you say ridonkulous...
Dehşet'ül vahşet bir filmdi.
I mean, it's ridonkulous.
Gerçekten de dehşet'ül vahşetmiş.
And it was, indeed, ridonkulous.
Dehşet ül vahşet.
Too awesome.
Dedektif Mosby vakaları çözen en dehşet'ül vahşet özel hafiyedir.
Mm, Detective Mosby is the case-crackingest private dick on the scene.
Kanunsuz ül...
Outlaw...
Dehşet'ül vahşet memeler.
They are great boobs.
Dehşet'ül Harem.
Ooh. Harem scare'em.
- Dehşet-ül vahşet.
Yeah, fresh. Oh, what?
Demir Will! appas, hafis-ül ve baradaharbarov'a sevgilerle : )
Iron Will!