Şanslıyız ki перевод на английский
493 параллельный перевод
Şanslıyız ki, giysileri tamamen eriyip gitmemiş.
Lucky thing for us these weren't entirely eaten up.
Şanslıyız ki Bay Song'un sağlam bir bedeni var. Kalbi biraz zayıf.
Fortunately Mr. Song's body is very sound
Vadimizde altın denilen bir madenden bolca var. Çok şanslıyız ki dış dünyada bu çok değerli bir şey.
Our valley is very rich in a metal called gold which, fortunately for us, is valued very highly in the outside world.
Gerçekten şanslıyız ki seni bulan Tarzan'dı. O, bizim ülkemizin sırlarını bilir ve bu sırrı iyi korur.
It was fortunate indeed that it was Tarzan who found you for he has known the secret of our hidden land and kept it well.
Şanslıyız ki, bize göz kulak olmak için Çocuk yanımızda.
It's a lucky thing we have Boy to look after us.
Şanslıyız ki İngiltere'de eğitimin hiçbir etkinliği yoktur.
Fortunately, in England, at any rate... education produces no effect whatsoever.
Şanslıyız ki, iş meselesi çok çabuk halloldu.
We've really been fortunate, finding employment so soon.
Şanslıyız ki biz ölmedik.
We're lucky we didn't die.
Şanslıyız ki bugün hava yine kapalı.
We're lucky it's cloudy again today.
Şanslıyız ki kurtuluşumuzu sağlayacak gemi bizi bekliyor.
Fortunately, the ship that will carry us all into safety is already waiting for us.
Şanslıyız ki Marco Polo eski Doktor Who hikayelerinden en çok fotoğrafa sahip olanı ve biz de mevcut olanları en yeni renkli fotoğraflarla yeniden oluşturuyoruz.
Luckly, Marco Polo has the most photograph than the other Doctor Who stories and this we construction make choose the newest colophotograph these are existence.
Pit alanında muazzam bir hareketlilik var ve şanslıyız ki harika bir hava var.
'Tremendous action in the pits,'and we're very fortunate the weather is good for us.
Şanslıyız ki, kötü ruhların yiyeceğe ihtiyaçları yok.
It's lucky that devils do not need food.
Ne şanslıyız ki biz de size katıldık.
It was good fortune that we come along.
- Şanslıyız ki avlanmış.
- Lucky for us, it had.
Şanslıyız ki, hayal gücü gemimiz bizi uzay ve zamanda her yere götürebilir.
Luckily, our Ship of the Imagination can take us anywhere in space... and time.
Şanslıyız ki, 150milyon kilometre uzakta....... güvenli bir yerdeyiz.
Luckily for us, it's safely placed 150 million kilometers away.
Burası banyo. Şanslıyız ki ; küvetimiz, lavabomuz ve klozetimiz mevcut.
This is the bathroom... in which we are fortunate enough to have a bath, a washbasin and a toilet.
Şanslıyız ki sevgili denizcim Paco bu tekila şişesini bırakmış.
Lucky for us my darling sailor boy Paco... left me this bottle of tequila.
- Biz... - Aslında şanslıyız ki elimizdeki biletler...
- Well, as a matter of fact... we're lucky enough already to have tickets for the...
- Şanslıyız ki kurtuldu.
- Lucky we saved him.
Şanslıyız ki, cyborg bedenim alglardan oluşuyor!
Lucky for us I have an algae-based body chemistry!
Şanslıyız ki bu dökümana sahibiz.
Luckily we have this document.
Şanslıyız ki bazı dürüst insanlar bu ifadeleri bana yolladılar.
We are fortunate some honest people... sent these affidavits to me.
Şanslıyız ki şu Montevideo'ya gitmiyoruz.
We're lucky we're not going to this Montevideo.
Ne şanslıyız ki, oraya ilk ben vardım.
Fortunately, I got there first.
Orada pek çok kaza olmuştur. Şanslıyız ki, orada yaşayan köylüler üreme konusunda gayet iyiler.
That place has so many accidents it's a good thing the type of peasants who live up there don't seem to have any difficulty propagating their race.
Ama şanslıyız ki Marco hala ikinci hatta.
But lucky for you, we still have Marco on line two.
Şanslıyız ki bizim beklentilerimiz küçük.
Lucky for us, our needs are small.
Şanslıyız ki, Jem'Hadar bizi Kuruculara teslim etti.
Well, we were lucky the Jem'Hadar handed us over to the Founders.
Şanslıyız ki olmamış. Ancak tetikte olmalıyız ve Cennet'te hiç sorun olmaması için dua etmeliyiz.
Fortunately not, but we must remain vigilant and pray that there'll never be any trouble in Paradise.
Şanslıyız ki yangın söndürme sistemi yok.
Lucky it didn't set off the sprinkler system.
Şanslıyız ki Alfalfa, stüdyonun yetimhaneden aldığı bir çocuktu.
Luckily, Alfalfa was an orphan, owned by the studio.
Şanslıyız ki, burada harika bir Radyoaktif Serpinti Çocuğumuz var.
Fortunately, we have a perfectly good Fallout Boy right here.
Şanslıyız ki, bu konuda deneyimim var.
Fortunately, I have experience in that area.
Şanslıyız ki, okullar Bahar Tatili için kapalı....... ve işçilerin çoğu da izinli.
Luckily, schools are closed for spring break and most employees have the day off.
Şanslıyız ki hayalet diye bir şey yok.
Well, luckily, there's no such thing as ghosts.
- Şanslıyız ki...
- we fortunate few...
Şanslıyız ki burada ol gelinlikten elinde bir tane kalmış bir yer varmış.
There's a store here with one left in her size.
Şanslıyız ki, görsel teşhis yapma ustasıyım.
Luckily, I'm a master of visual diagnosis.
- Şimdi daha iyi. - Şanslıyız ki bir doktorum. Uyluğunda büyük bir küme oluşmuş.
- ah, that's better - lucky I'm a doctor, you had a big knot in your thigh
Şanslıyız ki, biz de... bir zaman makinesi geliştirdik... seni altmışlara geri göndermek için.
Luckily, we, too... have developed a time travel device... to transport you back to the Sixties.
Şanslıyız ki o seni tanımadı.
Lucky he didn't place you.
Neyse ki şanslıyız.
We're born lucky.
Fark şu ki biz O'nu tanıyoruz, diğerleri tanımıyor. İşte bu yüzden biz şanslıyız.
The difference is we know about Him, the others don't.
Okuduğum her horoskop diyor ki "Herbie Grant şanslı bir yıIdızın altında doğdu"
Every horoscope I read says : "Herbie Grant's born under a lucky star."
Ülkeniz İngiltere hakkında o kadar az şey biliyorum ki... tabii dünyanın en cesur milleti olduğunuz dışında. Böyle müttefiklerimiz olduğu için çok şanslıyız.
I know so little of your country of England except that you are the bravest nation in the world and that we are fortunate to have such allies.
Başımıza öyle bir uğursuzluk sardı ki atlatabilirsek şanslıyız.
She threw a hex on us we'll all be lucky to outrun.
Ama ortalıkta öylesine büyük bir öfke var ki bunu hafifletmeye yarayacak filmler olduğu için çok şanslıyız.
I'll tell you this, though. There's so much rage going around we're lucky we have the movies to help us vent a little.
Şanslıyım'ki. Burada yalnız değilim.
Luckily, I wasn't alone here in the hood.
Ama neyse ki şanslıyız, elimizde son kayıtları var.
But we do have, fortunately, those last recordings he made.