Şarap перевод на английский
14,505 параллельный перевод
Leslie'lemek ; bir oturuşta bir şişe şarap içmek.
To Leslie is to guzzle an entire bottle of wine in one sitting.
Eskiden her Pazar annemle ekmek ve şarap ayinine giderdik. Debbie. Koluna ne oldu?
This doesn't make sense.
Evet. - İki kadeh şarap ver, her şeyi anlatsın.
Yeah, she's got this Captain Patterson / Chief Riddle unholy-alliance theory going.
Sokak arasında şarap şişesi bulduk.
We found the wine bottle out in the alley.
Bir de şarap.
And wine...
Buyrun biraz şarap için.
Uh, here, have some wine.
- Git bana bir kadeh şarap getir.
- Go get me a glass of wine.
Şarap için Gatorade ve gofret için de buğdaylı kraker.
Okay, Gatorade for the wine and wheat thins for the wafers.
Benim iç sesim şöyle diyor : " Şarap ve peynir öğün değildir.
The voice inside my head just says "wine and cheeses are not a meal".
Aslında şarap hakkında pek bir şey bilmem.
[laughing] I honestly know nothing about wine, so...
Çünkü önüme getirildiğin anda itaatkar bir ressam, kaderine razı bir astrolog ya da şarap ile uğraşan asil bir şair olmayacağını anladım.
"So be it." Because I knew the moment you were presented, you would not be like the obedient painter... the resigned astrologer, the noble poet contented with wine.
Şarap.
Wine.
Daha fazla şarap verin.
Give him more wine.
S S-S-Su ve şarap harikulade.
Wa-Wa-Wa-Water and wine are wonderful.
- Annemden şarap alabilirim.
- I can take some wine from my mom.
Pikniğe giden eski arkadaşlar gibi peynir ve şarap getirmen ne oluyor?
Bringing cheese and wine as if we're old friends going for a picnic?
- Bize daha çok şarap lazım.
We need more wine.
- Şarap istiyorum.
A glass of wine.
Daha yeni bir şişe şarap açtım.
Aw, thanks. I just opened up a bottle of wine.
Ben de şarap içiyorum.
I'm drinking some wine.
Sanırım şarap falan.
I think the wine or something...
Bayılırdın. 1908'den kalma eski bir evi var ve inanılmaz bir şarap mahzeni...
You would love it. He has this old villa from 1908 and this amazing cellar with these wines- - alcoholic much?
- Aman Tanrım. - Ben de biraz şarap alayım.
- Oh, there's wine for me.
Bir kadeh şarap.
A glass of wine.
Bir kadeh şarap ister miydiniz?
Would you like a glass of wine?
Ben aslında şarap içmem.
I really don't drink wine.
Bu şarap ve peynir şeyini kimseye mi getiriyorsun?
Hey, are you bringing anybody to this wine and cheese thing?
Bence çiftler daha iyi Alkolsüz alkolsüz şarap kendim, ama ne biliyorum?
I think that pairs better with the mulled non-alcoholic wine myself, but what do I know?
Gideceğiz Onu iptal edilen şarap ve peynir gecemize davet ettin mi?
We're gonna invite him to our cancelled wine and cheese night?
Bir aile fotoğrafında bir bardak şarap mı?
Glass of wine in a family photo?
Bir kadeh şarap içecektim.
I was about to have a glass of wine.
Hiç kiralık bir eve gidip diğer çiftlerle beyaz şarap..... şişesiyle edepsiz rulet oynadın mı?
You ever go away to a rented house with other couples and then play Scattergories - over a bottle of white wine?
Şarap soğutucularından ve..... çocuk prezervatifi de getirirsin.
You'll bring wine coolers. And... Children's condoms.
Bu akşam evdeydim, rahatlatıcı bir bardak şarap içiyordum ve bir e-posta geldi, karısından.
I was home tonight, having a relaxing glass of wine, and I got an email from his wife.
Şarap ister misin?
Do you want some wine?
Kate'in anısına nehre atılan çiçekler marka çizmeler ve şarap şişeleri, deniz taşımacılığını aksatmaya başladı.
The flowers, offerings of Hunter Wellingtons... and bottles of Sauvignon Blanc are proving a hazard to shipping.
Soğuk şarap, dostum.
Chill that wine, buddy.
Kırmızı şarap, Louvre müzesi, Louis Vuitton.
Red wine, the Louvre, Louis Vuitton.
Ricky, şarap gelsin!
Ricky, let's get some more wine!
Şarap kadehlerini makineye koyuyorum.
- Okay. I'm going to put the wine glasses in the dishwasher.
Şarap getirmediysen, defol git buradan.
Unless you brought more wine, get out.
İçebileceğimiz kadar şarap mı?
All the wine we can drink?
Şarap sorduruyor.
The wine was asking.
Sen nasıl o kadar şarap içip yine de gülümsemiyorsun?
How can you hold so much wine and not smile?
Elimde bir şişe şarap, sokaklarda yatmayacaktım.
I wasn't gonna lie in the street with a bottle of wine.
Ya da şarap çeşniciliği.
Or there's... Ooh, there's wine tasting.
- Biraz daha şarap içelim.
Let's have some more wine.
Şarap şişesi için o kadar az mı o?
Is that like a really cheap bottle of wine?
Bir adam kendi evinde ağız tadıyla bir kadeh de olsa şarap içemez mi?
Can't a man enjoy a glass of wine in his own home?
Ve bir şişe kırmızı şarap.
And one bottle of pinot noir.
Beyaz şarap olur mu?
- Is white okay?