Şükürler olsun ki перевод на английский
777 параллельный перевод
Şükürler olsun ki kalbi zarar görmemiş.
He was fortunate that it didn't pierce his heart.
Şükürler olsun ki o zaman ölmedin ve hayatta kalmanın bir yolunu buldun.
And fortunately, your life didn't end then... you were able to find a way to continue on with your life the way you're meant to.
Tanrıya şükürler olsun ki, dostumdan bir şey gizlemek hiç huyum değildir.
Thank goodness it's not in my nature to hold out anything on a pal.
Madam Colet, babanız olsaydım... ki şükürler olsun ki değilim... ve işlerinizi kendiniz yürütmek için girişimde bulunsaydınız... popunuza güzel bir şaplak atardım... mesleki deyiş icabı tabi ki.
Madame Colet, if I were your father... which, fortunately, I am not... and you made any attempt to handle your own business affairs, I would give you a good spanking, in a business way, of course.
Önceden burada olmak büyük bir keyifti. Şükürler olsun ki yine buradayız.
Before it was a pleasure to be here, but this time it's a blessing.
"Tanrı'ya şükürler olsun ki bitti."
"Thank God it's all over."
Şükürler olsun ki sağ sa... -
Praise be you're safe and -
- Şükürler olsun ki bütün kızlarımız sağlıklı.
- Luckily, all our girls enjoy an excellent health.
Şükürler olsun ki buraya da gelmediler.
Thank goodness they'll never come here.
Şükürler olsun ki, ikiniz de güvendesiniz.
Thank heaven you're both safe.
- Tanrıya şükürler olsun ki hayır.
Heavens, no!
Şükürler olsun ki, Honda'dan silahları aldık.
Your Colt netted more than a dozen of Honda's guns. Yes.
Şükürler olsun ki sensin.
Thank heaven it's you.
Şükürler olsun ki arabacı hala bekliyor.
Fortunately the coachman waited.
Şükürler olsun ki, gizli kamera kayıtları var.
Thank god, you were taped by a surveillance camera.
- Evet, şükürler olsun ki.
- Yes, thankfully
Tanrıya şükürler olsun ki.
Yet, thank goodness.
Şükürler olsun ki, yok.
Fortunately, no.
Şükürler olsun ki yaralanmamışsınız.
Thank all the gods you are not harmed.
Katia, şükürler olsun ki zamanında geldim!
Katia, thank God I have arrived in time!
Şükürler olsun ki Londra'da hiç kaplan yok.
Thank heaven there are no tigers in London.
- Allah'a şükürler olsun ki.
- Praise be to Allah.
Şükürler olsun ki yaşına uygun davranmayı akıl ediyor.
Thank to the stars he has the sense to act his age.
Tanrıya şükürler olsun ki görevimi yaptım!
thank the Lord my duty is done.
Tanrıya şükürler olsun ki size memeler vermiş madam.
Thank God, madam, he gave you breasts.
Tanrı'ya şükürler olsun ki cevap vermek zorunda değilim!
Thank God, I don't have to.
Şükürler olsun ki çok azımız buna ihtiyaç duyuyor.
Fortunately, very few feel the need for it.
Şükürler olsun ki haklı, diye düşünüyorum.
Thank God. That's how I feel, thank God he's right.
Şükürler olsun ki değildim.
Mercifully, I wasn't.
Şükürler olsun ki, hipodontikal moleküller hasar görmemiş.
Thank heaven the hypodontical molecules are undamaged.
"Talihime şükürler olsun ki kızlarımdan birinin beni üzdüğü tek bir an bile olmadı."
"Well, I thank my lucky stars I never had one moment's worry with either one of my daughters."
Ama şükürler olsun ki elimde kalan bir şey var :
But, thank God, I still have one thing left :
Başkalarından bize gelen nimet için sana şükürler olsun ki, başkalarıyla paylaşalım kendimiz kazandığımızda daha cömert olalım.
We thank You for the food we eat from other hands that we may share it with our fellow man and be even more generous when it is from our own.
- Allah'a şükürler olsun ki.
- Praise be to Allah!
Ve Tanrı'ya şükürler olsun ki insanlar öğrenmek zorunda kalmayacak.
And the people, thank god will never have to know.
Tanrı'ya şükürler olsun ki atlattık.
'Thank God we have come through.
Doğruyu söylemek gerekirse orayı hiç görmedim,... Tanrıya şükürler olsun ki, asla görmeyeceğim.
To tell the truth. I've never seen the place, and please God I never shall.
Şükürler olsun ki o Almanların yanında usta bir avcı yok.
Thank God those Germans don't have a professional hunter with them.
Şükürler olsun ki, Margo var. Bir profesyonel.
Thank God for Margo, she's a real pro.
Şey, şükürler olsun ki, ben beni rahatsız öteki şeyin yanıtını buldum.
Well, thank goodness I got the answer to the other thing that was bothering me.
Tanrı'ya şükürler olsun ki sen ölmeden önce ölmeme izin verdin.
" Rather, I thank God for letting me die before you die.
- Şükürler olsun ki hala hayattasın.
Kind of you to still be alive.
Şükürler olsun ki bir ses beni uyandırdı.
Thank heaven something jarred me awake.
Ay şükürler olsun ki bir kadın olarak doğmuşum.
Oh, it makes me glad I was born a woman.
Şükürler olsun ki, evde değilmiş.
Thank goodness she wasn't home.
Julian, şükürler olsun ki mesajımı aldın.
Julian. Thank God you got my message.
Şükürler olsun ki kontrollerin temiz çıktı.
Thank goodness your check-up went okay.
Sana şükürler olsun ki, bu çocuğu bana getirdin... en sonunda Nazarene'le karşı karşıya... geleceğim.
All praise to thee, for thou hast delivered this child unto me that I may be brought face to face with the Nazarene at last.
Profesör Muller'e şükürler olsun ki, daha da güzel bir yerde.
In an ever-nicer place, thanks to professor MueIIer.
Şükürler olsun ki şişko olan değilmiş.
Thank God, he wasn't the fat one.
Balık yüzmek zorundadır ama Tanrılara şükürler olsun ki bir şey satın almak zorunda değilim.
Fish must swim, but thanks to the gods, I needn't buy a thing.
şükürler olsun 533
şükürler olsun tanrım 22
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19
şükürler olsun tanrım 22
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
killer 16
kingdom 19