Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ Ş ] / Şüphesiz ki

Şüphesiz ki перевод на английский

544 параллельный перевод
Bağlantıyı kestiğim anda o Kutsal kimse, şüphesiz ki istasyonun kontrolünü almaya çalışacak.
The moment I disconnect, whoever that Blessed is will doubtless try to take control of the station.
Şüphesiz ki Jolene Parker, Tom ile aynı kurum adına çalışıyor.
Jolene Parker undoubtedly worked for the same organization as Tom.
Şüphesiz ki Egon Stirner'di.
A certain Egon Stirner
Şüphesiz ki, para hakkında konuşmak, duygusal bir kişiyi incitecektir.
Of course, any talk of money must be very distressing to a sensitive person.
Şüphesiz ki isminizi de değiştirmek isteyeceksinizdir.
No doubt, you'll want to change your name.
Şüphesiz ki bunu imkansız kılacak gücüm var.
I have the power to make it impossible.
Şüphesiz ki, birisi size kasıtlı olarak hakkımızda... tamamen yanlış şeyler anlatmış.
Someone has given you, no doubt deliberately... a completely false impression of us.
- Şüphesiz ki hatırlayacaksınız Poe'nin hikayesi "The Purloined Letter".
You will remember no doubt in Poes story "The Purloined Letter".
Şüphesiz ki 500 dolara bileklik falan almadım.
Naturally, I didn't buy a bracelet for $ 500.
- Şüphesiz ki bizimle beraber New York'a döneceğini.
- Naturally, you're going back with us to New York.
Evet, siz çok ünlüsünüz ve hiç şüphesiz ki size başvuran zor durumdaki biri için yeterince zenginsiniz. Bu çok açık.
Yes, you are already famous, and no doubt rich enough for a man at bay to appeal to you, quite simply.
Adam! Şüphesiz ki Robert'ın kahvaltıya geleceğini söylemiştin!
Adam, surely you told me Robert was having breakfast with us!
Şüphesiz ki beyefendi siz hayatımda tanıdığım en arsız kişisiniz.
Without doubt, sir, you are the most forward gentleman I have ever encountered.
Ama şüphesiz ki, O'na en iysini almalısın... çünkü O'nun küçük bilekleri koruma ister.
Of course, you must get her the best. Their little ankles want protecting.
Şüphesiz ki burası dünyadaki en avlak ülke.
This is without a doubt the richest game country in the world.
Şüphesiz ki öldürülen yaşlı Jed'in hissesini almak saygısızlık oldu.
Sure was mighty inconsiderate of old Jed to get hisself killed like that.
Şüphesiz ki, bu yer size yeni ve yabancı gelmiştir.
The place, no doubt, seems new and strange to you.
Buna izin verirsek, şüphesiz ki ebeveynler bunu protesto edecektir.
If we let him be like this, the parents will protest without a doubt.
Herhangi bir fiziksel yara olmamasına rağmen bireylerin bu tip düşünceleri... şüphesiz ki son derece olağanüstü aykırılıklar olarak değerlendirilmelidir.
Even in the absence of physical wounds, the thoughts of these individuals... are doubtlessly to be considered exceptional anomalies.
Şüphesiz ki yakında bir şeyler bekleyebiliriz.
Undoubtedly we can expect something soon.
Şüphesiz ki bir müşteriyi yaralaman hataydı... ama gerçekten ne hissettiğini anlıyorum.
Of course, you were wrong to wound a customer, but I understand completely how you felt.
- Şüphesiz ki duymuş olduğunuz saçma bir dedikodu geldi de kulağıma.
- I know of an absurd rumour that you undoubtedly must have heard.
- Şüphesiz ki, sırrı paylaşmışlardır.
- Undoubtedly, they've shared the secret.
Şüphesiz ki sorunuzun cevabı şu klas çalışmada yatıyor.
Undoubtedly, the answer to your question lies in that remarkable work.
Ve şüphesiz ki yorucu.
And tiring, no doubt.
Şüphesiz ki, ağzınızın epey sıkı olması lazım.
Obviously, it would involve a great deal of discretion.
Şüphesiz ki Cennet kazandı.
Heaven triumphed there can be no doubt.
Şüphesiz ki bu gece Berlin'de... ve ayrıca tabii ki "Bismarck"'ta büyük bir coşku yaşanacaktır.
There is undoubtedly great rejoicing in Berlin tonight and also on the Bismarck.
Şüphesiz ki, ilkeler ve benzeri konular hakkında konuşacak.
No doubt he'll hold forth about earnest principles and such.
Rüşvetler, şüphesiz ki, bu hesaplar arasında dağıtıldı.
No doubt the kickbacks are divided among all those accounts.
Şüphesiz ki.
By all means.
Şüphesiz ki ciddi bir şeyi yoktur.
Surely it can't be anything serious.
Ölüm sebebi, şüphesiz ki şiddete maruz kalmış olması.
Her death was undoubtedly the result of violence.
Şüphesiz ki, kalıyorsunuz.
Of course, you must certainly stay.
Şüphesiz ki bu çocuğu gönderen yıldızlar değil, Tanrıydı.
Surely it is not the stars... -... but God who has sent this child- - - God!
Basini ile ilgili planlarımı faaliyete geçirince şüphesiz ki biraz acıyacağım.
When I take Basini to task, I'll surely feel pity.
Üst subaylarınız Birleşik Devletler'e karşı savaşa girmeye hazır değillerse, şüphesiz ki davranışlarınızı onaylamayacak ve özür dileyeceklerdir.
If your superior officers are not prepared to go to war against the United States, they will undoubtedly disavow your actions and make amends.
"Kent" in anlamının cevherinden bir bölümü şüphesiz ki yok olacaktır.
Part of the wealth of meaning it once had will undoubtedly be lost
Şüphesiz ki...
Undoubtedly
Şüphesiz ki, bir şeyler gevşemiş.
There's something loose without a question.
Şüphesiz ki kumarda çok şey kaybetti... ve patron onu balçık çukurunda köle gibi çalıştırıyordur.
No doubt his gambling losses piled up and the boss has him slaving in the clay pit now.
Alıcısı vardı ve şüphesiz ki kuralları çiğnedi.
That he had a radio and has broken rules cannot be denied.
Şüphesiz ki tehlikeli derece de zeki bir rakip.
Undoubtedly a dangerously clever opponent.
Mösyö Richleau, hiç şüphesiz ki benim tamamen kötü olduğuma inanmanıza neden olmuştur.
Monsieur de Richleau has, no doubt, led you to believe that I am thoroughly evil.
Uzun yıllardır bu sporla ilgilenirim ve diyebilirim ki, siz hiç şüphesiz çok hızlısınız.
I've been in this sports racket as long as I can remember and I'm here to say, you are what I call, no doubt, fast.
Şu demek ki : Kutsal üçlünün ilk efendimize şüphesiz inanırız.
Means that I believe without a doubt, in the Lord our Father the first person of the Holy Trinity.
Bana öyle geliyordu ki buradaki varlığım çarpıtılmış ve alacakaranlık anılara ve hiç şüphesiz, berbat bir yazgıya doğru adım adım ilerliyordu.
I felt that my existence here was becoming a distorted, twilight memory and without a doubt, a terrible destiny
Ben de demiştim ki "şüphesiz".
And I say "Sure."
İnsanoğlunun herbiri şüphesiz ki doğar...
Each human being is born with a certain... how should I say karma, I suppose...
Şüphesiz bu gösteriyor ki sizin ülkeniz ile benimkinin işbirliği yapması çok akıllıcaydı.
And this proves without a doubt, the wisdom of cooperation between your country and mine.
Şüphesiz ki göktaşıyla olan çarpışmada.
Undoubtedly the meteor collision.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]