Bacaklarım перевод на испанский
3,611 параллельный перевод
Bacaklarım nasıl uyuşmuş.
Oh, mis piernas están como dormidas.
Bacaklarımın arasındaki ateşi söndürmek için yeteri kadar kızılcık şurubu yok maalesef.
No hay suficiente jugo de arándanos en el mundo... para apagar el fuego que quema mi entrepierna.
Benim bacaklarımın arasındaki ateş de böylece sönmüş oldu.
Bueno, el fuego entre mis piernas se acaba de ir.
Az önce iyi birini öldürdün ve bacaklarım ağrıyor.
Acabas de asesinar a un buen hombre... y mis piernas me duelen.
Bacaklarımı açmam lazım.
Tengo que estirar las piernas.
Ben senin sırtını kaşırım sen de bacaklarım yorulana penisimin üstündeki alanı kaşırsın.
Yo rasco tu espalda, tú me rascas la zona alrededor de mi pene hasta que mi pata se vuelva loca.
Küvetteki tüyler için kusura bakma. Bacaklarıma başlayamadım bile.
Lamento todos los pelos es tu bañera, ni siquiera llegué a las piernas.
Bacaklarımı kaybetmem, tekerlekli sandalyem filan.
Quedarme paralítica, la silla de ruedas.
Kate, bacaklarımı hissedemiyorum.
Kate, no siento las piernas.
Bacaklarım neredeyse eskisi gibi.
¡ Kate! Siento las piernas casi normales otra vez.
Dışarı çıkıp, bacaklarımızı rahatlatmaya ne dersin?
¿ Qué tal si estiramos las piernas?
Hayır, bacaklarımı açmalıyım.
No hay necesidad, voy a estirar las piernas. Adiós
Bacaklarımı da.
No siento las piernas.
Tut şunu, bacaklarımı esnetmem lazım.
Agarra esto, tengo que estirar las piernas.
Annemle bacaklarımın tıraşı konusunda girdiğimiz savaşı hatırlıyorum.
Recuerdo la batalla con mi madre por afeitarme las piernas.
Bacaklarımı gerip uzatacak topuklularım olsaydı keşke şimdi.
Me gustaría tener tacones para alargar mis piernas.
Bir. İki. Bana bakın, A noktasından, B noktasına gitmek için bacaklarımı kullanıyorum.
Mírame, estoy usando mis piernas alternativas de ir al punto a al punto b.
Bodurum, kollarım bacaklarım bebek gibi kısacık ve kafam vücudumdan büyük.
Soy chaparro, tengo una pequeña salchicha brazos y piernas de bebé, y mi cabeza mas muy grande para mi cuerpo.
Kalçalarım ve bacaklarım da biraz gergin. Tamam.
Mi cadera y mis piernas están un poco tensas, también.
O senin güzelliğin. Kalçam ve bacaklarım biraz gergindi.
Tú también eres guapo.
Bacaklarım.
Son mis piernas.
- Bacaklarım birleşik dursun, lütfen.
- Las piernas juntas, por favor.
Bacaklarımın arasına bundan daha büyük motorlar aldığım oldu.
He tenido mayores cerdos que este entre mis piernas.
Bacaklarım beni taşımıyor.
Te lo diré, me estoy arrastrando.
- Bacaklarım.
Mis piernas.
Bacaklarımı ve kollarımı hissetmiyorum.
No siento ni las piernas ni los brazos.
Bacaklarımı hissetmiyorum.
No siento las piernas.
Bacaklarım ve leğen kemiğim ezildi.
Mis piernas y mi pelvis están aplastadas.
Bacaklarımı sıkıştığım için hissetmiyorumdur, değil mi?
Es porque estoy atrapado, ¿ verdad?
Bacaklarım.
Mis piernas.
ARCHER : Umurumda değil. Bacaklarımı hissetmiyorum.
- No importa, no siento las piernas...
Noah bacaklarımı hissedemiyorum ve çişimi yapmam lazım.
Noah, no siento mis piernas, y tengo que hacer pis.
Bacaklarımı biraz açmam lazım.
Necesito estirar las piernas.
Bacaklarım...
Mis piernas son...
Doğruyu bilsen, benimde bacaklarımı kırdırırdın.
Si supieras la verdad, se te pararía el corazón.
Bacaklarımı hissetmiyorum.
No puedo sentir mis piernas.
Bobby adında bir Cocker köpeğim vardı arka bacakları sakatlandı, eklemleri çalışmıyordu. Köpeği evden göndermek zorunda kaldım bacakları yerine tekerlek takılması gerekiyordu.
Sobre un Cooker Spaniel llamado, Bobby, que tenía una artritis invalidante en las patas de atrás, que tuve que hacer que se las amputen, y las remplacen con un juego de ruedas.
Bacakları yukarı dikmek işe yarar mı?
¿ Sirve poner las piernas levantadas?
Frank'in bacaklarını esnetmesi lazım.
Un minuto. Frank necesita estirar sus patas.
- Nadia, bacaklarına hızlıca bakacağım.
Nadia, voy a echarle un vistazo a sus piernas. Vale.
Ben bacaklarını tutarım.
- Le agarraré de las piernas. - Vamos.
Bakan Cai bacaklarını kullanmana izin vermeseydi, sence bu gün yürüyor olacak mıydın?
Si el ministro Cai no te permite mantener tus piernas... ¿ estarías caminando hoy?
Esnetin bakayım bacaklarınızı.
Elonguen esos músculos.
Şimdi, ben Christopher Walken'ım ve film aktörüyüm ve bacakların bebeklerinki gibi kısa.
Y... Soy un actor de cine y tu tienes piernas cortas como las de un bebe nada mal, nada mal
O zaman, haydi bacaklarından başlayalım.
Entonces, vamos a empezar con las piernas.
Aslında bırakacaktım da senin kollarını bacaklarını koparacaklardı.
Debí dejar que te arrancaran los brazos y te golpearan hasta morir. Entra.
- Karar ver bacakların mı penisin mi?
Vale, bien, ¿ qué es esto, tus piernas o tu pene?
Yoksa bacaklarını kırarım.
O te romperé las jodidas piernas.
Onunla konuşabilmek için bacaklarından mı vurdun?
¿ Le disparaste a las piernas para poder hablar con él?
Vay be, bacakların kafanın arkasında olmayınca çıkaramadım seni.
Oh, Dios mío, no te había reconocido sin tus piernas detrás de tu cabeza.
Bacaklarını bitişik tut, canım.
Debes mantener las piernas juntas, querida.