Başlık перевод на испанский
3,658 параллельный перевод
Bu da bir sürü yenilik demek. Kesinlikle yeni bir başlık.
Significa que necesitas reescribir bastante, un nuevo titulo, definiticamente y no nos volveremos ricos pero...
- Başlık iyi miydi?
- ¿ Era un buen titulo?
Drama, Kırmızı Başlıklı Kız deneysel sanat filmi, porno, komedi bilimkurgu, saçmalıklar, zombiler.
Dramas, Caperucita Roja, cine experimental, porno, comedias, ciencia ficción basura, zombies.
Başlık önerimi aldın mı?
¿ Recibiste mi propuesta de título?
Onu iyi bir konuşmacı yapmak zorunda değiliz, fakat iyi bir kıyafet ve doğru konu başlıklarını seçersek hiç sorunumuz olmaz.
No lo vamos a convertir en un gran orador... pero bien vestido y bien preparado, ni un problema.
Başbakan önümüzdeki hafta kongreye yıllık konuşmasını gerçekleştirecek, Konuşmalarını güçlendirecek konu başlıklarına bayılırlar.
El Presidente va a hablar en el Congreso... y siempre le encanta ilustrar su discurso con invitados.
Burada hoparlör ve mikrofon var, yani artık başlık yok.
Hay un altavoz y un micrófono aquí, no hay más auriculares.
Eğer kuzey tarafında yaşıyoruz ki sinüs çocuğunuzun başlık.
que usted está viviendo en la zona norte en una capilla desde niño.
kafanın seprate olacak gövde ve başlık koymak gelen olduğunu onlara bir krallık
los aldeanos estan todos armados una vez que te atrapen te separaran la cabeza de su torso y saldra en titulares asi es que el reino de ellos?
"FBI özgür basını susturuyor." Güzel bir başlık olur.
"FBI y con clase." Puede ser un buen titular.
- Evet, çok güzel bir başlık, değil mi?
Sí, es un titular encantador, ¿ no? - Pero no es verdad.
Ben kırmızı başlıklı kızdım, ve Christina Nicholson Cinderella.
Yo era Caperucita Roja, y Christina Nicholson era Cenicienta.
- Çok hoş bir başlık değil mi?
Es un titular encantador, ¿ no?
Metal bir başlık giyen en yakın arkadaşı yanında olabilir.
- Su mejor amigo usa un casco.
Sonra da başlık niyetine inek istesin, çeyiz için de bir kutu ipek.
Y luego exigir una vaca y un cofre lleno de sedas como dote.
YuruZoe diye bir başlık bile açılmış.
Hasta hay una etiqueta, Vamos Zoe.
"Çizmeyi aşmak," basketbol bursu almak için uzun birisiymiş gibi davranan iki kısa adam hakkındaki bir film için harika bir başlık.
"Por encima de nosotros", un título genial para una peli... sobre dos tíos bajitos que se hacen pasar por uno alto... para conseguir una beca de baloncesto.
Pekala, ikinci başlık.
Vale, segunda cuestión.
"İki... İki Sanatçı" falan gibi, fazla genel bir başlık istemiyorum.
No quiero un título general como "Dos artistas", ni nada parecido.
- Başlık için "RAARR!" a ne dersiniz?
- ¿ Y si usamos "Rugido"?
Ciddi bir başlık!
¡ Es un título serio!
Başlık "Sen kimsin?" Yazan, Jack Marcus.
El título es : "¿ Quién eres tú?" por Jack Marcus.
Yaklaşık 45 yaşında ve bir başlık ile birlikte yeşil parka giyiyor.
De unos 45 años, viste un abrigo verde con capucha.
Başlık olarak bunu kullansak nasıl olur?
¿ Qué le parece como eslogan?
Başlık!
Casco.
Şimdi de savaşın en eğlenceli kısmı başlıyor.
Ahora comienza la parte divertida de la guerra.
Ve kıskanmaya başlıyorsun.
Y te vuelves celoso.
Görünüşe bakılırsa, artık sana şöyle demeye başlıyacağım... Canavar.
tal como lo veo, empezaré a llamarte... "la Bestia".
Sadece işler artık ciddileşmeye başlıyor.
La cosa comienza a ponerse seria.
Yani, birden ortaya çıkıyor ve kötü olaylar başlıyor.
Aparece y se desata un maldito infierno.
Hırsızlık macerası zaten başlı başına ayrı bir hikayeydi.
LA AVENTURA DEL ROBO EN SÍ CONSTITUYE UNA HISTORIA.
Bizi kaybetmeyi alışkanlık haline getirmeye başlıyorsun.
Estas convirtiendo esto en un hábito... El perdernos.
* Bırakırsak bu kırık parçaların peşini * Yarın teknik provalar başlıyor. Büyük değişiklikler yapmak için son anlar bunlar.
* Dejamos que los pedazos... * Ahora es definitivamente el último momento para modificar cualquier cosa importante, así que he pensado que estaría bien tomarnos un rato para decir lo que sintamos.
Şimdi kızmaya başlıyorum!
¡ Me estás haciendo enojar!
Akabinde, bir kafede kahve sırasındayken dangalağın teki ona maskaralık ediyor, bizimki de hayvan sesleri çıkarmaya başlıyor.
y luego, ese mismo día, estaban en una cafetería. y un idiotase burló de él, y luego llegaron los ruidos de corral.
Bu çok garip çünkü biriyle uzun süre yakın olunca karşındakinin sıkıntısını hemen anlamaya başlıyorsun. Olan şu ki, kısacası onunla şey geliştirdin..... yani şey gibi yakın bir iletişim geliştiriyorsun. Birbirini anlıyorsun.
Es extraño porque cuando eres amigo de alguien durante un tiempo desarrollas como una taquigrafía una comunicación íntima te entiendes con el otro en una...
Sizinki de bitecek artık yeni bir konu başlığının vakti geldi.
EL AMOR MUERE JOVEN LA VOLUNTAD, TAMBIÉN Es tiempo de un nuevo lema.
Artık senden şüphelenmeye başlıyorum.
Todo este asunto me hace dudar de ti.
Onun yerine, Ian artık sorunlarını çözüp her şeye yeniden başlıyor.
Es más, Ian está trabajando para superar sus problemas y empezar de cero.
Ayrılık başlıyor.
La ruptura ha comenzado.
Irkçı politika başladığından beri ilk kez hükümet reform ihtiyacını konuşmaya başlıyor ve sıradan beyazların duyguları şaşkınlık ile öfke ve korku arasında değişiyor.
Por primera vez desde que comenzó el apartheid, el gobierno aquí comienza a hablar sobre la necesidad de reforma, y entre la gente blanca común, los sentimientos van desde el desconcierto hasta la ira o el miedo.
" Oturup günde 12 saat.. .. müzik dinlemekten gerçekten.. .. sıkılmaya başlıyorum
" Me estoy cansando mucho de estar 12 horas al día escuchando música.
Artık burada bazı katı kurallar koyacağım. Hemen şimdi başlıyor.
Debo establecer reglas por aquí ya mismo empezando desde ahora.
En uygun fiyatlarımız yaklaşık 3.000 Sterlin'den başlıyor.
Bueno, nuestro opción más razonable cuesta aproximadamente tres mil libras.
Özgeçmişin için harika bir başlık olur kız kardeşim.
Ese es un gran título para tu currículo vitae, hermana.
Burası karanlık olmaya başlıyordu.
Así está mejor.
- Bay Cale. Saymaya başlıyorum üçe saydığımda başkanı adamlarıma vermemiş olursanız Bay Stenz, kızınızı karnından vuracak.
- Ahora, Sr. Cale y si no le da el Presidente a mis hombres cuando cuente hasta 3 el Sr. Stenz va a dispararle a una pequeña en el estomago.
Ama artık iş mahremiyeti bozma noktasına gelmeye başlıyordu.
Pero empezó a invadir su vida privada,
Aşağılık pislik... şiirin başlığı.
Ese es el título de un poema. ¡ Mierda!
Neden kızlara kötü davranmaya başladığın anda üstündekileri çıkarmaya başlıyorlar?
¿ Por qué al momento de empezar a tratar a las chicas como la mierda, no pueden mantenerse vestidas?
İşler karışmaya başlıyordu ; kız kardeşimle...
Y las cosas se estaban poniendo muy complicadas con mi hermana...