Beceremedim перевод на испанский
426 параллельный перевод
Ben vals yapmayı hiç beceremedim.
Nunca supe bailar el vals.
Beceremedim, ama bu grubu nasıl idare edeceğini söyleyeyim.
Y ahora yo, el tipo que lo echó todo a perder, te dirá cómo dirigirlos.
Ben beceremedim, ama fikir yanlış değil.
El que yo fallara no quiere decir que estuviera equivocado.
Her şeyi idare edeceğimi söyledim, ama beceremedim.
Te dije que me haría cargo de las cosas y no pude.
Kaç defa denediysem de bir türlü ateş yakmayı beceremedim.
A menudo había visto a mis criados hacer esto, pero yo, su amo, no iba a ser capaz de encender mi propio fuego.
Ben babama bile bakmayı beceremedim.
Si no controlo a mi padre, figúrate a tu hija...
Biliyorsun, Yvonne benim hatamdı.Beceremedim.
Oye, Yvonne, fue culpa mía. Estuve torpe.
Ben bunu hiç beceremedim.
Yo no podría en absoluto.
Ben yakmayı bile beceremedim.
Yo no podría hacerlo fácilmente.
Şimdiye kadar güzel konuşmayı hiç beceremedim ama... Sizin yanınızda kendimi güvende hissediyorum.
Nunca fui un buen orador, pero cerca de usted tengo una sensación bonita, cálida.
Çok kibarsınız, ama galiba beceremedim.
Es muy amable, pero no creo que lo haya hecho bien.
- İspiyonculuğu bile beceremedim.
- Soy un mal espía.
Nakil sırasında, beceremedim, kendimi Meksika'da buldum.
En tránsito, me escapo, logro llegar a México.
Kendim yapmaya çalıştım ama beceremedim.
Créame. He intentado hacerlo...,... pero no he podido.
Hep o hayatı istemiştim. Görünen o ki pek beceremedim.
Yo quería esa vida pero no salió precisamente así.
Hayır, daha beceremedim...
No, no he tenido éxito...
Bir keresinde ondan ayrılmak istedim ama beceremedim, ben de onunla kaldım.
Pensé abandonarla una vez, pero ha funcionado tan bien que me he quedado.
Şu gönül işlerini hiç beceremedim.
A mí estas chulerías nunca me interesaron.
Beceremedim!
¡ Salió mal!
Gerçekten de beceremedim!
¡ Vaya, me ha salido mal!
Senin yüzünden beceremedim işte!
¡ Maldita sea, me ha hecho fracasar!
Gece onunla çıktım ve... ve beceremedim.
El caso es que anoche salí con ella y... fallé.
Tam beceremedim gerçi.
No se... Está poco en mal estado. Oh!
- Beceremedim.
La he cagado.
Kadınlardan hep korktum. Sporu hiç beceremedim.
Las mujeres me aterraban y era torpe en los deportes.
Baba olmayı beceremedim.
No soy bueno para eso.
Korkaklığım nedeniyle onu da beceremedim.
No lo hice porque no tengo el coraje físico.
Hep büyük bir yıldız olmak istemişti. Ünlü olduktan sonra... onu görmeyi hiç beceremedim.
Siempre quiso ser una gran estrella, pero nunca tuve la oportunidad de verlo después que lo logró.
Geçende seni düşünüyordum, seni hokeyle işin bitmiş olarak düşünmeye çalıştım, beceremedim.
El otro día estaba pensando en ti, intentando imaginarte cuando dejes el hockey, y no pude.
Boyama dersini pek iyi beceremedim.
Es que tuve algún problemilla en la clase de tinte.
Doğrusu, derslerin hiçbirini beceremedim.
La verdad es que los he tenido en casi todas las clases.
Munchkinler, Sarı Tuğla Yolunu izlememi söylediler, ama onu bulmayı beceremedim.
Los Munchkins dijeron que siga el camino de ladrillos amarillos ; pero no puedo encontrar ninguno
Ben pek iyi beceremedim.
Yo no voy muy bien.
Nedense bir türlü beceremedim şu oyunu.
Yo nunca pude jugar bien. No sé qué tiene.
Bu iğrenç. Beceremedim.
Se deshace.
Onunla sevişmek istedim ama beni atlattı.Onu etkilemeyi hiç beceremedim.
Yo quería hacer el amor, pero me evitó y no pude penetrarla.
Beceremedim!
¡ No pude!
İlk seferi beceremedim.
Lo hice mal la primera vez.
İlk seferi beceremedim. Seni yalancı orospu!
¡ Maldita mentirosa!
Genç ve güzel kadınlara karşı zayıflığımla baş etmeyi asla beceremedim.
Tengo un defecto que nunca he podido combatir : demasiada complacencia hacia las mujeres jóvenes y bonitas.
Beceremedim. O saçmalıklara katlanmak için özel biri olmanız gerek.
Tienes que ser especial para soportar toda esa mierda.
Evet, deniyorum ama beceremedim.
Eso intento, pero no va bien.
Uzak durmayı denedim ama beceremedim.
Intenté no acercarme a ti, pero no pude.
Gebermesini bile beceremedim.
No podría ni suicidarme.
Beceremedim.
Esto se escapó.
Bana yararlı bir şey öğretmediler. Şimdi evlenmeyi de beceremedim.
No me enseñaron nada útil y fracasé en casarme.
- Beceremedim, adamım.
- Lo arruiné, tío.
Özür dilerim efendim, beceremedim.
¡ Porras! Lo siento, no me dio tiempo.
Beceremedim.
No soy muy buena.
Ama sanırım beceremedim...
Pero me gustaría mucho volver a verte.
Bak işte onu beceremedim.
Eso no funcionó.