Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bedava

Bedava перевод на испанский

6,871 параллельный перевод
Ee, şu bedava yemeği ne zaman alıyorum?
¿ Cuando me vas a dar esa cena gratis?
Bu seferki bedava.
Este es un regalo.
- Bedava yemek yiyeceği bir yer sonuçta.
Ella irá a prisión. Donde comerá gratis.
- Hayır. Bedava bira varmış diye duydum.
Escuché que habría cerveza.
Hayır, aptal, bedava yemek gibisi yok.
Idiota, no hay tal cosa como un almuerzo gratis.
Ödeyelim mi? " " Dinle, 30 yıldır babamı görmüyorum. Birisi bedava yemek içmek istiyordur.
Y entonces debías dar vuelta el Nintendo, y había una etiqueta plateada con un número 800, llamabas al número 800, y te ponían en contacto con alguien en Japón, que te hacía sentir como un imbécil.
Bunu bedava bir tehdit analizi olarak düşünün.
Piensa en esto como una gratuita evaluación de amenaza.
Rahatla, bak bedava şampanya var.
Relájate, hay champán gratis.
Öpücük ve bedava yemek.
Un beso y una comida gratis.
Bedava şarabım var.
Tengo vino.
Bedava!
Gratis!
Hayatta ki en iyi şey bedava şeydir
♪ Las mejores cosas de la vida son gratis ♪
Ama orada bedava yemek yoktur.
Pero, no hay comida gratis.
Bedava mı?
¿ Gratis?
Beni sigorta şirketinin yolladığı bedava çikolatalarla satın mı alacaksın?
¿ Crees que puedes comprarme con tus chocolates gratis que te mandó la compañía de seguros?
Aslında bedava.
En realidad es gratis.
- Bir içki alır mısın? Her şey bedava.
- ¿ Quieres beber algo?
Adam futbol takımının kaptanı ve sahte kimliği de var sanırım hepimize bedava bira alabilecek.
Es el capitán del equipo de fútbol. Tiene una identificación falsa y puede conseguirnos cerveza gratis.
Bir senelik bedava dürüm!
¡ Burritos gratis durante un año!
Bedava kahvelerimiz gelmiş.
Y aquí están nuestros cafés gratis, cariño.
Bedava ve yıl boyunca limitsiz mi?
¿ Van a ser gratis e ilimitados durante un año entero?
Bedava kadın fırsatını teptiğinize göre önemli olmalı.
¿ Dejando pasar sexo gratis? Debe ser importante.
- Bedava kadın fırsatını teptiğimi de kim söyledi?
¿ Quién dijo algo de dejar pasar sexo gratis?
- Bedava yazılım?
- ¿ Software libre?
Bedava yazılım.
Software libre.
- Tabi ki de. Ama bana, ya sizin bütün anlaşmayı bedava vererek kâr gözetmeyecek kadar salak olduğunuzu ya da bende olamayacak kadar zekaya sahip olduğunuzu düşündürdü.
Pero me hizo pensar que o eres un estúpido... y no te preocupes de los beneficios... porque básicamente diste... la vaca entera gratis... o eres inteligente y tienes algo que yo no tengo.
Bedava ne yapabiliriz?
¿ Qué podríamos hacer que sea gratis?
Bence, Pawnee bedava wi-fi girişiminiz için mükemmel bir aday.
Pawnee es gran candidata para su iniciativa de Internet inalámbrica gratuita.
Madem Pawnee'den ayrılacağız, geriye bir veda hediyesi bırakacağım. Herkese bedava wi-fi.
Si me voy de Pawnee, quiero dejarles un regalo de despedida WiFi gratis para todos.
Ona ayrıca bakarım ben ama en azından oyun sayesinde Pawnee'de bedava wi-fi olacak ve ikimiz de vicdanımız rahat olarak taşınabileceğiz.
Me voy a ocupar de eso. Pero al menos por eso, Pawnee tendrá Internet gratis y los dos podemos mudarnos con la consciencia tranquila.
- Dedim ki'bedava wi-fi var burada'.
- Dije que tenemos WiFi gratis.
Eh, en azından bedava bir pizzamız var.
Bueno, al menos tenemos pizza gratis.
Bedava pizzaya!
¡ Pizza Gratis!
İlk sipariş bedava.
La primera es gratis.
Bedava tatil yapacağız.
O sea, son vacaciones gratis.
Bedava Disney Dünyası gezisi kazandık.
Ganamos un viaje gratis a Disney World.
Sırlarımı bedava ortaya saçacağımı sanıyorsan kibrin eski hücre arkadaşımın giyim kuşam adeti gibi iğrenç olur.
Si crees que voy a contarte mis secretos a cambio de nada, tu arrogancia es tan ofensiva como los hábitos higiénicos de mi ex-compañero de celda.
İlk posta bedava, sonra parasını alırım.
El primero es gratis, después ya te sacaré el dinero.
Ama kim takar, sonuçta bedava.
¿ Pero a quién le importa? ¡ Es gratis!
Bedava değil ki. 40 cent oraya 50 cent buraya ödersen bedava olmaz.
Pero no es gratis. Si cobras 40 centavos aquí y 50 centavos allá, entonces no es gratis.
Bedava olduğu için "Lezzetli Parlak Taş"'ı indirmiştim.
Me descargué "Rico-Rico Bosque de Gemas Brillantes" porque era gratis.
Sana bedava süt verecek bir striptizci varken, gidip de bir inek alma.
No compres la vaca si puedes tener una estríper que está amamantando que te dé la leche gratis.
Cazibem ve yakışıklılığımla bedava soda aldık.
Mi encanto y buena apariencia nos han conseguido un refresco gratis.
Bu sodanın Hope için bedava verildiğini düşünüyorum.
Estoy segura de que ese refresco era para Hope.
Tüm gününü bir yerde bedava çalışarak harcıyor.
Pasa todo el día trabajando en algún lugar gratis.
Şey, cumartesi günü sanat müzesinde bedava jazz konseri varmış.
Bueno, hay jazz libre los sábados en el museo de arte.
Eğlence, oyunlar ve bebek için bedava eşyalar olacak.
Es divertido y hay juegos y cosas gratis para el bebé.
Yanında dedektiflik ajansı da bedava.
¡ Viene con su propia agencia de detectives!
Senin sonun George-Etienne Lemieux'da bitmesin diye dosyanla bedava ilgilenecek olan karşı komşumuzla buluşacak annen mi?
¿ El chico cuya madre se reunirá con el vecino de enfrente para que nos ayude gratis con nuestra causa así no terminas en Georges-Étienne-Lemieux?
"Barbra otoparkta ve bedava konser veriyor!" Lütfen dur.
"¡ Barbra está en el parque, y va a dar un concierto gratis!"
Merak etmeyin, bedava.
No te preocupes, es gratis.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]