Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bedavaya

Bedavaya перевод на испанский

1,548 параллельный перевод
Bedavaya 5 grup konseri. Haydi ama bunu biliyordun.
Sabías de ese concierto, así que esto es lo que consigues.
Bu kez çantayı bedavaya alacağım.
Esta vez me quedo con el portafolio de gratis
Bedavaya gösterebileceğimi hiç düşünmedin mi?
¿ No imaginaste que te lo hubiese mostrado gratis?
Biz de bu paspası bedavaya verelim.
Tome su trapeador.
Ama biz bunu size sadece, evet, sadece ikinci paketi size bedavaya veriyoruz.
Vamos a darles, vamos a darles... Les daremos el segundo gratis.
Hayır ikinciyi bedavaya veriyoruz.
- Les damos el segundo gratis.
Bizim hilelerimiz olmasaydı, Hearst... Ernie, yarın bedavaya otuz bir çektirirsin.
Si hubiera sabido de nuestro poder y astucia Hearst nunca habría dejado Comstock.
Bedavaya davayı çözdün.
Usted solucionó ese caso gratis.
Dondurma satsaydın kaşığını bedavaya mı verirdin?
Pues bien, si usted vende helado, ¿ Repartiría usted cucharas gratis?
Anlarsın ya.Dondurmanın kaşığını bedavaya mı vereceksin?
- Sabe qué. Oh, ¿ la cosa? - ¿ Acerca del helado y las cucharas gratis?
Lisedeki sevgilim bir muhasebeci ve vergilerimi bedavaya hesaplıyor.
Mi novio del bachillerato es contador y me hace las declaraciones gratis.
- Bedavaya satıyor.
Ella lo vende por una miseria.
Orada bir kasaptan et alıyor. Bedavaya getiriyoruz.
Ella compra carne ahí, se la damos gratis.
Bir blok aşağıya yürüyerek bedavaya gidebilirsin.
Puedes caminar al final de la manzana, gratis.
Bedavaya.
- Gratis.
böyle giderse, torularınız bana bedavaya çalışacaklar!
Tus nietos trabajarán para mi gratis!
Sadece mutfak masasını kullanıp, bedavaya fal bakardı.
Sólo una mesa de cocina, y predecía gratis.
Joe her şeyi bedavaya getirmeye çalışan biri.
Joe es un tipo que busca lo fácil.
İki alın, biri bedavaya gelsin Kurtarın yetimleri
¡ Si te llevas dos, uno es gratis!
Ve herşey bedavaya gelir. Yemek için para ödemeyiz.
Y todo viene gratis.
Bedavaya olmaz.
No gratis.
Bedavaya yapabilirim.
Lo haré gratis.
Eğer gitmem izin verirseniz, size bedavaya pizza vereceğim. Teklif Salı'dan Pazar'a geçerli değil. Pazartesi kapalıyız.
Si me dejan ir, les daré tres porciones de pizza... con la compra de otra, solo los jueves y domingos los lunes esta cerrado.
Hiçbir şey bedavaya gelmez, Daniel.
Nada es gratis, Daniel
Vurulana ya da bıçaklanana kadar dışarıda uyuşturucu satıyorsunuz sonra da tekrar yapabilmeniz için sizi bedavaya iyileştiriyoruz.
Podr � a pararse all � a vender drogas hasta que le disparen o lo apu � alen y nos hace volver a armarlo gratis para poder volverlo a hacer.
Bu orospuyu bedavaya mı ameliyat ettiğinizi söylüyorsun?
¿ Me estás diciendo que estamos operando gratis a esta mujerzuela?
Aynısı değil ki. Sen kendi anneni denize bedavaya bile atardın.
No es lo mismo, tú habrías estado encantado de lanzar a tu madre por el balcón sin nada a cambio.
Eğer bunu yaparsa, Aquaman 2'yi bedavaya yaparım.
- Vin- - Y si hace eso, haré "Aquaman 2" gratis.
Burada bedavaya kalıyor.
- No. - Está viviendo aquí gratis.
Fidyeyi boş ver. Onu bedavaya alabilirsin.
Olvídese del rescate.
Son model bir bilgisayar aldığım için, çıldırıyorsun. Üstelik bedavaya!
estás enojado porque recibí una computadora nueva de paquete gratis!
Açıkçası, OTIZ sayesinde dairemi bedavaya döşedim.
Prácticamente tengo decorada mi casa gratis con todo esto.
Yemekte görüşürüz... Bu arada, bilgin olsun, kocana - diğer patronuma- - kayıtları incelediğimi ve varolmayan birini, bir hayalet hastayı faturasız bedavaya ameliyat ettiğimizi farkettiğimi söylemeyi planlıyorum.
Te veré en la cena en donde, sólo para que sepas planeo decirle a tu marido, mi otro jefe que repasé los historiales de hoy y me di cuenta que operamos a una persona que ni siquiera existe un paciente fantasma, sin facturar.
O kadar borçlusun ki onun himayesindeki kızı bedavaya ameliyat ettirdin? Hmm?
¿ Tan endeudada que acordaste operar a su protegida gratis?
Pizza olsaydın, seni bedavaya alırdım.
Si fueras una pizza, me saldrías gratis.
Ama bedavaya votka içmiş olacaklardı.
Pero estarían recibiendo Vodka gratis.
Bir erkek bedavaya süt içebiliyorsa, neden bir inek satın alsın ki?
¿ Por qué querría un tío comprar la vaca si puede tener la leche gratis?
Sana şu an da anlattığım şeyleri öğrenebilmek için birçok insan binlerce dolar öderken sana bedavaya anlatıyorum, genç pilot.
Muchos pagan miles de dólares por esta misma instrucción que estoy dándole, joven piloto, gratis.
Sen de yenisini bedavaya yaparsın.
Bueno, cámbiasela gratis.
Ben de eğer mektuplarla gelirsem Dr. Sloan bana acır ve ameliyatı bedavaya yapar diye düşündüm..
Así que pensé que si venía con mis cartas, el Dr. Sloan quizá sentiría lástima por mí y me haría una cirugía gratis.
Onu seve seve bedavaya veririm.
Te la regalo toda.
Bu arada bedavaya yapmıyor.
¿ Quieres que Alexis sea tu padrino?
Biliyorsun, belediye Paul'ü bedavaya gömebilir.
Sabes, el condado enterrará a Paul gratis.
- Burada bedavaya yaşıyorsun.
- Vives aquí gratis.
Aslında bedavaya verdiler de denebilir.
Prácticamente me lo regalaron.
Sanırım son Yoma talebinizin bir parçası değil, ama bedavaya yapacağım gibi.
Imagino que ese Yoma no formaba parte de su petición, así que tómelo como un regalo.
Smash, bedavaya yiyecek vermeyi bırakmalısın, adamım.
Smash, tienes que dejar de regalar cosas en la tienda, tío.
Bu çelenklerin özel olduğunu söyledi ve bedavaya verdi.
Dijo que las coronas eran muy especiales, me las regaló.
Sizde bedavaya mı satıyorsunuz?
¿ Las has regalado?
Jiletleri bedavaya verdiklerine inanabiliyor musun?
Puedes creerlo, ellos solo estaban regalando hojas de afeitar?
Hayır. Peki, sütü bedavaya verirsen ineği kim satın alacak.
¿ Quién va a comprar la vaca si andas regalando la leche?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]