Boşanma перевод на испанский
3,439 параллельный перевод
Henrik boşanma evraklarını imzalamayacak.
Henrik no firmará el divorcio.
Benim işim değil ama boşanma evraklarını imzalasan iyi edersin.
No es asunto mío, hijo... pero es mejor que firmes los papeles del divorcio.
BOŞANMA İÇİN ORTAK BAŞVURU BİLDİRİM FORMU
Solicitud Conjunta de Divorcio.
Boşanma evraklarını kayda geçirdik.
Hemos presentado los papeles del divorcio.
Ayrıca cenaze, boşanma ve yalnız geçen Cuma akşamları için de kek yapıyoruz.
Tamben hacemos funerales, divorcios y tristes noches de viernes a solas.
Saat 6'da tekrar Marylou'ya dönüyor, ve günün kalanını boşanma evraklarını toparlamak için etrafta koşturmakla geçiriyor.
A las 6 am, se reúne con Marylou y consagra el resto de la jornada a los trámites de divorcio.
Camille'in boşanma isteği bana ulaştı ve eğer araba dayanabilirse gideceğim.
mi divorcio ha sido pronunciado y debo volver, si el coche aguanta.
Çünkü boşanma toplum için utanç verici bir yenilgi itirafı gibi.
Porque el divorcio es una embarazosa admisión pública de la derrota.
Nolan ile şehre taşınacağını, boşanma kağıtlarını yollayacağını ve senin avukat tutmayacağını söyledi.
Dijo que se había mudado al pueblo con Nolan y que te golpeó con papeles de divorcio, y no vas a conseguirte un abogado.
- Boşanma dışında yani.
- Distinto al divorcio, quiero decir.
Takip eden aylarda Salinger boşanma için dava açtı. Sebep ise yanılmaktı. Bu Sylvia'nın Almanya'daki geçmişiyle ilgili sorun yaratan bir şeye ulaştığını düşündürüyor.
En cuestión de meses, Salinger presentó un pedido de anulación del matrimonio por motivos de engaño, lo que puede indicar que encontró algo preocupante sobre el pasado de Sylvia en Alemania.
Ve Claire boşanma davası açtı.
Y Claire pidió el divorcio.
Boşanma belgeleri, avukatımdan.
El acuerdo de divorcio de mi abogado.
Şimdi işler boka sarıyor, ayrıca,... tam boşanma kağıtlarını dolduruyorsun, ve bu oluyor.
Que está jodido aquí, además de lo obvio, aquí estás presentando el divorcio, y entonces sucede esto.
İki gün önce boşanma evraklarını doldurdu ve buraya geldi.
Él pidió el divorcio dos días antes de que viniera para acá.
O geri dönse bile, yani Mickey geri dönse bile,... boşanma evrakları onu bekliyor olacak.
Cuando ella vuelva, si vuelve, los papeles del divorcio están esperando por ella.
Boşanma kağıtlarını aldım.
Tengo los papeles del divorcio.
Ama pahalı bir boşanma avukatı bulmadan önce,... anlaşmadan para alamayacağını hesap et.
Pero antes de conseguir a un abogado de divorcio caro, solo entérate que sale de la conciliación.
Daniel ile boşanma dönemimizde pek konuşmazdık..... Matty'e dört elle sarıldım, çünkü bir tek o kalmıştı bunun ikimiz içinde sağlıklı olduğunu sanmıyorum.
Cuando Daniel y yo nos estábamos divorciando, difícilmente nos hablábamos y me aferre mucho a Matty porque era lo único que me quedaba y nuestras hijas no estarán con nosotros para siempre.
Hayır, bir boşanma olayı yok.
No, no va a haber un divorcio.
Boşanma seni başka bir hale soktu.
Tu divorcio ha puesto las cosas sobre una base diferente.
3 tane e-postan var ve çok acil gibi görünüyor boşanma avukatından gelmiş.
Recibiste 3 correos urgentes. Son de tu abogado de divorcios. ¿ Necesitas que yo...?
Boşanma belgelerini imzalamaya hazır mısın diye sormak istemiş.
Está volviendo a contactarte para ver si estás listo para firmar los papeles.
Boşanma kağıtlarını imzalayınca...
La firma de los papeles del divorcio.
Benim ailemde boşanma yok.
No hay divorcios en mi familia.
Boşanma avukatıyım.
Soy experto en divorcios.
Ayrıca zor bir boşanma sürecinden geçiyordum ve o bilirsiniz işte çok lezzetli geldi.
Yo pasaba por un divorcio difícil, y ella es muy provocativa.
Ve eminim boşanma işlemlerini başlatmışsındır.
Y que seguramente ya comienzas.
Susan boşanma davası açtı.
Susan me pidió el divorcio.
Karşılıklı ödün vermezsen, boşanma artar.
Es una concesión. Te faltan 2,999 millones.
Bay Raymond, bu büyük boşanma yerleşim biridir bu ülkede hiç görmedi.
Sr. Raymond, este es uno de los mayores conveniios de divorcio Que este país haya visto.
Ah, iyi, bu... Bu ülkede gördüğü en büyük boşanma yerleşim İletişim seni bulacaksınız düşünüyorum.
Creo que usted comprendera es el mayor convenio de divorcio visto en este país.
Suçlaman gerekmez boşanma avukatları bunun için var.
- No tienes que hacerlo. Para eso están los abogados matrimoniales.
Boşanma taklidi yapma fikri işte o sırada akıllarına geldi.
Y fue entonces cuando tuvieron la idea de querer divorciarse. Meses más tarde... Nos vamos a divorciar.
George Sr. her hafta Lucille ile boşanma davası hakkında konuşma bahanesiyle buluşuyordu.
George padre se había encontrado con Lucille todas las semanas en su nueva casa con el pretexto de discutir su divorcio.
Şu boşanma olayını halledelim de git artık başımdan.
Lleguemos a un acuerdo sobre el divorcio para que te puedas ir.
Başına boşanma davası sardığım için üzgünüm.
Mira, siento haberte sorprendido con un divorcio. ¿ Está bien? Yo no...
Boşanma yüzünden.
Por el divorcio.
Dostum, boşanma konusunda bol şans.
Viejo, suerte con el divorcio.
Kevin boşanma kağıtlarını getirdi.
Kevin me ha mandado los papeles del divorcio.
Boşanma sonrası varlıklar mülkiyetinin çapraz amortismanı... sorununa dayanan oldukça karmaşık bir davaydı.
Era un caso complicado basado en amortización cruzada de propiedades postdivorcio y- -
Eğer boşanma olursa yanında olacağım.
Si te divorcias, yo estaré allí.
Zorlu bir boşanma ve sevimsiz bir vesayet savaşının ardından, değil mi?
¿ Después del divorcio y la batalla por la custodia y eso?
Kötü bir boşanma sürecinden geçiyorum ve yakında beş kuruşum kalmayacak. Yani senin açından bakarsak, bir anlamı var mı?
Estoy atravesando un terrible divorcio y pronto no tendré un centavo, así que, desde tu punto de vista, ¿ cuál es el sentido?
Aktris kavgaları, yönetmenin uçkuru, boşanma, aldatma... New York Times'e uygun değil.
Enemistades entre actrices, directores acosadores, divorcios, traiciones... y eso no está bien para el New York Times.
Boşanma çirkin bir şeydir.
El divorcio es algo espantoso.
Bir boşanma elde ediyor musunuz?
¿ Te divorciarás?
Hayır, tatlım, Teyze İnanç bir boşanma almıyor.
No, cariño, la tía Faith no se divorciará.
Bir boşanma değildi Şeytan çıkarmaydı!
No fue un divorcio- - fue un exorcismo!
Henrik boşanma evraklarını imzalamayacak.
Henrik no va a firmar los papeles del divorcio.
Eddie once isini sonra cocuklarini bosanma davasinda kaybetmisti.
Eddie acababa de perder su trabajo y a sus hijos en el divorcio.