Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ B ] / Bueno

Bueno перевод на испанский

571,939 параллельный перевод
Kartel beni iki kez öldürmeye çalıştı... iki kez Yani, uh, açıkçası, değerim var.
Bueno, el cártel trató de asesinarme... dos veces, así que, claramente, valgo algo.
İlk önce şunu yapmam lazım... Bir içecek.
Bueno, primero, necesitaré una bebida.
- Biliyor musun, ne var - Hmm?
Bueno, ¿ sabes qué?
İyi evet, Ancak bu, onun hakkında konuşamayacağımız anlamına gelmez.
Bueno, sí, pero eso no quiere decir que no podamos hablar sobre eso.
Ve eğer delirirse, o zaman... Güle güle, chalupa.
Y si se molesta, bueno, entonces... adiós chalupa.
Bu davayla yıllardır çalışıyorum. Ve şimdi aniden bana üç deneme var.
Bueno, he estado trabajando en este caso por años, y ahora de repente hay tres atentados en mi contra.
Pekala, şey...
Está bien, bueno...
Evet, hayır, bu...
Bueno, sí, no, eso es...
Hepsi büyük bir erkek klübünün parçası.
Bueno, todas son parte de un club de chicos grandes.
Ama sen şu gümüş kaşık priglerinden birini alırsın. Ve sokakta hayatta kalmalarını bekle, iyi...
Pero tomas a uno de esos presumidos de cucharas de plata y esperas que sobrevivan en las calles, bueno...
Pekâlâ, biraz agresif davrandım, Çünkü ben daha çok tercih edeceğim türden bir adamım. Aramaktan çok bakıyor, biliyorsun, özel...
Bueno, entonces fui un poco agresivo, porque soy el tipo de sujeto que prefiero estar mirando que buscando, ¿ sabes?
Evet, pekala, bazılarımız adanmış, Rog.
Sí, bueno, algunos de nosotros somos dedicados, Rog.
Tamam, bekle.
Bueno, aguarda.
Evet, bekleyeceğiz ama biz... Bilirsiniz, yukarı çıkın.
Bueno, sí, esperaremos, pero nosotros... tú sabes, esperaremos arriba.
Tamam, garip geliyor bu
Bueno, sé que esto va a sonar extraño,
Tamam.
Bueno.
Şey, seninle yatakta kalacağını düşünmüştüm.
Bueno, me imaginaba que ibas a terminar en la cama conmigo.
Uh, lütfen, ona "çok uzun" dediğimi söyleyin.
Bueno, por favor dile que dije "hasta la vista".
Yani, demek istediğim, Biliyorsun dostum, bugün erken saatlerde helikopterden atladım.
Bueno, es decir, amigo, salté de un helicóptero hoy más temprano.
Hayatta hoş geldiniz dostum.
Bueno, bienvenido a los vivos, amigo mío.
Dinle, dinle.
Bueno, escucha.
İyi...
Bueno...
Ajan Palmer, Ah, doğru söylenecek, Seninle çalışmak hiç hoşnut olmadı.
Bueno, agente Palmer, la verdad sea dicha, no ha sido totalmente desagradable trabajar contigo.
O zaman ben seni korurum, tamam mı?
Bueno, entonces te protegeré, ¿ está bien?
Onları suçlayabilir misin?
Bueno, ¿ puedes culparlos?
Peki dört kişi olursa ne olur?
Bueno, ¿ qué pasa con cuatro?
Yani... Sanırım 50'lerde geri dönüşüm böyle bir şeymiş.
Bueno... supongo que así reciclan en los 50.
Ethan Cahill, demek istediğim... gerçekten sana ne olacağını tam olarak bilmiyorum, ama ne olursa olsun büyük ihtimalle iyi bir şey olmayacak.
Ethan Cahill, lo que significa... sinceramente, no estoy seguro de qué te va a pasar, pero, sea lo que sea, es probable que no sea bueno.
Bana sonra teşekkür edersin.
Bueno, puedes agradecerme después.
O zaman büyükbaban da...
Bueno, entonces, ¿ qué hace tu abuelo...?
Eğer mekanı yok etmeye çalışıyorsa, büyük ihtimalle bodrumdadır.
Bueno, si trata de acabar con este lugar, probablemente en el sótano.
Belki de o gün bugündür.
Bueno, quizá hoy sea ese día.
Birbirimizi bir kaç yıldır görmüyoruz, ama... zaman çabuk geçmiş gibi.
Bueno, no nos hemos visto en varios años, pero... parece que no hubiera pasado el tiempo.
Oğlumun bana baba olduğunu söylemesi.
Bueno, el día que mi hijo me dijo que había sido padre.
- Henüz değil.
- Bueno, todavía no.
Burada ben izin vermeden çivi çakılmayacaktı.
Dijo que nada pasaba aquí sin mi visto bueno.
Evet, hiçbiri gerçekleşmedi.
Bueno, nunca se vuelven realidad.
Eh, öyle aslında. Annem aile kaşığını Polonya'dan gizli getirmek istemiş.
Bueno, sí, pero porque mi madre quiso contrabandear la cuchara familiar de Polonia.
Peki, sen her şeyi çözmüşsün bile.
Bueno... supongo que ya lo tienes todo resuelto.
Sığınak iyi bir şey olabilir.
Un búnker puede ser algo bueno.
Yardımın için sağ ol.
Bueno, fuiste de gran ayuda.
Ahlaki özgeciler, elindeki her şeyi başkalarına vermelisin, der.
Bueno, un altruista estricto diría que debes regalar todo lo que tienes.
Evet, dersimiz bitti.
Bueno, terminó la clase.
Tabii ki.
- ¿ Un viaje? Bueno, claro.
Seni görmek harika.
Es bueno verte.
İnsanlara ulaşmak istiyorsan Gerçek Ev Kadınları programları çok popüler, değil mi?
Bueno, si quieres que la gente se entere, esos programas de Amas de casa reales son populares, ¿ no?
En azından farkındalık yaratır.
Bueno, crearía conciencia...
- Şu adamla bir tanışalım.
- Bueno, reunámonos con este sujeto.
Evet, bu Haiti yılandişinin soyu tükenmek üzere.
Bueno, el solenodonte de La Española está en peligro de extinción.
Önce beni ailemden istemesi lazım.
Bueno, primero tendrá que preguntarles a mis padres.
İyi ki konuştuk.
Bueno, gran charla.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]