Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ C ] / Coche

Coche перевод на испанский

53,960 параллельный перевод
James'in arabası 33.000 Pound'dan başlıyor.
El coche de James vale desde 39.000,
Yakında, herkes, şüphe götürmeyecek şekilde, favori arabamın satışa çıkacağını görecek.
Al poco, me cansé de sus abusos y me fui en el que sin duda es mi coche favorito a la venta hoy en día.
Arabam gerçekten çok çabuk!
¡ Mi coche es muy rápido!
Bu arabanın neden kaybettiğini anlamıyorum çünkü standar kasislar yerine formula 1 ya da McLaren P1'daki gibi karbonfiber korumalık var.
No entiendo por qué ha perdido este coche, si en lugar de un chasis convencional tiene uno de tubos de fibra de carbono. como en un Fórmula 1 o un McLaren P1.
Ve karbonfiber korumalık arabayı hem pahalı hem hafif yapar.
Y los tubos de fibra de carbono hacen al coche... caro, pero ligero.
Bence araban benimki kadar hızlı değil.
Creo que es porque tu coche no es tan rápido como el mío.
Üstü açılabilen ve koltukların üzerinde dikilip trafiği yönetebilecekleri bir araca ihtiyaçları var.
Que necesitaban un coche al que le pudieran quitar el techo para pararse en los asientos y dirigir el tráfico en una situación de emergencia.
" Şu arabada olmalıydım.
" Debí haber ido en coche.
Ama öyle abidik gubidik eski araçlar değil.
Pero no cualquier coche viejo.
Bu arabanın orduda karşılığı yok ama eğer patlatabiliyorsak kimin umrunda olur?
No hay ningún equivalente naval para este coche, pero ¿ a quién le importa si lo volamos?
Bunlar için, güzel ve korkutucu bir arabaya ihtiyacınız var.
Para estos, necesitas un coche que sea aterrador y letal.
Diğer yarışmacılara korku salan bir arabaya.
Un coche que siembre el pánico entre los demás conductores.
Ve bu işi G-Wiz'den daha iyi hangi araba üstlenebilir ki?
¿ Y qué coche mejor para este trabajo que el magnífico G-Wiz?
Hani, 2 veya daha fazla insan varsa eğer arabanızda içeri girmenize izin verilmez.
No puedes ir por ellos sin ser dos o más en el coche.
James, Fas'ta, hayvanları böyle öldürüp ağırlık olarak kullanmak kabul edilemez bir şeymiş.
James, no es aceptable en Marruecos matar animales para establecer el peso de un coche, así que...
Konu şu, her gün kullanılan spor arabalarla, pahalı olan spor arabalar arasında baya sağlam bir test yapmış olduk.
Bueno, la cosa es que habíamos creado una prueba interesante entre un coche deportivo de uso cotidiano y otro más duro.
Artık yalnız olduğumuza göre... Alfa Romeo'nun simgesi hakkında saatlerce saçma sapan konuşabilirim. Ve tabi ki, karbonfiber yapısıyla bir spor araba olmadığına dair atıp tutabilirim.
Ahora que estamos solos, podría hablar horas sobre el significado del emblema de Alfa Romeo, y sobre la carrocería de fibra de carbono, este no es realmente un coche de deportivo.
Burası arabamdan bir santim daha geniş seni mal herif!
Es solo dos centímetros y medio más ancho que mi coche, ¡ estúpido hombre!
Arabadaki şu Akıl Alan Pervaneleri biliyorsun değil mi?
¿ Sabes la secuencia del coche por el medio de los molinos?
İstersen arabayı getirebilirim.
¿ Sabes? , puedo ir a por el coche.
Yerinizde olsam, sizi burdan alması için birini arar, aracı da sabah hallederdim artık.
Todo está cerrado. Si yo fuera vosotros, llamaría a alguien para que me recogiera y me ocuparía del coche por la mañana.
Ama bazı kişişel işlerim de olacak yapman gereken, iş için geziler, belki kızım getir götür işi de olacaktır.
Pero hay algunas cosas personales que podrías tener que hacer, un recado aquí o allá, ¿ tal vez llevar y traer a mi hija en coche?
Arabadayım, stajyer.
Estaré en el coche, recluida.
Seni dışarı atmadan, şu lanet arabadan in, Jemma!
¡ Sal del puñetero coche, Jemma, antes de que te saque yo!
Onu üç kez AVM'de bıraktım tek başına, en sonuncusunda bir otoyolda arabadan inmesini istedim.
Yo la he dejado en tres centros comerciales y he querido echarla fuera del coche en la autopista al menos una vez.
Jemma'yı gezdirmek de yok artık.
Se acabó llevar a Jemma en coche.
Halep'te patlatılan en büyük bomba yüklü araç bu olmalı.
Este debe ser el coche bomba que más daño ha causado en Alepo.
Herhangi bir otomobilin kullanım kılavuzu açıklayacak olursak, motorun yakınındaki elektrik sensörleri ani hız azalması tespit eder ve yastığı şişiren bir gaz patlamasını tetiklemek için ısıyı kullanır ve bu da hayatınızı kurtarır.
Como cualquier manual del propietario del coche explicaría, los sensores eléctricos cerca del motor detectan la desaceleración rápida y utilizan el calor para activar una explosión de gas, que infla el cojín, que te salva la vida.
Yani şimdi ben o fıstık gibi arabayı alamıyorum.
Así que, ¿ supongo que no consigo ese bonito coche?
ne kadar istiyorsun? Annem bu ayki araba sigortamı ödedi ve bugün geri vereceğimi söyledim.
Mamá me ha pagado el seguro del coche este mes y le dije que lo tendría hoy...
Her araba alarmında, her rüzgâr uğultusunda insanlar bana gülüyor gibi geliyor.
Cada alarma de coche, cada susurro del viento suena como gente riéndose de mí.
Okula gidiyoruz, beni arabada bekleyin.
Vamos al colegio. Esperadme en el coche.
Trafik kazası.
Un accidente de coche.
- Trafik kazası.
- Un accidente de coche.
Yine hangi saçma konuda kavga ediyorlarsa artık, kavgaları biter bitmez arabaya binip Luke'un partisine gideceğiz. Başka bir partiye gidecek havada değilim.
En cuanto dejen de pelear por la estúpida cosa por la que estén peleando, nos metemos en el coche y vamos a la fiesta de Luke.
Bu konuda çok gerginim, o yüzden benimle tartışma ve arabaya bin.
"Escucha a tu marido". Estoy muy tensa así que, ¡ no discutas conmigo y métete en el coche!
- Sen Rittenhouse'tansın.
- ¿ Problemas con el coche? - Está con Rittenhouse.
Seni alabiliriz diye düşündük.
- Creímos que le vendría bien un coche.
Sana arabayı durdurmanı söylemiş.
Te dijo que pararas el coche.
Arabamı kullanırken, arabayı bozdular.
Han estado jugando con mi coche mientras lo conducía.
Sen şimdi arabaya biniyorsun, ve birlikte doktor randevusuna gidiyoruz.
Vas a entrar en el coche ahora mismo y vamos a ir a la cita con este doctor.
Kuzey amerika'da başka bir araba daha ve onun arkasında sıkışıp kaldım.
Uno otro coche en América del Norte, y yo estoy atrapado detrás de él.
Araba otoyolda hızla giderken karşı yola geçmiş ve başka bir arabaya çarpmış.
Un coche aceleró en la autopista, invadió el sentido contrario, chocó contra otro coche.
Teknik servisten bir eleman. Arabasını benimkinin yanına park ediyor.
Creo que es el tipo de sistemas que estaciona su coche al lado del mío.
Babanın araba kullandığını hatırlıyor musun?
¿ Te acuerdas que papi iba conduciendo... su coche?
Kendi kendisini süren arabadan memnun musun?
¿ Cómo te está tratando el coche de conducción autónoma?
Kötü araba!
¡ Coche malo!
Uzun zamandır arabadayız.
He estado en el coche mucho tiempo. ¿ Ves?
Hala iki arabamız var sürmek istemeyen varsa diğerinin arabasına geçsin.
Recordad, todavía tenemos dos coches, así que si hay alguien con el que no queráis montar, subíos al otro coche.
Tandy'nin aracında olmadığım için çok mutluyum.
Me alegra mucho no estar en el mismo coche que Tandy.
Araç tam 7 : 30'da gelecek.
TU COCHE LLEGARÁ A LAS 7 : 30 EN PUNTO.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]