Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ E ] / Elbisem

Elbisem перевод на испанский

755 параллельный перевод
Hayatta ne bir elbisem oldu ne birilerini gördüm ne de gezmeye gittim...
No tengo nada que ponerme, nunca veo a nadie, nunca voy a ninguna parte...
Onlar elbisem gibi sökük, Ve sağ gözüm dürttü.
Rasgaron mi vestido nuevo, y golpearon mi ojo derecho
Takım elbisem üzerinde şık durdu.
Vaya, te queda bien mi traje.
Kalan tek takım elbisem...
- ¿ Y qué te pondrás? - ¡ Lo tengo! - ¿ Qué?
Başka bir elbisem de kalmadı.
Es un milagro que aún me quede ropa encima.
Arabanıza zorla girerim, elbisem yırtıIır ve çığIık atarım, Ve sonunda kariyerinizi korumak zorunda olduğunuzdan para verirsiniz.
Me meto a la fuerza en su coche, me desgarro la ropa y grito, y Ud. tiene que proteger su carrera, así es que pague.
Misafir için elbisem müsait değil.
Vaya, no estoy vestido para la ocasión.
Ama öbür takım elbisem burada olmalı.
Pero estaba esperando mi otro traje.
Belki de elbisem seni şaşırtmıştır.
¿ Quizás mi traje te asombra?
Ama onun gibi elbisem olamaz. Bak işte.
No soy el hombre fuerte.
Bunlar benim elbisem değil.
Esto no es mío, señora.
Elbisem!
¡ Mi vestido!
Dadı, ne kadar zayıf ve solgunum ve hiç elbisem yok.
Oh, Mammy, estoy tan flaca y tan pálida y no tengo ropa.
Bazen diyorum ki, gömülmek için şık bir elbisem olsa güzel bir yer bulup yatarım ve ölürüm.
Si tuviera un vestido elegante para que me enterraran buscaría un buen sitio, me echaría y me dejaría morir.
- İyi bir elbisem olsaydı.
- Ojalá llevase puesto un vestido mejor.
O elbisem, tek adım dansını çok güzel yapar.
Ese esmoquin mío baila mejor que nadie.
Bir de, Bay Birnam, tek elbisem yarı resmi bir şey.
Ah, Sr. Birnam, todo lo que tengo es semiformal.
Elbisem mi?
- ¿ Mi vestido?
Başka elbisem yok mu?
- ¿ Con que no, eh?
Elbisem!
Mi vestido!
Hatırlıyorum, bir keresinde mavi bir elbisem vardı neden mavi dondurma alınmadığını anlamamıştım. Hiç unutmam nasılda ağlamıştım.
Una vez tenía un vestido azul y no podía entender por qué no me daban helado azul y lloré...
- Yeni bej elbisem için.
- Para mi nuevo traje beige.
- Ah, elbisem.
- Oh, el vestido.
Sadece eski mavi takım elbisem.
Sólo es mi vieja sarga azul.
Tek elbisem ve çok eski.
Es el único y es viejo.
Takım elbisem mesela.
Mi esmoquin, por ejemplo.
Garip bir sebepten dolayı bu gece giymemi istediğin eski takım elbisem.
Por alguna extraña razón, quieres que me lo ponga hoy.
En güzel elbisem sana yeterince iyi gelmiyorsa onu hemen çıkarabilirsin.
Si mi mejor vestido no te basta, puedes quitártelo.
Yine de benim elbisem ve çıkarmak için 30 saniyen var.
Es mío. Tienes 30 segundos para quitártelo.
Ama elbisem.
¡ Pero mi vestido!
Elbisem sertleşmişti ve su kırmızıya dönmüştü.
La tela estaba tiesa, el agua enrojeció.
Elbisem... beni görebiliyorlar.
Me pueden ver.
Ben de elbisem için bu kumaştan istiyorum.
Yo quiero una tela como ésta para mi vestido.
Lise boyunca hiç gece elbisem olmadı.
Nunca he tenido un vestido para ponerme cuando salía.
Elbisem yırtılmış.
Se me ha roto el vestido.
Esas benim elbisem yırtıldı.
Y ella me ha roto el único vestido que tengo.
- Eski elbisem yenilendi o kadar. - Ama daha güzel olmuş...
Es un viejo vestido reformado, pero quedó muy bien.
Hey, dikkat et, elbisem kirlenecek!
Cuidado que me vas a manchar la ropa. Linda!
Çok güzel bir uzun elbisem var.
Tengo un hermoso vestido de noche con metros de falda.
Flora, elbisem!
¡ Flora mi vestido!
Kırmızı elbisem nerede?
¿ Dónde está mi vestido rojo?
Elbisem fren pedalına takılmasaydı seni yolda yakalayacaktık.
Te habría alcanzado si el vestido no se me hubiera enganchado.
Hiç kışlık elbisem yok.
No tengo nada de ropa para el invierno.
- Cole, elbisem yeniydi.
- Cole, mi vestido nuevo.
Yeni bir elbisem olsa ve gözlük taksaydım.
¿ Y si llevara un vestido nuevo y gafas?
- Yeşil bir elbisem var.
- Mi color es el verde.
Elbisem var.
Tenemos todo lo que necesitamos.
Bunun, kalan son takım elbisem olduğunu biliyorsun, değil mi?
Este era el último traje limpio que me quedaba. Cualquier hombre se pondría a llorar.
- Elbisem gelmiş olabilir.
Hola, Adam.
- Opera elbisem yok. - Gayet iyi olacaksın.
No tengo vestido para la ópera.
Elbette, ama elbisem pek müsait değil.
No te molestes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]