Entero перевод на испанский
8,928 параллельный перевод
Aşık olmayı ilişki içinde olmayı ve kendime, arkadaşlarıma aileme ve tüm dünyaya bir ilişki yaşayabileceğimi kanıtlamak istemiştim.
Estar enamorado, en una relación... y probarme a mí mismo, a mi entorno... y al mundo entero que podía tener una relación.
Boşanma kağıdındaki imzam kurumadan 24 saat içinde annemin öldüğünü öğrendim.
No habían pasado ni 24 horas de haber firmado el divorcio, y me entero de que mi madre está muerta.
Yani konuşmadan bile sen dünyayı sallayabilirsin.
Sin hablar una palabra, puedes sacudir al mundo entero.
Tüm günün hasılatı boşa harcandı.
Un día entero desperdiciado.
Tüm grubun fotoğrafını çekmiştim ama ışık yanlış açıdan gelmiş.
Tomé una foto del grupo entero, pero no la tomé bien.
Ve artık, cenneti hayal ediyorsun, ama onu sen oluşturmalısın, ve tüm dünyaya Büyük Lui'nin var olduğunu kanıtlamalısın.
Y ahora, sueñas con un paraíso, pero debes construirlo tú mismo, y haz saber al mundo entero... que Luis el Grande... ha llegado.
Eli yüzü düzgün eşcinsel tipler evlerimizi almaya başlarsa semtin sonu yakındır.
Cuando los gays atractivos empiecen a comprar nuestras casas, el vecindario entero estará condenado.
Emlakçılar piyasa değerinin üstüne çıkıp yer satın almaya başladı. Birkaç ay sonra bir bakmışsın, her yer üst sınıftan insanla dolmuş. Bize yol göründü tabii.
Los agentes empezaron a comprar propiedades con mayor valor... que el del mercado, y en solo unos pocos meses... el vecindario entero fue invadido por los pijos... y nosotros fuimos desalojados.
Eğer yazı, tüm dünyanın hayranlığını kazanmak yerine, şişmanlar kampında geçirmek istiyorsan.
Si quieres ser una gorda en vez de ganarte el respeto del mundo entero.
DYAD Grup dünyaya yayılıyor.
El grupo DYAD abarca el mundo entero.
Bütün bir kat bizim için hazırlandı.
Un piso entero ha sido preparado para nosotros.
Bütün odayı boşaltsaydın ya?
- ¿ Por qué no vacías el cuarto entero?
Lisenin sizi nasıl hazırladığına ve ne kadar harika bir yer olduğuna dair bir dolu konuşma yazdım ama ben nefret ederdim.
Escribí un discurso entero para decir cómo la secundaria los prepara y el lugar maravilloso que es pero yo la detesté.
İnsanların elektriğe para vermesini adil bulmadığından bütün kasabaya bedava elektrik verecekti.
Y pensó que no era justo que la gente pagara la electricidad así que iba a electrificar al pueblo entero gratuitamente.
Yakında, tüm evren insan ırkının gerçek potansiyelinin farkına varacak.
Muy pronto, el universo entero conocerá el verdadero potencial de la raza humana.
Tüm dünya aynı soruyu soruyor :
El mundo entero está haciendo la misma pregunta :
Meereen'deki çukurlarda dövüşen adamlar bunu canlı canlı yer.
Los hombres que luchan en las arenas de Meereen lo devorarían entero.
Sahip biliyordu.
El maestro se entero.
Sonra ben pazartesi sabahı işe geldim,... ve onu öldü buldum, ve... ve Gwen...
Y entonces vengo a trabajar el lunes por la mañana, y me entero que ha muerto, y... y Gwen...
Dışarıda bir gün, burada bir yıla değer.
Un día fuera equivale a un año entero aquí.
Tüm gemiyi didik didik arayın!
Hagan pedazos el barco entero.
Ülkede görmediğim yer kalmadı.
Lo he visto, he visto el país entero.
Tüm dünyanın bu kadınla evli olduğumu bilmesini istiyorum.
Quiero que el mundo entero sepa que estoy atado a esta mujer.
Scottie'ın kıçını tekmelemesin nedeni... öğrenmesinden dolayı mı?
es por eso, uh, Scottie fue tras de ti... porque se entero?
Tüm dünyaya silah verirler ama bizim kendimizi savunma yeteneğimizi inkâr ederler.
Ellos proporcionan armas al mundo entero pero nos niegan la capacidad de defendernos.
İlk defa senden duydum.
Recién me entero de esto.
Ayrıca tek bir canı kurtarmanın tüm insanlığı kurtarmak gibi olduğunu da söyler.
También dice que "salvar una vida es como salvar el mundo entero".
Bugün tüm dünya, uzay yarışının büyük bir yalan olduğunu öğrenecek!
¡ El mundo entero sabrá que la carrera espacial fue una mentira!
Evet, ama şimdi oraya giderse ve Ay'daki bayrak dahil tüm Ay görevlerinin kalıntılarını yok ederse, Ay'a giden ilk insanın gerçekten o olduğuna tüm dünya inanır.
Sí, pero si él llega ahora... y destruye los restos de las misiones lunares... incluyendo la bandera lunar... el mundo entero creerá que él es el primer hombre en la Luna.
Aile misiniz yoksa koca bir ülke mi?
¿ Es tu familia o un país entero?
Bütün dünya izliyor.
El mundo entero está mirando.
Sadece bir dâhi tüm dünyayı kandırabilir.
Solo un genio podría engañar al mundo entero.
Tüm dünya izliyor.
El mundo entero está mirando.
Sanırım tüm dünya güzel şeylere şahitlik ediyor.
Creo que el mundo entero esta ahí fuera con el ojo en algo realmente maravilloso.
Ve bütün bunlar çalışma alanının tamamını gözden düşürmek için yeterli midir?
¿ Y cree que es suficiente como para desacreditar un campo de estudio entero?
Bütün gün mülakattaydın.
- Hola. Un día entero de entrevistas.
Pek sayılmaz.
No por entero.
Daha ilk günümde az kalsın güreş takımının komple tecavüzüne uğruyordum.
Casi me viola el equipo entero de lucha libre el primer día.
Ian'dan haber alırsam ararım seni. Sen de öyle yaparsın, tamam mı? Tamam.
Y si me entero de algo sobre Ian, te aviso, y vicerversa también, ¿ vale?
Tanrım, tüm ülkenin içine etmek üzereyiz.
Dios mío, estamos a punto de joder un país entero.
Eğer yalan söylediğini öğrenirsem yemin ederim ölürsün.
Si me entero de que estas mintiendo, lo juro por Dios que estás muerto.
Sırf bu iş için çalışan koca bir propaganda ekibim var.
Bueno, tengo un departamento de publicidad entero para eso.
Dünyadaki herkesin salak olduğunu düşünüyorsun değil mi?
Crees que el mundo entero está lleno de idiotas, ¿ verdad?
Ailesi öğrendiğinde hayatı ona zindan etmişler.
Su familia se entero e hicieron su vida un infierno.
- Evet. Geri donmus, benim simdi mi haberim oluyor?
¿ Ha vuelto y yo me entero ahora?
"Güçlü Budur" un bir bölümünün tümü seninle ilgiliydi.
Hay un episodio entero de "Poderes Fácticos" sobre ti.
"Güçlü Budur" da güçlerini kaybeden ve sonrasında onları yeniden kazanmaya çalışan kahramanlarla ilgili bir bölüm vardı.
Había un episodio entero de Poderes Fácticos sobre héroes que habían perdido sus poderes, y después intentaban recuperarlos...
Eğer New Directions'ın, bir grup hoşgörüsüz insan olduğumuzu düşünmelerini sağlarsak,... Will Schuester moduna girecekler.
Si podemos hacer que los New Directions piensen que somos intolerantes de un grupo entero de personas, se pondrán en modo Will Schuester.
Ve bu karmaşadan iyi çıkacak bir şey varsa,... o da bize verdiği dünyanın en iyi hediyesidir.
Y si algo bueno puede salir de este desastre, bueno, entonces nos dieron el mejor regalo del mundo entero.
Benimle birlikte olmak isteyen bir dünya dolusu insan var.
Mira, hay un mundo entero de chicos esperando ser mi consuelo.
- Evet, tüm programı yayınladılar.
- Sí, han emitido el concurso entero.