Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → испанский / [ E ] / Evet vardı

Evet vardı перевод на испанский

3,867 параллельный перевод
Üzerinde güzel teçhizat vardı, evet vardı.
Tiene un buen taladro ahí abajo, de verdad.
Evet, o sırada elimde bazı güzelliklerle beraber bir partiye gitme ihtimalim vardı.
Sí, puede que estuviera de camino a una fiesta con algunos favores típicos de fiesta.
Evet, Rancor Düzlükleri'ne vardığımızda, söylemiştin.
Sí, cuando lleguemos a Rancor Flats, me dijiste.
Evet, arkamda bir adam vardı ama sanırım başka yöne döndü.
Sí, había un tipo a una cuadra detrás de mí, pero él parece haber girado.
Evet, galiba iki kadın vardı.
Sí, creo que eran dos.
Evet, sigaraya ihtiyacım vardı.
Sí, necesitaba un cigarrillo.
"Evet sayın Yargıç, depomda yarım ton nitrat vardı ama benim değildi."
"Sí, Su Señoría, había media tonelada de nitrato en mi garaje, pero no era mía".
Evet, garantileri vardı.
Es que tenían garantía.
Evet. Acıyı azaltmak için bir şeylere ihtiyacım vardı.
Necesitaba algo para adormecer el dolor.
Gördüm, evet, elinde buz kıracağı vardı.
Lo hice, Sí. Estaban agarrando un pica hielos.
Evet hissediyorum beyaz bir yere vardığımız hissediyorum!
Sí... estoy sintiendo. ¡ Siento...! que llegábamos a un lugar...
Bilirsin, müzikte şarkı ve şarkı sözleri... - Evet. - Ve jigolo parçaları vardır.
Tienes la música, la letra y la parte del gigoló.
Evet, ama demek istediğim herkesin bir münasebete ihtiyacı vardır.
Sí, pero lo que quiero decir es que todos necesitan contacto.
Hani çiftler vardır, "Evet, evet, evleniyoruz" derler.
"Sí, nos vamos a casar".
Evet, talimatlar. Demokraside hükümet fonksiyonları insanlara hizmet etmek içindir vardır. Doğrusu o halde insanlar efendidir.
instrucciones... la función del gobierno es servir a la gente... el pueblo es el jefe.
Evet. Bugün bir sunum vardı. Ve arabanın adının Howard olduğunu açıkladılar.
Hubo una presentación hoy y él reveló que el nombre del auto es...
Evet! Bir kaç saat önce sizi aramıştım ve bu ay içinde randevu alamamıştım, bu yüzden hazır yakınlardayken...,... belki senatöründe boş vakti vardır diye...
Llamé hace un par de horas, y no pude conseguir una cita por un mes, así que dado que estaba de paso, pensé en solo caer en caso de que el Senador sucediera que tuviera -
Ve evet aramızda bir şey vardı ve daha sonra o Tara ile tanıştı.
Y sí, tuvimos algo.
Evet, bir zaman izlediğim dizide çocuğun tavşanı vardı.
Sí, un niño tenía uno en un programa que vi una vez.
Evet, bence o heriflerden elinde çok vardı, Shawn.
Sí, creo que estaba por un montón de tíos, Shawn.
Evet, çünkü terlik için paraya ihtiyacı vardı.
Sí, porque necesitaba dinero para sandalias.
- Evet. Ancak morluğu araştırdıktan sonra bu dövüşün ölümden yaklaşık bir saat önce olduğu sonucuna vardım.
Sí, pero... dada la apariencia de la contusión estimo que ocurrió, por lo menos, una hora antes del deceso.
Evet, vardı. Ama sen dinlemedin.
Sí la tuviste, pero no escuchaste.
Evet, vardı.
Si.
Evet, tabii. Bende hep tavsiye edecek bir film vardır.
Oh, claro, seguro, siempre hay alguna.
Aramızda özel bir şeyler vardı evet ama bu Jody ile aranızda olanla kıyaslanamaz bile.
Nosotros teníamos algo especial. Pero no tan especial como lo tuyo con Jody.
Evet, pekala, Boner bir gün tek başına yolda gidiyordu,... ve arabasının önünde, ön panelde,... kocaman bir çöp yığını vardı,... yere düştüler ve o da neler olduğunu görmek için aşağı baktı.
Un día Boner iba conduciendo solo, y tenía un montón de basura sobre el salpicadero, entonces se cayó por el suelo, y él miró para ver que pasaba.
- Evet, aslında çok iyi bir öğretmenim vardı.
- Sí, bueno, tuve un profesor muy bueno.
- Evet abi. Ne vardı?
- Sí, hermano, ¿ qué pasa?
- Evet, vardı.
- Sí, la tenías.
Yani evet, öyle bir şey vardı.
Digo, eso pasa.
Biliyormusun, Başka planlarım vardı, Fakat seni burada görünce, evet - Bu herşeyi değiştirir.
Sabes, tenía otros planes pero verte hoy aquí lo cambia todo.
Jack Crawford buraya mı geldi? Evet. Hastana ilişkin ona her ne söylediysen bunları doğrulamak isteyecek kadar çok şüphesi vardı.
¿ Jack Crawford estuvo aquí? Tenía suficientes dudas sobre lo que lo que quiera que le dijiste sobre tu paciente para que sintiera la necesidad de verificarlo.
Evet, bu ceketten ümidim vardı.
Pues, tenía grandes esperanzas para esta chamarra.
- Evet, vardı Kaylie.
- Oh, sí, lo hice, Kaylie.
Evet, sadece unuttuğum bir randevum vardı.
Sí, acaban de llamarme por una cita que había olvidado.
Walt'un "Evet." demesini kolaylaştıran başka sırları vardı.
Walt tenía sus propios secretos que hicieron que decir "sí"
Evet, ya da bu daha çok sanırım... Merak ettim ki... Beni davet etmediğinize göre, kaçındığınız bir şey vardı.
Si, o tal vez creo que lo encaré más como una pregunta de por qué no me invitaron, y qué era lo que estaban tratando de evitar.
- Aslında sabahtan beri vardı evet.
Sí, como que estaba en mi mente antes, sí.
Evet, balkonda dolaşan bir bebek vardı.
¡ Si! Fue una muñeca, flotando en el balcón.
Zamana ihtiyacı vardır, evet.
Necesitaba espacio, sí.
Evet, bazen gerçekten eğlencelidir 18. yüzyılda partiler vardı.
Sí, a veces es muy divertido. En el siglo 18 hacían cada fiesta.
Evet, efendim, baskı vardı.
Sí, señor, hubo presión.
Evet, tabii vardır.
Sí, estoy seguro de eso.
Oh, evet, beni yenebileceğini sandı ama bir çekicim vardı yani... sadece bir kazanan olacaktı.
Sí, pensó que podría conmigo pero yo tenía un martillo así que... siempre va a haber un solo ganador.
Evet. Şey... bir işim vardı.
Sí, no yo,... tenía una cosa.
Evet, vardırdım, babacık.
Sí, lo haré papi.
Evet, um Wes'in kalacak bir yere ihtiyacı vardı.
Sí, bueno, Wes necesitaba un lugar dónde quedarse.
Evet, içimde kötü bir his vardı o kapıdan girdiği an.
Sí, tuve un mal presentimiento en el momento que atravezó la puerta.
Evet, yada belki elinde... bilemiyorum... belki takas olabilir temiz bir örnek vardır.
Sí, lo estoy, o lo estaré a menos que tengas un... No lo sé... una muestra limpia que quizás puedas intercambiar.
Evet, üç olay vardı, değil mi?
Sí, han habido tres violaciones, ¿ verdad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]