Gayet makul перевод на испанский
248 параллельный перевод
Hikâyeleri bana gayet makul ve doğru geldi.
Su historia me parece perfectamente verosímil y sencilla.
Gayet makul.
Más que razonable.
Bilmedim. Kendimi senin yerine koydum ve giriş yeri gayet makul göründü.
Me puse en su lugar y que pareció la entrada lógica.
Eğer bu adamlar iddia ettikleri kişilerse... o ajanların listesini... yazabileceklerini beklemek gayet makul bir şey olurdu.
Si estos hombres son los que dicen que son, sería razonable... esperar que pudieran escribir una lista con esos agentes.
Gayet makul.
Eso es bastante justo.
Gayet makul görünüyor.
Parece justo.
- Gayet makul.
Eso tiene sentido.
Ve şimdiye kadar yaptıkları, en ince ayrıntısına kadar başarılı olduğuna göre, geri kalanının başarılı olması da, gayet makul.
Y, como todo lo que han hecho ha salido a la perfección, parece lógico que tengan el resto solucionado.
- Bunu gayet makul buluyorum.
Lo que es perfectamente razonable.
Gayet makul. Özellikle Masakoa için
A mí me parece muy razonable.
Gayet makul.
" ¡ Vaya!
Burada ne olduğuna dair gayet makul bir fikrim var.
Creo que tengo una buena idea de lo que sucedió aquí
Ve benim sevimli ve yakışıklı yeğenlerimin... yaşlı Nathan'ın ölümünden memnun olması için... gayet makul nedenleri var.
Y mi amada sobrina y mi guapo sobrino tienen muy buenas razones para sentirse agradecidos por la muerte de Nathan.
Gayet makul.
Muy comoda.
Gayet makul.
Bastante justo.
Bu fiyat gayet makul.
El precio es perfectamente razonable.
Bu fikirden hoşlandım. Gayet makul. Bir tür beleş sigorta gibi.
Yo estoy a favor de la idea, no hay que ser imbécil de conseguir un seguro gratis.
Hayır, hayır, gayet makul, elbette yanlış anlamayız efendim.
No, no, tranquilos. Claro que no, señor.
Gayet makul.
Lógico.
Sadece, sizinle oturup, çay içmek bana gayet makul gözüktü.
Creí que era de buena educación sentarme a hacerle compañía.
- Evet, gayet makul.
- Bien, de acuerdo.
Özür dilerim. Gayet makul. Demek istediğim, Kuzey Kutbundaki su bükücülere ay tutulması esnasında ne olduğunu bir düşünün.
los maestro fuego pierden su control cuando hay un eclipse solar lo siento eso tiene sentido quiero decir, pienses en lo que hizo el eclipse lunar a los maestro agua esto es grande
Gayet makul.
Bastante aceptable.
Merhaba, Shuko İş merkezine hoş geldiniz buradaki her şeyin gayet makul bir fiyatı vardır.
Bienvenidos al centro Shuko, donde es posible comprar cualquier cosa.
Gayet makul, Ted.
Me parece justo, Ted.
Başkası olsa "Gayet makul" derdi ve çıkıp da gelmezdi buraya.
Los demás decían "me parece bien" y luego no aparecían.
Vincenzo, kızgın boynuzlarıyla beni kızgın yapmayın, tamam mı? Gayet makul.
No me hagas enojar con los cuernos, ¿ de acuerdo?
Gayet makul.
Me parece bien.
Güzel, gayet makul.
Bien. Me parece justo.
Bence fiyat gayet makul.
Creo que se merece ese precio.
- Bu gayet makul.
Eso es comprensible.
Gayet makul.
Entiendo.
Gayet makul olduğunu düşündüğüm bir teklif yapıldı bana.
Aquí está entonces lo que me propusieron y que me parece verosímil...
Gerçekten hoşlanacağımız biriyle karşılaşmamız gayet makul bir şey.
Es lógico que en algún momento sea alguien que nos guste.
Gayet makul ama burada o kadar çok para yok.
- Me parece justo. Pero no tengo tanto dinero aqui.
Bence krep gayet makul bir geçiş yemeği... ve ben de bir tane almak isterim.
Creo que el panqueque es una fuente de proteínas aceptable... y quiero pedir uno.
Gayet makul.
Es suficientemente justo.
Süs demek fazla cömert bir tarif olur ama işlev gayet makul.
Decorativo es una descripción generosa, pero la función está bien.
Hayır, gayet makul.
No, tiene sentido.
Gayet makul.
Es verdad.
İki polisin öldürülmesine yetecek kadar şehir dışına çıkmak gayet makul.
Sí, eso fue conveniente. De viaje el tiempo suficiente para que nuestros dos policías sean asesinados.
Baba, dinle. Gayet makul davranıyorum, ama şunu anlamalısın.
Papa, escucha, no estoy siendo irracional, pero tienes que entender eso...
- Söylediklerin gayet makul.
- Es totalmente comprensible.
Gayet makul geliyor.
Es muy convincente.
Gayet makûl.
Me parece justo.
Gayet makul.
Muy bien.
Gayet makul.
Todos se suman.
Gayet makul, öyleyse Ted.
Entonces parece razonable, Ted.
Şartlar düşünüldüğünde gayet makul bir varsayım.
Una suposición razonable, a tenor de las circunstancias.
Gayet makûl, tamamen geçerli.
Eso es justo. Es auténtico.
Gayet makul. Kaç tane?
¿ Y cuántos son?